"En müptezel sözcük yarışması" yapıldı, birinciliği "paylaşım" sözcüğüne verdiler!

Neden derseniz; aşırı ve yerli yersiz kullanıldığından resmen “yalama” olmuştur da ondan!

Benden 10 point değerli jüri üyelerine! Hem de yıldızlı 10 point!

Apartman girişleri, asansör önleri ve otobüse ve metroya inip binerken…

Market sıraları, banka kuyrukları ve kaldırımlar!

Kısaca “paylaşımı” gerektiren “ortak yaşam” alanları…

Var mı böyle bir “kültür” bizde?

E tabii ki yok!

Trafikte “yol vermeme” yüzünden cinayetlerin işlendiği bir ülkenin fertleriyiz biz!

Ama dilimize pelesenk etmişiz “paylaşım” sözcüğünü!

Hele ki yazı uğraşında; klavyelerin gülü, bülbülü mübarek! Ama altı boş ne yazık ki!

Resmen ırzına geçilmiş, koftileştirilmiş ve anlamsızlığa mahkûm edilmiş!

Kısaca “müptezelleştirilmiş”!

Demek istediğim sadece bu değil tabii!

Çekip giderken yazılarını “şakır şakır” silip de giden bir MB üyesi geri dönüş yaptı geçenlerde…

Dediğine bakılırsa:

“İçinden geçenleri yeniden paylaşacakmış”!

Hınzırlığım tuttu ve “Daha önce paylaştıklarınızı niye sildiniz?” diye sordum?

Öyle ya, insan “paylaştığı” bir şeyi geri alır mı?

Hadi aldı diyelim, sonra yeniden paylaşır mı?

“Bu benim şahsi kararımdır, Ümit Bey” diye yanıtladı!

Bu “geri dönüş” manevralı yazının altında yorumlar var…

Nedim Üstün, Papatya Tarlası, Erol Işık, Berat Bahadır, Rıza Üsküdar, Ersin Kabaoğlu ve sevgili Solohan imzalı “hoş geldin” yorumları.

Görünen o ki bu arkadaşlar da “paylaşımcı”!

Çorbaya düşen o sineği görmemezlikten gelmeleri de “inceliklerinden”!

Yoksa o “destansı” uzunluktaki yazıyı satır satır okuduklarına eminim!

“Okumadan yorum yazmışlar” diyemem yani!

Ne diyelim; güzel “üleşimler” efendim…

Güzel üleşimler…

Ve de hayırlı pazarlar!