"Bisiklet bir ulaşım aracıdır"

Çocuk sahibi olan her babanın, çocuk yürümeye başladığı andan itibaren hayali, özellikle oğluna bir bisiklet almaktır. Çocuk da sokakta oynamaya başladığında akranlarında gördüğü bu güzel oyuncağa sahip olma hayaliyle yaşar adeta.

Akşam eve bisikletle gelen babanın mutluluğu neyle ölçülebilir?

İşte çocukluk çağında başlayan bu merak ve sevgi büyüdükçe akıllardan çıkar ve atıl hale gelir. Kaç genç veya erişkin bu güzel araca binmeyi sürdürüyor. Bizim memlekette çok az sayıda...

Halbuki hem beden sağlığı için hem de ekonomik açıdan son derece faydalı bir araç bisiklet.

Neredeyse artık sadece tv lerde görür olduk.Bir de spor programlarının senede bir defa yarışma olduğunu bildiren haberlerinden.

Küresel ısınma ile insanoğlunun başı dertteyken bu faydalı aracın önemsiz görülmesi çok hayret verici doğrusu. Bir belediye başkanı bisikletle işine gider büyük haber olur ama altında yatan ya acımadır ya da küçümseme. Ama ben şahsen böyle insanları kutluyorum.

TEMA vakfı faaliyetleri kapsamında 6 Şubatta "Bisiklet Bir Ulaşım Aracıdır" sempozyumunu organize ediyor.

Sempozyumda, var olan en çevreci ve ekonomik ulaşım aracı olan bisikletin şehir planlamacılığındaki yerini konuşmak üzere, ulaşım konusuna farklı açılardan bakan kişiler bir araya gelecek. Akademisyenler, belediye temsilcileri ve bisiklet konusunda çaba gösterenler bisikletin yaygınlaşması için yapılanları ve yapılması gerekenleri konuşacaklar.

Türkiye'nin büyük şehirlerinde yollarda bisiklete ayıracak yer yok! evet bu doğrudur ama bazı uyum programları yapmak o kadar zor mu?
Bir şehrin bisiklet-dostu olabilmesi için her caddeye, sokağa bisiklet yolu yapılması şart değil. Sadece bisiklet yollarının var olan ulaşım ağına entegre edilmesi gerekiyor. Vapur iskelelerinin, metro ve otobüs duraklarının önüne konacak bisiklet parkları, bu noktalara gidecek bisiklet yolları trafiği önemli ölçüde rahatlatacaktır.

Fransa'da bazı yollar tamamen araç trafiğine kapatılarak bisiklete ayrılmış. Diğer bir uygulama da şehir merkezindeki otopark ücretlerine büyük zam yapılmış, ilk haftalarda trafiğin sıkıştığı görülüp, şikayetler olmuş ama dört ay sonra insanlar yeni düzenlemeye alışmışlar. Trafik, ses ve hava kirliliği de doğal olarak azalmış. Artık Paris bisiklet dostu bir şehir olmanın haklı gururunu yaşıyor.

Peki biz neden başarmayalım, gereksiz bir süsü çevre düzenlemeleri yapılıyor hem de ne çok paralarla. İstanbul'un bitmez tükenmez problemi olan trafik de ne güzel düzene girerdi.

Bütün bunlar hayal gibi gelebilir ama , istenirse yapılamayacak şeyler değil.
Avrupa'nın en soğuk ülkelerinden biri olan İsveç'in Vasteras şehrinde ulaşımın %23ü bisikletle yapılıyor. Yağmurun yıl boyu hemen hemen hiç durmadığı İngiltere'nin Cambridge şehrinde ise ulaşımın %27si bisikletle yapılıyor.

Ölçümlere göre, bir insan gücündeki bisikletin ortalama hızı saatte 15-20 km.

Gündüz trafiğinde ise arabaların saatteki hızı ise ortalama 8, 4 km olarak hesaplanmış.

Özellikle bisiklet, kent merkezlerinde insanlara otomobillerden daha fazla hız sağladığı gibi, herhangi bir zamanda otomobillerin gidemediği herhangi bir yöne, herhangi bir yol ve trafik boşluğundan kestirme gidebilme yeteneği ile kusursuz bir ulaşım aracı olduğu kadar ulaşım araçları içinde gerek maliyet-fayda- etkinlik; gerekse yakıt (enerji) verimliliği yönünden en verimli taşıtlardan birisidir.

Bisikletlerin en önemli ve ülkemizde yeni anlaşılan faydalarından birisi de bir deprem ülkesi olan ülkemizde
depremlerde motorlu taşıtlara dayalı kent içi ulaşımın çökmesi nedeniyle en hızlı destek taşıtı olmalarıdır.

Hem kendi sıhatimize, hem küresel ısınmaya, hem de trafiğe olan katkısı düşünülürse...haydi herkes bisikletlere demek pek yanlış olmasa gerek...


Sevgimle...