- Kategori
- Siyaset
“Fotoğrafa bak”tık…

Siyasette “Devlet adamı” kimliğini edinebilmenin önemli koşullarından biri de nerede ne söyleyeceğini, nasıl ifade edeceğini, lafın arkasını önünü iyi düşünmektir.
AKP hakkında ”Yanılmış olmayı” en çok istediğim konu; bu partinin temel felsefelerinden ve ulaşmak istediği son noktalardan birinin “Cumhuriyet ile hesaplaşmak” olduğu düşüncemdir.
Kurtuluş savaşını, Cumhuriyetin kuruluşunu, çok partili parlamenter sisteme ve “Teba” olmaktan “Vatandaş” olmaya geçişi içlerine sindiremeyenler, hemen her fırsatta bunları yaratanlara karşı çıkıyorlar.
CHP’ye saldırabilirsin, o parti senin “Siyaseten” rakibin konumundadır. Ancak İsmet İNÖNÜ’ye saldırmak iktidara bir şey katmaz, kazandırmaz. Eğer sen bugün çok partili parlamenter rejimin gereği olarak “İktidar koltuğunda” oturuyorsan, bu olanağı sana sağlayan “Tarihi kişiliklerden” biri de İsmet İNÖNÜ’dür Sayın Başbakan…
Parti grup toplantısında söylediğin: “CHP Lideri, grup toplantısında her yolla mücadele edeceğini söylüyor. Hükümet’i Hitler’e benzetiyor. Eğer illa Hitler’e benzetecek bir siyasi figür arıyorlarsa kendi genel merkezlerindeki eski genel başkan fotoğraflarına baksınlar. Führer’e özenip, kendine ‘Milli Şef’ dedirten Genel Başkanlarının Hitlervari bıyıklarının altında kendilerine gülümsediğini görecekler” bu söz, tek kelime ile içinize sindiremediğiniz “Cumhuriyet” ile hesaplaşmaktan öte bir şey değildir.
Anayasa değişikliği sürecine vurgu yapmak için kullandığınız ”Vur kazmayı dağa Ferhat, çoğu gitti azı kaldı” cümleniz de, hesaplaşma isteğinizin “Bilinçaltı” dışa vurmasından öte bir şey değildir.
İsmet Paşa’yı Hitler’e benzetmenize şaştım doğrusu ve dediğinizi yaptım…
İsmet Paşa ile ilgili olabildiğince tüm “Fotoğrafa bak”tım sayın başbakan… Sizin dediğiniz gibi “Hitler bıyığı” olan fotoğrafına rastlamadım…
Gelelim “Milli şef” unvanına…
Partisinin 1938 yılında yapılan kurultayında kendisine verilen “Milli şef, değişmez Genel Başkan” unvanını, 1946 yılında CHP tüzüğünden çıkartan da İsmet İnönü’dür, biraz da “Tarih” bilgisine sahip olmak gerekir bunları bilmek için.
Atatürk ve İsmet İnönü, ”Saltanatı” kaldırmışlardı. Siz “Saltanat” sürüyorsunuz milletin parasıyla…
Görev yeriniz Ankara, ama siz her fırsatta İstanbul’daki evinize, özellikle de “Özel uçak” saltanatı ile gidiyorsunuz. Yetmiyor, saraylarda çalışıyorsunuz.
Neden?
Çünkü Ankara’nın “Başkent” olmasını da içinize sindiremiyor, İstanbul’da sarayları özlüyorsunuz. Bu özleminizi gören vatandaş da “En son padişah Recep Tayyip Erdoğan” duygularını pankartlara döküyor, siz “İstemem” deseniz de…
Başbakan’ın sözlerini İsmet Paşa’ya sormuşlar “Ne dersiniz” diye…
Ne cevap vermiş, biliyor musunuz?
“Fotoğrafa bak”arsanız görürsünüz…
XXX
03 MAYIS 2010 SAAT: 17 SULARINDA SON DAKİKA:
Çanak çömlek patladı…
Şimdiki gibi oyunlar yoktu bizim çocukluğumuzda… Sokak aralarında oynardık. Oynadığımız oyunların da kendine göre kuralları vardı, yazılı olmayan. Ancak kurallara uyulması zorunlu idi. Eğer oyun sırasında “Kural hatası” yapılırsa, hatayı yapan dışında herkes bağırmaya başlardı…
Çanak çömlek patlaaadıııı… Çanak çömlek patlaaadıııı…
Aynen öyle oldu…
Bu kadar “Kural hatası” sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisinde çanak çömlek patladı ve parti kapatmayla ilgili anayasa değişikliğini öngören 8 nci maddesi 327 oy ile reddedildi…
03MAYIS 2010