Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

01 Mayıs '16

 
Kategori
Söyleşi
 

"Benim müşterim yok, dostlarım var..."

"Benim müşterim yok, dostlarım var..."
 

Geçtiğimiz hafta, "Ringlerden Sahnelere Transfer Oldu!" haberleri ile gündeme gelen başarılı müzisyen Kadir Taştan ile bir araya geldik.

Herkesin ilgisini çeken, ringlerden sahnelere transfer olayını bir de onun ağzından duymak istedik. Sohbetin devamında ise, Taştan'ın özel hayatı ile ilgili bilinmeyenlere cevaplar aradık..

Müziğe nasıl başladınız?

Müziğe 8 yaşında, perküsyon (ritim) ile başladım. Askere gidene kadar ritim çaldım. Askerden sonra profesyonel olarak müzik hayatım başladı. İlk albümümü, 2006 yılında dinleyenlerle buluşturdum.

Şarkılarınızın söz ve müziğini, siz hazırlıyormuşsunuz? Size bu sözleri yazdıran nedir?

Askerdeyken, çocukluk aşkım beni aldattı. Sonrasında zaten sahnelere çıkmaya başladım. Bu durum öncesinde, sahnelerde müzik yapmak gibi bir düşüncem yoktu Bu olaydan sonra başladı. Şarkılarımı dinleyenler ile buluşturduğumda olumlu tepkiler aldım. Daha sonra şarkılarımı kimseye vermeye kıyamadım, kendim seslendirmeye başladım. Albümde, 10 adet parçayı dinleyenlerle buluşturdum. Bütün şarkılarımı kendim seslendirdim.

Haberlerde sıkça yer verilen “ringlerden sahnelere inme” hikâyenizi bir de sizden dinleyebilir miyiz?

Karateye 9-10 yaşlarında başladım. Siyah kuşağı aldıktan sonra, hocalarım benim iyi bir Kick Boks’cu olacağımı söylediler. Devamında Kick Boks’a yöneldim. Hatta bakarsanız her tarafım kırık içinde ve burnumda kıkırdak yok. Sonrasında bu işi, profesyonel olarak yapmak istedim. 8 yıl uğraştım. Bir hastalığım yüzünden bırakmak zorunda kaldım. Sonra sahnelere devam ettim. 2006’da ilk albümümü, 2008’de de ikinci albümümü yaptım.

İkinci albümünüzden sonra müziğe 5 sene ara vermişsiniz. Bunun sebebi nedir?

Müzik piyasasında, birkaç kişiyi tanıyarak menajer, basın danışmanı olduğunu iddia edenler yüzünden... Bu sebeple işten soğudum. Soğudum derken, bir yerde sahne almıyordum ama yine evimde müzik adına çalışmalarım devam ediyordu. Çünkü ben, müzik aşkıyla yaşayan bir adamım. Müziksiz bir hayat düşünülemez.

O zaman size hayatın her saniyesinde müzik anlamında üretken bir insan diyebilir miyiz?

Kesinlikle öyle. Yaşadığım bir olay, şahit olduğum bir durum ve en önemlisi hayal gücüm beni sürekli olarak üretkenliğe yöneltiyor. Her an, her saniye bir şey üretebilecek durumdayım.

Her şarkınızın bir hikâyesi var mı?

Tabi ki yaşanmış olayları yazabiliyorum. Ama doğaçlama olanlarda mevcut. İnsanlara bakıyorum, herkes bir aşk ve bir sevgi içerisinde. Dedim ya hayal gücüm çok yüksek, onlar sürekli olarak gözümün önüne geliyor. Ayrıca oyunculuk yeteneğimin de olduğunu düşünüyorum. Birisi yanımda beş dakika konuşsun, hemen onun taklidini yapabiliyorum.

Sizin de dediğiniz gibi günümüzde şarkıların birçoğu aşk temalı. Sizce, şarkıyı sadece aşk acısı çeken mi yazabilir?

Hayır. Ben “Öyle Bir Dünya Yok” adlı parçamı yazdım. Öyle bir dünya yok cümlesi gündelik hayatta sık sık duyduğumuz, kişiler arası sık sık kullandığımız bir kelime. Kurnazlık peşinde olan insanlara, karşısındakinin en sık kullandığı cümledir. Yani bana bu şarkıyı, dış hayattaki gözlemlerim yazdırdı.

“Öyle Bir Dünya Yok” un hikâyesinden bahsedebilir miyiz?

İşi düşen, düşeni arıyor. O zamanlar yine bir sevdaya kapılmıştım. Sevdiğim kişi, bana sürekli olarak seni seviyorum diye mesaj atıyor, bende ona aynı şekilde ve samimi olarak cevap veriyordum. Fakat kendisi, bir görünüp bir yok oluyordu. Yani işi düşünce var, işi düşmeyince ortalıktan kayboluyordu. İşte o zaman bende “Öyle Bir Dünya Yok” dedim.

