Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '15

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

“Ben, Ben olanım” sözünden alınacak dersler

“Ben, Ben olanım” sözünden alınacak dersler
 

Kendin ol


Allah’ın Hz.Musa’ya cevabı” başlıklı yazımda bahsettiğim gibi Sina Dağı’ndaki o ilk karşılaşma anında Allah kendisini “BEN, BEN OLANIM” şeklinde tanıtır. Geçen sefer bu cevabın içrek anlamı üstünde durduk ve gelin bu sefer BEN kelimesinin kullanımına dair kendimize bir mesaj çıkaralım. Hatta mesajdan da fazlasını yapalım ve bunu uygulamaya dökelim...http://blog.milliyet.com.tr/allah-in-hzmusa-ya-cevabi/Blog/?BlogNo=505532

Bu cevaba bakınca BEN kelimesini ne kadar dikkatli kullanmamız gerektiği aklıma geliyor hemen.

Ben, sen, o, biz, siz, onlar” şahıs zamirleri bir cümle oluşturmak için önemli. Bunlar olmadan kişileri cümle içine sokamıyoruz. Kendimizi ve diğer yaşam tiyatrosu oyuncularını durumların içine sokamıyoruz.

Ancak cümle içine insanları sokarken o cümlelerin ve kelimelerin anlamları ile özdeşleşmemek çok önemli. Zira Mahatma Gandhi’nin o meşhur sözünü bir hatırlayalım...

"Söylediklerinize dikkat edin, düşüncelerinize dönüşür...

Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür...

Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür...

Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür...

Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerlerinize dönüşür...

Değerlerinize dikkat edin, karakterinize dönüşür...

Karakterinize dikkat edin, kaderinize dönüşür..."

Hz.Mevlana da çok benzer bir söz söylemiş..

Düşüncen konuşmana, konuşman hareketine, hareketin kaderine yansır.

40 defa söylersen olur” der güzel Anadolumun insanı. Daha yüzyıllar öncesinden bilir insanımız sözlerin gücünü. Hatta kadim simyacıların “Abrakadabra” demesi bile “söyleyerek tezahür ettiriyorum” anlamına gelir ve sözlerin titreşimsel gücünü temsil eder.

Kelimelerle yani söylediklerimizle özdeşleşmemekten bahsettik. Çünkü bizler kelimelerimiz değiliz. 20ncü yy’da felsefe sözlerin düşünceyi aktarma imkanı üstünde uzunca bir süre durdu ve modern bilimsel araştırmalar gösteriyor ki, beynimiz konuşma becerimizde 4 kat hızlı çalışıyor. Bu bile kendi başına aklın hızına yetişmek için bir engel teşkil ediyor. Yani bizler kısıtlı imkanlarla düşünce ve hayal dünyalarımızı aşikar etme gayretince olan varlıklarız. Bazı insanların sözel zekası diğerlerinden daha iyi olabilir ama bu sonucu biraz değiştiriyor. Hele bir de soyutsal olanı somuta sezgiler imkanı ile indirgeyip basitçe anlayabilmek beceri de işin içine girince hakikati beşeri olanın anlatması çok daha zor oluyor...

O yüzden dikkat etmeli insan söylediklerine. Zira söz ağızdan değil, kalpten çıkıyor. Kalbin derinliklerinden... Ve kendini gerçekleştiren bir kehanet gibi her söylenen söz akla ve bilinçaltına yazılıyor. 0-7 yaş çocuk gelişiminde bu akla nakşedilme işlemi ve süreci bir yetişkine göre çok daha derin ve hızlı oluyor. Ancak yetişkin insanlar da yaşadıkları olumlu ve olumsuz travmalarla cemali ve celali olarak format atabiliyor.

Bu yüzden öncelikle cümlelere BEN ile başlamayalım. Dikkat ederseniz güzel Türkçemizde zamirler yüklemin sonuna gelir ve cümle zamir eki ile biter. İstenirse zamir cümlenin başına da gelir. Yani “geliyorum” yerine “ben geliyorum” da denilebilir. Belki bunda bir sorun yok ancak “bunu başardım” yerine “bunu BEN başardım” demek farklı. “BEN başardım” vurgusu insana haz verdiğinden bu başarı ile bir özdeşleme oluyor ve en büyük engellerden KİBİR’i tetikler.

Bir diğer önerim de şu...”BEN, BEN OLANIM” diyen Allah BEN kelimesini bu denli güçlü ve pozitif kullandıysa, o zaman birler de BEN kelimesini pozitif kullanalım. “Ben çok kötü hissediyorum”, “Ben bir korkağım”, “Ben çok başarısızım” dediğimiz zaman aslında BEN kelimesini negatif anlamda konuşuyor ve içimizdeki İlahi potansiyeli ve cüz’i irademizi bir kenara bırakıyoruz.

Neden bir kurban gibi yaşayalım ki?

Neden sağlıksız benliği pozitif benliğe dönüştürmeyelim ki?

Benlikten kurtulmaya gerek yok sadece onu terbiye edelim.

O zaman günlük hayatta ne kadar çok BEN ile başlayan cümle kurduğumuzu FARK EDELİM. Bir şeyi tanımlamadığımız sürece cümlelerimize BEN ile başlamayalım. Kurduğumuz cümleleri de pozitif veyahut başka bir anlatımla PROAKTİF bir dilde kuralım ki bilinç altımıza önce dıştan içe sonra içten dışa format atalım. Ve kendimizi baştan yaratalım.

Sevgiler,

Kenan

 

https://twitter.com/Naacel

https://www.facebook.com/public/Kenan-Kolday

https://instagram.com/naacel/

http://naacel.blogspot.co.uk/

http://www.felsefetasi.org/author/kenan-kolday

 

 
Toplam blog
: 245
: 1347
Kayıt tarihi
: 29.10.12
 
 

Çocukluğumdan beri kendimden büyük bir şeyleri arayıp durdum. Ve 1999 yılında yaşadığım şoklar il..