- Kategori
- Sinema
"Ceviz ağacı" nın yapmcı ve yönetmenine mektup!

sinema için başka bir konu bulamadınızmı?
Hastanede ermeni erkeğe aşık olan Türk kızının dramasını dinleyip çok duygulanan sinema sanatçısına:
Azerbaycanlı Nizami Gencevi 11-12ci asırda "Hüsrev Ve Şirin" adlı büyük bir poema yazarak ermeni kızı ile türk prensinin aşkını anlattı, Azerbaycan Sosyalist yazarı Neriman Nerimanov "Bahadır ve Sona"adlı öykü yazarak yine ermeni kızı ile Türk erkeğinin aşkınafacia ile biten bir sonluklu eser yazdı. Daha da önceler 17-18. asırlara ait bir destanımız var "Aslı ve Kerem". Yine ermeni kızı ile Türk erkeğin aşkını anlatıyor.
Azerbaycan "Sarı Gelin" diye bir film de çekti 5-10 sene önce ve uluslararası fesifallere çıkardı.
Eeee? Ne oldu? bunlardan duygulanıp bize karşı olan kinlerini erittilermi?
Yersiz "soykırım" iddalarından vaz geçtilermi? Daha da bu güne kadar başımıza binbir musibetler açarak, Hocalı gibi dünyada görülmemiş Katliam faciasını yaşattılar.
Ya, ben anlamıyorum. Bize ne oluyor da ha bire böyle, olmayacak bir barış peşine düşüyoruz. Arkadaşlar siz de biliyorsunuz ki, sizin bu çekilecek sinema filmi de bir işe yaramayarak, yine bu edavet, kargaşa, düşmanlık devam edecek.
Niye bir kere anlamıyorsunuz, bu millet bize doğuştan düşman yaranmış ve Kıyamete kadar biz duygu, sevgi, barış adımları atsak da hiç bir iyi sonuç ELDE EDEMİYECEĞİZ!!!!!!!
Dünya zaten bizim humanist duygularımız ve dürüst kişiliğimizi anlamak isteseydi, şimdiye çoktan bizim bu milletle olan sorunlarımız çözülmüştü.
Bu sinema için karşılayacağınız masraflara ve daha da önemlisi vereceğiniz emeğe yazık!
Hem ben bir Türk kızının başımıza gelen onca musibetlerden, facilaradan sonra kalkıp ta , bir ermeni erkeğine aşık olabileceğine inanmak istemiyorum.
Lütfen beni milliyetçilikle suçlamayın. Hayır, ben belki dünyada parmakla sayıla bilecek çok nadır duygusal ve humanist ruhlu insanım.
Ama siz benim ne yaşadıklarımı ve neler gördüklerimi bilemezsiniz.
Benim ve bir asır boyunca kaç facialar yaşamış her bir Azerbaycanlının içindeki hüzün, keder o kadar derin ki, kıyamete kadar bizim bu milletle yıldızımız barışmaz!!!
Azerbaycanlı Nizami Gencevi 11-12ci asırda "Hüsrev Ve Şirin" adlı büyük bir poema yazarak ermeni kızı ile türk prensinin aşkını anlattı, Azerbaycan Sosyalist yazarı Neriman Nerimanov "Bahadır ve Sona"adlı öykü yazarak yine ermeni kızı ile Türk erkeğinin aşkınafacia ile biten bir sonluklu eser yazdı. Daha da önceler 17-18. asırlara ait bir destanımız var "Aslı ve Kerem". Yine ermeni kızı ile Türk erkeğin aşkını anlatıyor.
Azerbaycan "Sarı Gelin" diye bir film de çekti 5-10 sene önce ve uluslararası fesifallere çıkardı.
Eeee? Ne oldu? bunlardan duygulanıp bize karşı olan kinlerini erittilermi?
Yersiz "soykırım" iddalarından vaz geçtilermi? Daha da bu güne kadar başımıza binbir musibetler açarak, Hocalı gibi dünyada görülmemiş Katliam faciasını yaşattılar.
Ya, ben anlamıyorum. Bize ne oluyor da ha bire böyle, olmayacak bir barış peşine düşüyoruz. Arkadaşlar siz de biliyorsunuz ki, sizin bu çekilecek sinema filmi de bir işe yaramayarak, yine bu edavet, kargaşa, düşmanlık devam edecek.
Niye bir kere anlamıyorsunuz, bu millet bize doğuştan düşman yaranmış ve Kıyamete kadar biz duygu, sevgi, barış adımları atsak da hiç bir iyi sonuç ELDE EDEMİYECEĞİZ!!!!!!!
Dünya zaten bizim humanist duygularımız ve dürüst kişiliğimizi anlamak isteseydi, şimdiye çoktan bizim bu milletle olan sorunlarımız çözülmüştü.
Bu sinema için karşılayacağınız masraflara ve daha da önemlisi vereceğiniz emeğe yazık!
Hem ben bir Türk kızının başımıza gelen onca musibetlerden, facilaradan sonra kalkıp ta , bir ermeni erkeğine aşık olabileceğine inanmak istemiyorum.
Lütfen beni milliyetçilikle suçlamayın. Hayır, ben belki dünyada parmakla sayıla bilecek çok nadır duygusal ve humanist ruhlu insanım.
Ama siz benim ne yaşadıklarımı ve neler gördüklerimi bilemezsiniz.
Benim ve bir asır boyunca kaç facialar yaşamış her bir Azerbaycanlının içindeki hüzün, keder o kadar derin ki, kıyamete kadar bizim bu milletle yıldızımız barışmaz!!!