Şuan bulunduğumuz mekanda da “Öyle Bir Dünya Yok” çalıyor zaten…?

Sağ olsunlar, gelen tepkiler çok güzel. Ben bu şarkıyla insanların hayatına dokunduğumu düşünüyorum. Şarkıyı dinleyenler, yanıma gelip “Kadir Abi, günde en az 20 kere dinliyorum.” diyor.

 Evet, gerçekten şarkılarınızın bağımlılık yapan bir tarafı da var. Bunun bir sırrı var mı?

Sır derken, ben orada senin hayatını yazmışım. Bu şarkıda, her cümle senin hayatından bir parça ve farksız değil. Hakan Altun, “Telefonun Başındayım” demiş, Murat Kurşun, “Sevenler Gece Ölür” demiş, Berdan Mardini, “Aman Aman” demiş, Tarkan, “Kuzu Kuzu” demiş. Yani herkesin üzerine yapışan bir şarkısı var.

Ses tonunuz Hakan Altun ile gerçekten çok benziyor. Bir taklit söz konusu mu?

Hayır, taklit değil. Taklit olsaydı 15 yıldır bu meslekte olmazdık. Sağ olsun Hakan Abi de beni dinlemeye geliyor. Benim için, başarılı bir ses yorumunu yapıyor. Sahneye çıktığım zaman hiç ara vermeden 5 saat şarkı söyleyebilen bir adamım. Bir insan, bir taklidi beş saat boyunca yapabilir mi? Hem de haftanın 5 günü, her gün aralıksız beş saat sahne…

Playback mi yapıyorsunuz yoksa canlı performans mı tercih ediyorsunuz?

Hayır, asla playback yapmam. Müziğe âşık bir adamım. Sahnedeyken yeni bir şarkıda üretebiliyorum. Öyle bir durum olduğunda dinleyenler, “Abi, öyle bir şarkı yok ki!” diyor. Bende, “Yok zaten, ben sahnede ürettim.” diyorum.

Sahne demişken… Şu an nerelerde sahne alıyorsunuz?

Türkiye’nin birçok yerinde, birçok sayılı mekânında 98 yılından beri sahne aldım. Şu an aktif olarak sahne aldığım bir yer yok. Fakat görüşmelerimiz devam ediyor.

Sahnede ne tarz müzikler seslendiriyorsunuz?

Ben aslında pop fantezi söylüyorum ama arabeske meraklı olduğum için ve sesimde arabeske elverdiği için söylediğim tarzlar arabeske kaçabiliyor. Ayrıca, şiirde yazıp okumayı çok seviyorum.

Artık sizin de bir hayran kitleniz oluşmuş durumda ve gün geçtikçe artıyor. Sosyal medya ile aranız nasıl?

Çok şükür. Ben, daha önce sosyal medyayı bilmiyordum. Benim çevrem çok geniş. Benimle oturan bir kişi yarım saat sonra dostum olabiliyor. Onun için, benim çıktığım mekânlarda müşterim yok, dostlarım var. Sağ olsun dostlarım, her zaman gerekli olanı yapıp yanımda oluyorlar. Allaha çok şükür bir mekânı tek başıma doldurabiliyorum.

Yeni çalışmanızla birlikte bir turne söz konusu mu?

“Öyle Bir Dünya Yok” un klibini yeni çektik. Klibimiz, şu an birçok kanalda dönüyor. Belki çok güzel bir klip olmadı ama 15 seneden sonra, ilk defa bir klip çektim. Zaman neler gösterecek bekliyoruz.

Siz kliplerinizde, şarkılarınızda olduğu gibi duygularınızı da mı yansıtıyorsunuz?

“Öyle Bir Dünya Yok” un klibinde sazlarımla birlikte yer almayı tercih ettim. Klipte oynayan bayan arkadaşımızla hiç yan yana gelmedim. “Öyle Bir Dünya Yok” u yansıtmadım ama devamlı olarak sahnelerde olduğumu, müziğe âşık bir adamı yansıttığımı düşünüyorum. Ama bir sonraki klibimizde, duyguyu tam anlamıyla yansıtacağız.

Yeni albüm çalışmalarınız başladı mı?

Bestelerimi kendim yazdığım için, bende şarkı çok var. Bu yüzden şarkı konusunda, bir sıkıntım yok.

Peki, albüm ne zaman dinleyenleriyle bulaşacak?

Yeni albümümün içerisinde, ek olarak, iki veya üç tane şiir düşünüyorum. Bir türkü, bir roman havası ve beş tane de kendi yazdığım slow şarkılara yer vereceğim, kısmet olursa.

