Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

09 Kasım '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

"ÇOCUK..NE YAPACAKSAN YAP, BEN HASTAYIM"

"ÇOCUK..NE YAPACAKSAN YAP, BEN HASTAYIM"
 

İlk kez gittiğim İstanbulda Dolmabahçe sarayını gezmek istedik kelebeğimle birlikte. Heyecan içinde idim. Bu heyecanımın bir diğer nedeni ise Atam'ın bu sarayda yaşamış soluk almış, ülkemiz için kararlar vermiş, penceresinden balkonundan boğazı izlemişti.

Çocukluğumuzdan beri hep duyduğumuz saat 9.5 beş gece Atam dolma bahçede" sözleri ile başlayan o hepimizin ezberinde ki şiirin yaşandığı yerde idim.

Bahçesin de dolandık. Denize en yakın yerinde nöbet bekleyen askerimizle konuştuk. Daha doğrusu biz konuştuk o bize gözleri ile yanıt verdi. Ne kadar şanslı olduğunu Atamızın yaşadığı bu yerde nöbet tutmanın ne kadar özel bir şans olduğunu dillendirip uzun uzun izledik denizin dalgalarının sarayın etrafını çeviren demirlere vuruşunu izledik.

Onca şatafatlı eşyalar, kristal lambalar, altın yaldızlı mobilyalar, dünyada eşi benzeri olmayan halılar neler gördük neler. Bunca Eşya içersin de şu an bile gözümün önünde Atamın son saatlerini yaşadığı ve vefat ettiği odaya ve yatağa gelince gözlerimiz doldu doldu boşaldı. İçeri giren herkes diğer gezdiğimiz yerlerde iken yarattıkları kargaşa ve anlamsız sesleri gülüşmeleri herkes bir yana bırakıp odanın içinde sanki bir kutsal mekana girmişcesine saygı ve sevgi içersinde gözleri dolarak o anı yaşadılar biliyorum.

Sorsalar bana tüm hayatın boyunca sadece tek isim şansın var kimi görmek istersin deseler inanın tek kelime ile yanıt veririm "ATATÜRK" şu anki varlık sebebim olan bu insanı gören gözleri öperim ben. Ne kadar ayrıcalıklı olduklarını bilmiyorlar. Atam'ın son saatleri ile ilgili Celal Bayar'ın anlatımı ile...

Celal Bayar Anlatıyor:

"Balkan Antantının Ankara toplantısı günleri idi. Yugoslav Başbakanı Dr. Stoyadiniçle görüşüyordum. Şükrü Kaya yaklaştı :

"Sağlık Bakanlığı müsteşarı Dr. Asım derhal görüşmek istiyor."dedi. Mevzuun, Atatürk'ün sağlığı ile ilgili olduğunu hemen anladım. Çünkü meslek ve şahsiyetine güvendiğim Dr. Asım Arar hükümet namına, Ata'nın müdavi tabipleriyle daima temasta idi. Bana endişelerini açıkladı:

"Burnundan kan geldiğini söylediler. Bu hastalığın yeni merhalesidir. Dışardan mütehassıs getirilmesi tavsiyemi tekraren arzediyorum." dedi.

Atatürk'ün gerek görmediği tavsiyeyi bu sefer ısrarla rica ve kabul ettirmek kararıyla Çankaya'ya gittim. Beni beklemiyordu. Arzumu sükunetle dinledikten sonra:

"Ortada Hatay meselesi var. Hastalığımın dışarıda duyulmasını istemem. Neşet Ömer'le konuş. Burada zaten tıp kongresi var. Bizim doktorlar konsültasyon yapsınlar." cevabını verdi.

Doktorlar geldiler. Muayeneden sonra alkol ve sigara almaması, mutlak dinlenmesi gibi şart, fakat bir anda hepsinin birden yerine getirilmesi güç tavsiyelerini tekrar ettiler.

Atatürk hekimlerin ortak kararını dinledikten sonra :
"Zannederim haklıdırlar" dedi.
Ben sağlığının ülke için asıl şart olduğunu ve bu temel mevzuun yanında Hatay üzerinde menfi tesir yapma dahil, hiçbir ihtimalin düşünülmeyeceğini ısrarla tekrarladım. Derin teessürümü mümkün olduğunca saklama gayretime rağmen, benliğime hakim acının elbette ki farkında idi. Yavaş bir ses tonu ile:

"ÇOCUK..NE YAPACAKSAN YAP, BEN HASTAYIM" dedi.

Her şeyini, memleketi için hizmet saydığı emeklerine cömertçe feda etmiş Atatürk, ilk defa hastayım diyordu.

Biz çocuklarımıza ilk olarak Atatürk 'ümüzü anlatır onun adını söyletiriz. Küçücük parmakları ile onun resmini ya da heykelini gördükleri anda sevinçle gösterirler. Artan sevgi ile güçlenir Atatürk sevgisi onun bizler için açtığı yolda, daima yürüyecek ve onun kurduğu Cumhuriyetimize sahip çıkacağız, yemin ederim.
Ne kadar şanslı olduğumuzu biliyoruz. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...

Resim;http://img399.imageshack.us/img399/2025/029aj.jpg

Faydalanılan kaynak;http://www.ataturk.net/ata/hasta.html

 
Toplam blog
: 292
: 1094
Kayıt tarihi
: 08.03.07
 
 

Yazmaktan hoşlanan... Kelimeleri renklendiren bir sihirbazım ben.. Bodrum'da yaşamaktayım.. Sev..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara