- Kategori
- Siyaset
"Bu düzen değişmelidir!"

Özellikle 1957'den sonra, DP iktidarının son döneminde, Türkiye'nin hızla sanayileşmesiyle büyümeye başlayan işçi sınıfı, bir ölçüde sol düşüncenin de gelişmesine neden oldu. 1961 Anayasası'nın özgürlükleri bir anlamda Türkiye'nin içinde bulunduğu aydınlanma havasının eseriydi.
1968 bütün dünyada gençlik, protest gruplar, çevre, hippi ve solun sesini duyurduğu ve eylem yaptığı bir yıl oldu. Doğu Blokunda Sovyetler Birliği Prag Baharını tanklarıyla ezerken, sosyalizme de büyük bir darbe indiriyordu. Kuşkusuz 1968 hareketlerinin Türkiye'ye de yansıması oldu. Gençlik hızla politikleşirken sol düşünce etkisini çok daha derinden hissettirdi.
İnönü aynı dönemde CHP'nin ortanın solunda olduğunu açıkladı.
1969 seçimlerinde CHP %27,37, TİP %2,68 toplamda %30,05 oy oranına ulaştılar. Kuşkusuz burada sol adına elma ile armutu topluyoruz; ancak şu da bir gerçekliktir ki hala kendisini sosyal demokrat olarak ifade eden bir çok kişi parti kimliğine inanmasa da CHP'ye sol adına oy atmaktadır. Bu Türkiye'nin fenomenidir.
1973 seçimlerinde CHP tek başına %33,3'lük oy oranına ulaştığında partinin lideri Bülent Ecevit'ti. O Ecevit, 1980 darbesine kadar CHP'yi, "Bu düzen değişmelidir!" felsefesi altında Türkiye'nin birinci partisi yapmayı sürdürecek; 1977 seçimlerinde %41,38'i görecektir. Bu oran ortanın solunda duran partilerin Cumhuriyet tarihinde aldıkları en büyük sayı olacaktır.
1980 darbesinin bir anlamda bu %40,38'lik orana yapılmış olduğunu rahatlıkla söylebiliriz.
1983 seçimlerinde; Halkçı Parti %30,46'lık bir oran tutturduğunda büyük bir iş başarmış olduğunu düşünüyordu. Haklıydı da... İktidar hedefi yoktu, ancak solun kemikleşmiş olan %30'luk oyunu kendi partisinde toplayıp toplayamayacağının sıkıntısını üzerinde duyuyordu.
1987 seçimi dramatiktir. 12 Eylül darbesi devam ederken CHP Genel Başkanlığından istifa eden Ecevit, 1984 yılında eşi Rahşan Hanımın önderliğinde DSP'yi kurmuş, yasakların kalktığı ilk genel seçimde de %8,53'lük bir oranı ile SHP'nin %24,74 oyda kalmasına neden olacaktır. SHP ve DSP'nin oy oranı toplamda hala %30'un üzerindedir.
Ancak Sn. Ecevit sosyal demokrasi tarihine "bir bölen" olarak girmiştir.
1991 yılında yapılan genel seçimler '80 darbesinin iktidardan uzaklaşmasına neden olacak bir koalisyonun kurulmasını sağlayacaktır. SHP, %20,75 ile hükümet ortağı olurken, DSP %10,75 almıştır. Sosyal demokrasi hala ve ısrarla %30'luk orandadır.
1995 yılında ekonomik krizin etkisi altındaki Türkiye'de yapılan genel seçimlerde sosyal demokrasi ilk defa toplamda %30'un altına düşen bir oy toplayabilmiştir. SHP, İnönü'nün siyaseti bırakmasıyla CHP çatısı altında birleşmiş ve Deniz Baykal'ın liderliğinde girdiği ilk seçimde %10,71'lik barajın biraz üstünde bir yerde tutunabilmiştir. Bu seçimde sosyal demokrasinin birinci partisi DSP'dir; %14.64.
1995 ile 1999 arasındaki dönem Türkiye'nin en karanlık dönemlerinden biridir. Türkiye hala bu dönemle hesaplaşmaktadır. 28 Şubat dediğimiz süreç bu yıllar arasında olmuştur ve 1995 seçimleri iki farklı hükümet çıkarmıştır.
1999 seçimlerinde tablo Ecevit'i başbakan yapacaktır. DSP tarihi bir başarı ile %22,19'luk bir oy oranına ulaşır. CHP %8,71 ile baraj altında kalmıştır. Ecevit'in 2002 yılına kadar fırtınalı, hastalıklı başbakanlığı, 2001 krizi Türkiye'nin hafızalarından hiç çıkmayacak bir tarihi dönemdir.
Türkiye'yi AKP iktidarına taşıyan süreç 1995 ile 2002 yılları arasında örülmüştür.
2002 yılında sosyal demokrasi cumhuriyet tarihinin en düşük oy oranına ulaşır. Ecevit'i siyasat sahnesinden silen oran %1,22'dir. Üç yıl içinde bir partinin oyunun bu kadar düşmesinin nedenini akademik bir çalışma konusudur. Ecevit'in 1984 yılından itibaren Türkiye siyasetine yerleştirdiği "tek adamlık" garip demokratik sol hareket bitmiştir. Böylesi bir yenilgiye rağmen 2009 yılında Ecevit'in hatırasına saygıdan irrasyonel bir şekilde ısrarla parti olmayı sürdürmektedir. Bir önceki seçimde meclis dışında kalan CHP %19,38 ile ana muhalefet partisi olunca zafer ilan eder.
2007'de AKP'nin %46,66'lık oyu ile mutlak iktidar kuran AKP'nin karşısında CHP'nin ulaşabildiği oy %20,85'tir. İşin dramatik tarafı bu seçimlerde DSP, CHP listeleri içinde seçime girmiştir. Yani Bülent Ecevit'in 1970'li yılların başında İnönü'den "bu düzen değişmelidir" sloganı ile devralıp, %40'lara çıkardığı merkezin solundaki oylar yeni milenyumda %20'ler mertebesine inmiş olacaktır. Kuşkusuz bu oranı %40'lara çıkaran da Ecevit'tir, %20'lere indiren de...
1970'lerde %40 olan oylar, 1980'lerde %30'lara inmiş, 2000'li yıllarda da %20'lere kadar gerilemiştir. Görünen o ki; 2010'lu yıllarda da %20'nin altına inilecektir.
Ve bu düzen değişmiştir.
Uzay Gökerman
İlk kitabım, "Adalar ve Kıtalar" çıktı.
<ımg height="265" hspace="0" src="http://www.indigodergisi.com/adalar_ve_kitalar_uzay_gokerman_indigo_dergisi.jpg" width="170" border="0">ımg>