İleride bir gün Hakan Altun ile düet yapmayı düşünür müsünüz?

Öyle bir durum söz konusu olamaz. Çünkü seslerimiz çok benziyor. Hakan Abi’den, söz ve müzik istedim. “Bütün okunmuş şarkılarım senindir kardeşim.” dedi. Ama okunmuş bir şarkının yeniden okunmasının, bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Eğer okursam, Hakan Abi ile bir karşılaştırma söz konusu olabilir. Bu da bize yakışmaz. Ben insanlara yeni duyguları hissettirmeyi tercih ederim. Zaten Hakan Abi, zamanında yaşadıklarını şarkılarıyla yansıtmış, aynı duyguları ikinci bir defa yaşatmaya gerek yok.

Müzikte eğitim şart mıdır? Müziğin doğuştan gelen bir yetenek olduğuna mı inanıyorsunuz?

Gerçek bir müzisyenin, doğuştan gelen bir yeteneği zaten vardır. Eğitim, bu konuda donanımı arttırmak adına önemli bir araçtır. Biz, eğitimi ufaktan aldık ama detaylı bir eğitim alsaydık neler olacaktı, kim bilir? Ama dediğim gibi, doğuştan içimde bir köşede bu yetenek zaten varmış.

Türk müziğinden beğendiğiniz ve dinlediğiniz isimler var mı?

Ben herkesi dinlerim. Müziğin içerisinde olduğumdan dolayı, bu konuda benim için bir ayrım söz konusu değil. Yeni çıkan bütün parçaları dinliyorum, kendim için analizler yapıyorum.

Müzikle ilgili geleceğe yönelik planlarınız var mı?

Güzel ve duygulu şarkılar yazıp, insanlara güzel bir ürün sunmak istiyorum. Başka bir amacım yok. İmparator olalım gibi bir derdimiz de yok, hiçbir zaman da olmadı. Zaten güzel ve doğru kararı verecek olan da halkımızdır. Zaten kaliteli bir iş ortaya koyduğunuz zaman, halk sizi iyi yerlere getiriyor.

Türk müziğinin gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bence, bir eksiklik söz konusu. Şuan ki sanatçılarımız, söz ve müzik yazamıyor. Arabesk de çok büyük bir açık var. Ben, sahneye çıktığım zaman “İyi ki bu sese gelmişiz.” diyorlar. Dinleyenlerimiz iyi bir arabeske ve besteye gerçekten aç durumda. Çünkü günümüzde, her gün yeni bir sanatçı çıkıyor. Kibirli bir insan değilim ancak bazı şarkıları dinleyemiyorum ve o duygusuzluğa ve hissizliğe dayanamıyorum. 

Peki, manken iken müziğe atılan arkadaşlarınız da var. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet, o arkadaşlarımız yakışıklı olduğu için bir popülerlik kazanıyorlar. Fakat sahnede avaz avaz bağırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorlar. Ortada müzik adına yapılmış bir şey göremiyorum o arkadaşlar için. Hepsi playback söylüyor. Oysa ben, sahnede canlı performans sergilerken, şarkıyı o kadar duygulu söylüyorum ki, arkamda çalan arkadaşlardan bırakıp gidenler oldu. Hatta bir gün, sahneme gelin ve şuan konuştuklarımızın canlı halini gözlerinizle görün.

Son olarak müzik sektörüne yeni girecek arkadaşlara ne söylemek istersiniz?

Biz daha yeniyiz. 15 senedir bu sektörde olup, biz daha yeniyiz diyorsak eğer, onlar öncelikle buradan örnek alsınlar. Bu iş sahnedir, sahne de kolay değildir. Şimdi birisi gelip burada size bir şarkı söyleyebilir ve size de bu şarkı güzel gelebilir. Fakat bu durum stüdyoya girdiğinde değişiyor. Stüdyo demişken, birçok yabancı filmde sesimle yer aldım. Bunu söylüyorum, çünkü önemli olan sadece müzik değil. Bir bütün olarak düşünelim. Müzikte, ses de çok önemlidir. Doğru yerde, doğru vurguyu ve tonlamayı yaparak, duyguyu dinleyiciye aktarmak çok önemli. Bence, müzikte öğrenmenin sonu yok. Asla ben oldum düşüncesine kapılmasınlar. İşte o zaman kaybederler.

 

RÖPORTAJ: FIRAT ÖZDEMİR
 
Toplam blog
: 33
: 659
Kayıt tarihi
: 27.07.13
 
 

16 Ağustos 1996 doğumluyum. Bilişim Teknolojileri öğrencisiyim, 5 yıldır profesyonel olarak interne..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara