Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Haziran '10

 
Kategori
Güncel
 

"Çömelme" değil, alaturka oturma

"Çömelme" değil, alaturka oturma
 

O, hiç kimsenin ve hiç bir ulusun önünde ve karşısında çömelmedi.


Son terör baskınından sonra, Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Başbuğ, saldırının yapıldığı bölgedeki askerleri ziyarete gitti. Amaç, hem o bölgeyi tanımak hem de orada görev yapan askerlere moral vermek.

21. Yüzyıldan on yılı geride bıraktık. Dünyanın terör saldırısına en açık mevzilerinde koruma hâlâ kum çuvalları ile yapılıyor. Oysa bazı büyükelçilik ve konsolosluk binalarındaki polis kulübeleri kurşun geçirmezdir. Ama, terörün odağındaki asker kulübeleri kum torbasındandır. Karakollar ise kerpiçten. Kurşun ve havan topu işlemez karakol binaları da yapılabilirdi, nöbetçi kulübeleri de yapılabilirdi. Ama, yapılmamış. Nasılsa, giden canlardan kimse hesap sormuyor. Kimse de hesap vermiyor. "Vatan sağolsun" diyor ve "Kanları yerde kalmayacak" deyip geçiyoruz. İyi de savunmaya ayrılan bu kadar para nereye harcanıyor?

Boşverin soru sormayı. Vatan sağolsun!

Yalnız hepimizin eleştirdiği bir fotoğraf, günlerdir basınımızda dolanıp duruyor. Hattâ, bu fotoğraf Meclis'te bile tartışıldı. Neydi bu fotoğraftaki poz? Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Başbuğ moral vermek için gittikleri yerdeki bir siperin kum çuvalları ardına çömelmişler, kuş misali etrafı gözlüyorlar. Karşı taraf teröristlerin saldırdığı yer. Ama, her ikisinin de sadece gözleri kum torbasının üstünden gözüküyor. Alt tarafları kum torbasının altında kalmış.

Basınımız da bu fotoğrafı almış her yerde yayınlamış. Bir de başlık atmışlar: "Çömeldiler" diye.

Bildiğiniz gibi Türk tuvalet kültürü çok geniştir. Hattâ, bir tek tuvalete, Türk kültürü kadar isim takan başka bir kültür olduğunu da sanmıyorum. Bakın, tuvalet için hangi isimleri kullanıyoruz: Apteshane, ayakyolu, tuvalet, kabine, helâ, yüznumara, memişhane, kenef, aralık, kademhane, hacet yeri, kubur, kaşan yeri... daha da var. Fakat, eminim bu yadığım adlardan çoğunu ilk kez duydunuz ve yazacaklarımı da ilk kez duyacağınız için yazmıyorum. Çünkü, bir kısmı yerel ağızlarda söylenen isimlerdir.

Bir de tuvalet çeşitleri vardır. Evlerde ve genel tuvaletlerde hani kapısında WC yazan yerlerde kullandığımız iki türü ünlüdür ki, bunlar "Alaturka" ve "Alafranga"dır. Alafranga dediğimiz çeşidi önce büyük şehirlerde kullanılmaya başlanmıştır. Yoksa, köy yerlerinde tuvaletler genellikle evin dışında olduğundan hep alaturka türünde yapılmıştır. Köyden kente göç başladığında ise, alafranga tuvaletler garipsenmiştir. Bugün hâlâ alafranga tuvalete alışamayan insanlarımız kılozetin üzerine tüneyip de hacetlerini giderirler.

Alaturka tuvalette klozet yoktur. Onun yerine düz bir zemine oturtulmuş ve genelde mermerden yapılmış ortası oyuk, iki yanında ayakların konulduğu yerleri bulunan bir taş vardır. Yanında da ya ibrik ya da musluk vardır ki musluğun altında da bir plastik tas durur. Taharetlenmek için. Ancak, böyle bir tuvalette hacet gidermek için hacetini yapacak kişinin bu taşa "çömelmesi" gerekir. Ki biz buna artık "çömelme" değil "Alaturka usulü oturma" diyoruz.

Alafranga tuvalette ise klozet vardır. Klozete kapak da konur. Klozete koltukta oturur gibi oturur, rahat rahat hacetinizi giderirsiniz. Elinizi hiçbir yere dokunmadan ve avuçlamadan açarsınız taharet musluğunu bir güzel temizliğinizi de yaparsınız. Fakat, Avrupa'nın birçok ülkesinde kılozete musluk takılmaz. Onlar hacetini giderdikten sonra tuvalet kâğıdı kullanırlar. Bizim gibi ülkeler ise hem taharet musluğu kullanırlar, hem de tuvalet kâğıdı.

Aslında, tuvalet kullanımında bile İslâmi kesim kendisini ayrıcalıklı görür. Bu kesimlerde alaturka tuvalet revaçtadır. Yani, alaturka oturarak hacet gidermek daha bir makbuldür. Elbette bu bir tercih sorunudur ve isteyen istediği yerde hacetini giderir. Yeter ki hacet giderildikten sonra eller çok sıkı bir şekilde temizlensin. Çünkü, alaturka hacet gidermede eller en kötü şekilde pislenir.

Şimdi, Meclis'te bile tartışılan şu çömelme fotoğrafına geri dönelim.

Efendim, yazdım, bu oturuşa "Çömelme" değil "Alaturka oturma" denir.

Birileri bu ülkenin içine etmekte... Tercihleri ise "Alaturka oturma" olmuş.

Bize ne?

 
Toplam blog
: 278
: 3275
Kayıt tarihi
: 26.05.07
 
 

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdum. Bir daha da Kadıköy'den ayrılmadım. İstanbul Üniversitesi, Ede..