“Farz” oldu…

Sevgili <ı>Ahmet BALCI, sormuş bizim <ı>“Çöpçü”ye…

O da tarif etmiş <ı>“Ayağında eşofman, başında takke, sabah namazına giderken…” diye…

Gerçi o <ı>“Sap” beni hemen her gün akşamüzerine doğru, ucundaki <ı>“Çöpü” ile görür ya, neyse…

Evet…

Bu konudaki yazımda[1] da belirttiğimi gibi, <ı>çığırdılar gittik. Ama <ı>Çağrıldığımız yere gittik… Sevgili <ı>Ahmet BALCI belki bilir, bizim oraların menşur(!) bir lafı vardır <ı>“Buyrulmayan işi p..t oğlan tutar” diye…

Bir de <ı>Çağrılan yere gidilir ki, vardığında oturacağın yer olsun diye…

Ben de öyle yaptım, <ı>çağrıldığım yere gittim, mindere oturdum <ı>Ağa Baba gibi…

Dilimin döndüğü, aklım erdiği kadar anlattım millete, ama olmadı… Sonucunu da yazdım[2] <ı>“Seçim hikâyeleri” başlıklı yazımda…

Ben nereye de gidersem gideyim, kendi düşüncelerimle giderim. Kabul eden çağırır, etmeyen de 1985 yılında olduğu gibi <ı>“İhraç” işlemi uygular…

Düşüncelerim de bellidir…

Türkiye’nin <ı>“Cumhuriyet” ine, <ı>“…Laik, demokratik, sosyal hukuk devletine” ve <ı>“Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı” ve de bunları canlı tutmak için elinden gelen her şeyi yapma…

Bugüne kadar bunlardan hiç taviz vermedim…

<ı>“Eşofman”a ve <ı>“Takke”ye gelince…

Hiç giymeyi sevmen, ayağıma dolanıp durur, <ı>“Şort” daha iyidir.

<ı>“Takke”ye gelince, rahmetli babam Hac görevini yerine getirip dönerek almış bir takke, <ı>“Nasıl duruyor” diye bir baktım, kafama küçük geldi, o günden beri nerededir bilmiyorum. Sanırım anam bir yerlere kaldırmış veya birine vermiştir.

<ı>“Niye yoksun?...”

<ı>

Soru bu…

Merak etme Sevgili <ı>BALCI, ben her zaman sizinle beraber ve sizin yanı başınızdayım…

Bak böyle arada sırada <ı>“Masaya vurunca” nasıl da duyup geliyorum, görüyorsun.

Sen o <ı>“Sap”ın sapıttığına bakma, topladığı <ı>“Çöpleri” nereye attığını bilmiyor…

Bir kere ayağımda <ı>eşofman yoktu,<ı> şort vardı, başımda da<ı> takke yoktu, fotoğrafımda da gösterdiğin gibi,<ı>” kel”imi görmüş o…

Bütün dostlara burada selam ve sevgiler…

Sana da Sevgili <ı>Ahmet BALCI…

Böylece <ı>“Sınırlı” da olsa görünmem için <ı>“masaya” vurduğun için… Sen merak etme, ben hep buradayım, aranızdayım ve de yanı başınızdayım. Size <ı>sizden daha yakınım…

<ı>Sevgiyle, saygıyla, muhabbetle, merhametle ve adaletle kalınız…

Cümlenizi öpüyorum…

<ı>10 TEMMUZ 2009

[1] http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=163620 (Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete)

[2] http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=171640 (Seçim hikâyeleri)