Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

26 Mart '07

 
Kategori
Sinema
 

"Beyaz Bisiklet"

"Beyaz Bisiklet"
 

“Sinema da oyuncak olarak doğmuştur” diyen Sunay Akın, sanırım “Bisiklet Hırsızı” ve “Beyaz Bisiklet” adlı filmleri de izlemiştir...
1980-1990 yılları arasında film çekebilmiş iki kadın yönetmenimizden birisi olan Nisan Akman’ın ilk filmidir “Beyaz Bisiklet”.
Goretta’nın “Dantelci Kız” (La Dantelliere) filminden bir uyarlama olan film, seksenlerin getirdiği liberalleşme ile birlikte, gittikçe birbirinden uzaklaşan bireylere, toplumsal ve kültürel ayrılıkların açığa çıktığı döneme, bir ilişki üzerinden yaklaşır. Akman, toplumsal düzen içinden hareketle, kadın ve erkeği bildik ölçülerle tanımlarken, iki cinsi bir ilişkinin iki yanı olarak göstermeyi hedeflemiştir.

Filmdeki beyaz bisiklet, bir bakıma mutluluğun simgesidir...

Filmin konusu kısaca şöyle: Bir güzellik salonunda manikürcülük yapan Sedef'le (Derya Arbaş), Gözde (Songül Ülkü) birlikte yaz tatiline çıkarlar. Birbirlerine zıt iki ayrı karekter taşıyan Sedef masum, Gözde ise uyanık bir kızdır. İki arkadaş birer sevgili bulurlar. Sedef'in tatil arkadaşlığı büyük bir sevgiye dönüşür ve evlenirler. Ne var ki kısa bir süre sonra farklı kişilikleri ortaya çıkar. Sonuç, kaçınılmaz bir mutsuzluktur.

Sunay Akın, beyaz bir attan yola çıkıp bir oyuncak müzesi kurarken, her zaman güler yüzüyle karşımıza çıkan ve son şiir kitabının adı “Âşıkhava Sineması” olan şair Halim Yazıcı, bu kitabındaki şiirlerden birine “Düştü Gamzeli Bisikletim ‘Derya Arbaş’a” adını verir:

esen rüzgâra es dedim. dinlemedi kimse
esmeyene ses oldum. yürüdüm sessizce

çam ağaçları sarı kıvırcık dudakları
ali kaşlı sığırtmaçları ebemkuşakları
anlamadılar. anlamıyorlar
sabahtılar

yol kenarındaki gül
gül kenarındaki aşk
incecik toplandılar

durmadan soruyordum. dedim ki; yeniden doğdum
hep aynı kumruydum aynı yuvadaki

bir türlü anlatamadım. dur dedim
ana tanrıça ebemkuşağına

ama su. ama ateş. ama toprak
ama ömrüm. gamzeli bisikletim
devrildi.

üzgünüm. düştünüz. pembeydiniz
halelerle uçuşuyordunuz. suçtunuz

elimden geleni yaptım. durmadım. su taşıdım
su taşıdım. parmaklarımdan akan kana bakmadım
görmedim. kimse şimdi dur demedi. ölüler gördüm
melektiler. kalplerinde büyülerle büyüdüm.

Derya Arbaş, gerçekten de o melek kalbi ve melek yüzüyle ayrıldı aramızdan. Havalanmasıyla beyaz kanatlarından geriye birkaç tüy bırakan güvercinler gibi, güzel filmler bırakarak gitti. “Beyaz Bisikleti” bize kaldı, hayallerimizi beyaz bisiklete bindirmek de...
Siz de bu yazıyı okuduktan sonra atlayın bisikletinize, rüzgâr gibi kanatlanın!
Uçun... Ben uçuyorum!... Çünkü büyüdükçe kendine güvenmeyi öğrendim, kanatlarım açıldı. Şimdi ne zaman dengemi yitirsem babamın cümlesini tekrar mırıldanıyorum:

– Merak etme, bir şey olmaz... Korkma, ben tutuyorum!...

 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara