Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '17

 
Kategori
Köpek Bakımı
 

“Dost Kime Derler?” Diye Sorsalar…

“Dost Kime Derler?” Diye Sorsalar…
 

Biz hayvanları çok seviyoruz; ama özellikle de köpekleri. Çünkü onlar hayvandan da öte adeta insan. Sancho’yu Selen geldikçe görüyoruz, yetmiyor. Barınakları ziyaret ediyoruz, duygu yoğunluğunu anlatamam! Arabanın bagajı silme mama ve su dolu ki parklarda gördüğümüz her kedi-köpek topluluğuna misafir oluyoruz. Ah o, mamayı yerken durup da minnet dolu gözlerle bakışları yok mu, gel dersem gelip de sarılmaları yok mu; ciğerim sökülecek sanıyorum! Siz bir köpeğin gözlerine hiç daldınız mı? Emin olun, gerçek sevginin ve dostluğun sırrı o derinlikte saklı.

Geçen hafta yurt dışında yaşadığım bir olay sonrasında aile ve dost meclisine sunduğum teklif kabul edildi ve bir köpeğimiz olmasına karar verdik. Sorumluluk herkesindi ve ortak karar alınmalıydı. Ve daha da önemlisi, Sancho ile iyi anlaşmalıydı. Cinsi konusunda yapılan kapalı oylamada çoğunluk Golden Retriever dedi. Sancho’da gözlemledikleri haşarılık nedeniyle tercihlerini heybetli ağadan yana kullanmışlardı ve bizim oyumuz da o yöndeydi.

İsmi hazır. Öyle baharat, bakliyat ismi filan değil, harbi delikanlı ismi. Çünkü Golden’lar yavruyken ne kadar şirinse, 6 aylıktan itibaren de irileşmeye başlayıp ağır abi olurlar. Türkçede çok uygun isimler bulduysak da birilerinin gönlünü kırarız düşüncesiyle yabancı bir isimde uzlaştık.

Şu an için tek soru işareti edinme tarihinde, çünkü parayla satın alacak değiliz ve ha denince edinilemiyor. Neyse ki köpek dostları çok ve herhalde bulmakta zorlanmayız. Barınakları da düşündük tabii; lakin oradakiler 1 yaşın üzerindeler ve biz yavruluğundan itibaren aramızda büyümesini istiyoruz, böylece tüm yaşamını dökümante edebileceğiz.

Elbette şunun farkındayız ki kedinin bakımı kolaydır; ama köpek sahibi olmak ciddi sorumluluk ister. “Gidip kendime gömlek alayım.” der gibi köpek alamazsınız! Ailenize katılacak bambaşka bir canlı için -psikolojik olarak- hazır olmanız, hatırı sayılır bir bütçe ve vakit ayırmanız gerekir. Tüm yaşam şekliniz değişecektir. Birlikte yapılamayacak çok şey olacaktır. Ve hayvanlar, sıkılınca çöpe atabileceğiniz eşyalar değildir! Ömrünü size bağımlı geçirecek bir canlıdan söz ediyoruz. Onun sizsiz bir yaşamı yoktur, sizin de olmamalıdır. Çocuğunuz gibi görmelisiniz. Nasıl ki 2 aylık bebeğinizi evde bırakıp gezmeye gidemezseniz, köpeğinizi de bırakmamalısınız. Çünkü geri dönmeyeceğinizi düşünür ve korkar. Dünyada hiçbir canlı onun kadar sadakatle bağlı değildir insanoğluna. Sizi kendinden çok sever ve -korumak adına- düşünmeden canını verir. Tamam, küçükken çok şirin ve tatlıdır; ama o da büyüyecektir, hastalandığı zamanlar olacaktır ve zorlu bir yaşlılık dönemi sonrasında da hayata veda edecektir:( Bunlara hazırlıklı olmalısınız, zor geliyorsa da sevginizi parklarda, barınaklarda yaşamalısınız.

Biz hiç yalnız bırakmayacağız, aileden biri olacak mutlaka yanında. Onu almayan AVM’lere, kafe ve restoranlara, otellere biz de gitmeyeceğiz. Günü ofiste geçirecek. Bizimle seyahatlere çıkacak. Forsmajör durumlarda ise Selen-Sancho ikilisi destek verecek.

Kısacası, belki daha annesinin rahmine dahi düşmedi; ama yuvası hazır.

Yaşadığın olay neydi derseniz: Sabahın erken saatleriydi, otelime yakın parkta yürüyüş yapıyordum. Az ileride bankta oturan bir kız gördüm. Hemen önünde de bir Labrador vardı ve kızdan gözünü ayırmıyordu. Sağ patisiyle de kızın dizine dokunuyordu. Yanlarına geldiğimde kızın ağladığını fark ettim, durdum. Köpek de kafasını bana çevirdi. Gözlerindeki çaresiz ifadeyi okumamak mümkün değildi. Ülkemde olsam ilgilenirdim; lakin Batı kültüründe -niyetiniz yardım da olsa- tepki görebilirsiniz! Belki yalnız kalmak ve doyasıya ağlamak istiyordur. Size çok olağan gelen bir davranış biçimi onlara garip gelebilir ve kendi işinize bakmanız söylenebilir! Bunun da nedeni kültür farklılığıdır. Muhtemelen sevgilisiyle tartıştığını düşünüp yürümeye devam ettim. Üç beş metre uzaklaşmıştım ki köpek yanıma geldi. Üzgün gözlerle bir bana bir de kıza bakıyordu. İşte o an zaman durdu! Bildiğim her şeyin canı cehennemeydi. “İyi misiniz?” diyerek kızın yanına oturdum. Burnunu çekerek bana döndü. Gözleri kan çanağıydı. Ancak yirmilerinin başındaydı. Bir anda boynuma sarıldı ve hıçkırıklara boğuldu! Köpek ön patilerini dizime koymuş, iniltili seslerle bizi izliyordu. Neler olduğunu anlayamıyordum ve ne kadar öyle kaldık bilmiyorum. Bir süre sonra toparlandı ve kızarmış gözleriyle teşekkür etti, birine sarılmaya çok ihtiyaç hissettiği bir anda yanına oturduğumu söyledi. Annesi ve Buddy ile yaşıyorlardı. Çok sevdiği babasını 10 gün önce kaybetmişti ve bunu kabullenemiyordu. Gencecik bir insanın yaşadığı travmaya çok üzüldüm. Gözyaşlarını sildi ve artık gitmeliyim diyerek ayağa kalktı. Yüzündeki zoraki tebessüm kendimi iyi hissetmem içindi. Buddy de elimi yalıyordu.

Uzaklaştılar. Dönüp baktılar da.

 

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..