Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '12

 
Kategori
Güncel
 

“Esad’ın canı cehenneme..”

“Esad’ın canı cehenneme..”
 

Suriye halkı mı savaşıyor yoksa Elkaide bölgeye mi yerleşiyor ????


Suriye tezkeresinin görüşüldüğü gün meclis genel kurulunda CHP grup başkan vekili Muharrem İnce’nin, iktidar milletvekillerince “ Esad yanlısı mısın?” sorusuna verdiği cevap: “ Esad’ın canı cehenneme, ben Türkiye’nin yanındayım. Siz Türkiye’nin yanında mısınız? Yoksa  Obama’nın yanında mısınız?”

İşte Türkiye’de  Suriye sorununun geldiği nokta budur.. Sanki futbol takımı taraftarı sorgular gibi,  ne yazık ve hazin bir durum, politik çıkmazın geldiği son nokta.. “ Esadçı mısın? , ÖSO cu musun? “  (ÖSO= özgür Suriye ordusu)

Suriye sorununda gözden kaçan veya kaçırılan bir husus söz konusudur. Olayda iki taraftan söz ediliyor.  Diktatör, Baasçı  Beşar Esad  ezen, vuran, katliam yapan ve kısaca devletin tek hakimi olayın bir tarafı, belli bir fikri temelde örgütlenmiş bir partinin başkanı ve taraftarları, diğer taraf yani bu diktatöre karşı çıkan ve savaşan taraf, onlar kim? Hangi fikri temelde örgütlenmiş bir örgüt? Lideri Kim? Diktatör yıkılınca ortaya çıkacak yönetim şekli ve yönetecek kadro kimlerden oluşuyor? Bunları biliyor muyuz? Tek bildiğimiz genel adı “Muhalif güçler” olan ve savaşan kişilerin oluşturduğu söylenen “Özgür Suriye Ordusu”  adında bir homojen olmayan, bir çok milletten oluşan, bir anlamda birleşmiş milletler ordusu gibi çeşitli milletlere mensup terör gruplarından meydana gelen garip oluşumdur.

Bir Tv kanalında Esad’a karşı savaşan Suriye’deki Türkmenlerle yapılan röportajda, para karşılığı satın alınan militanların, askerlerin olduğunu söylemesi, Özgür Suriye ordusunun oluşumu  hakkında oldukça çarpıcı bir fikir vermektedir.

Türkiye hükümetinin başkanı ve dış işleri bakanının söylediğinin aksine  Suriye’de demokrasi mücadelesinde halkın payı oldukça az veya hiç yok, genellikle paralı askerlerin, el kaidenin, Müslüman kardeşlerin vb. örgütlerin bir koalisyonu ABD öncülüğündeki ülkeler tarafından destekleniyor ve Suriye halkının katkısı olamayan bir özgürlük savaşı safsatadır.

Dünya özgülük savaşları tarihine baktığımızda, her savaşın bir lideri, bir örgütü ve fikri bir temeli varken, Suriye’de olan kirli savaşın adı sadece çapuldur.

AKP hükümetinin son gelişmeler ışığı altında, şimdiye kadar uyguladığı “şahin” politikalardan ve özellikle de dış işleri bürokrasisinin öngörüp de uygulamaya koyamadığı reel dış politikadan ziyade ütopik, duygusal ve ülke çıkarlarının aksine küresel güçlerin istekleri ve çıkarlarına uygun ve kolaycı dış politika takip etmekten biraz olsun duraksamış görünüyor, bunun belli başlı nedeni olarak olayların başladığı günlerden itibaren, bir koalisyon gibi birlikte hareket ettiği Suudiler ve Katar artık eskisi kadar Esad’ın kolay devrilmeyeceğini anladılar ve en önemlisi de muhaliflere verdikleri ağır silah desteğini geri çektiler. Bu sınırlamanın asıl nedeni ise  ağır silahların El kaidenin eline geçme ihtimali, bir sonraki adımda kendilerine döneceğini düşünmeleri etkin olmuştur kanımca. Dün Tunus, Libya, Mısır ve bugün Suriye derken “Domino etkisi” ile sıranın kendilerine de gelecektir…

Demem o ki, Suriye’deki sorun sadece ve sadece Suriye’de çözülür ve bu kararı sadece Şam verebilir..

Aksi durumda dışarıdan enjekte edilen çözümler bırakın Suriye’yi hiç bir ülkede başarılı olmamış, sadece emperyalizmin amacına hizmet etmiştir..

1800’lü yılların başlarında batılı emperyalist devletlerin ortaya attığı “Şark meselesi” , yani kısaca Osmanlı devletinin parçalanması idealinin bir devamı niteliğindeki günümüz küresel gücün geliştirdiği “BOP(Büyük Ortadoğu Projesi) “ çerçevesinde yeniden oluşturulacak Ortadoğu devletlerinin sınırları ve yeni devletçiklerin hayata geçmesi için yürütülen bu savaş giderek daha tehlikeli bir hal almış ve küresel bir savaşın öncü artçıları olarak kendini göstermektedir..

Yüzyılın başında ulusal kurtuluş savaşını vermiş ve tüm mazlum milletlerin örnek aldığı bir millet olarak biz Türklere düşen “Yurt sulh, cihanda sulh” ilkesi temelinde ilkeli, adaletli ve ülke çıkarlarını öne alıp, emperyalizmin taşeronluğuna soyunmaktan geri duran  ve “Sıfır komşu” dan “Sorunsuz çok komşu” temelinde dış işlerinin yeniden dizaynı gerekli ve şarttır….

Savaşsız, adil, gelişmiş ve gerçekten demokrat bir Türkiye umudunu taşıyarak kalın sağlıcakla…..

09 Ekim 2012/ Ankara 

 
Toplam blog
: 66
: 725
Kayıt tarihi
: 24.01.09
 
 

1976 yılına kadar Adana'da yaşadım. Lise tahsili sonunda Ankara'ya geldim ve halen Ankara'da yaşı..