- Kategori
- Blog
"Geleceksen mesaj çek canikom, kısa adresim Milliyet Blog eyt, nokta kom"
Mahalle mahalle uçar havadan seslenip, sahur kaldııracak alet işte bu
Adama demişler ki: ''Bu bilgisayar gibisi yok. Ne sorarsan ‘Şıp' diye alırsın cevabını'' Adam, Gerile gerile, kükremiş: ''Ne var, ne yok üleyn!”diye.
Bilgisayar bu! Önce duraklamış. Ardından bir patlamış ki, içindekiler yerlere saçılmış. Bigisayarla , öyle var mı yok mu kabilinden laflar edilir mi? Alırsın işte böyle cevabını. Şimdi topla bakim yerdekilerini.
Nerde o mis gibi ''Aşk'' kokan mektuplarımız. Nerde o zarflara koyduğumuz çiçekler. Not düşerek de: ''Çiçeğim, ak kağıtlara gözyaşlarını akıtsın. Kalbimden kalbine iz kalsın. Çünkü onlar, benim gözyaşlarım!'' deyip deyip de yolladığımız aşk mektupları…
Şimdi avuçlara sığan bir alet var. Herkesin başı önde, Eller, dudaklar kıpır kıpır. Onlar her yerdeler..
Teknoloji Ramazana da hoş geldin dedi. TV de gördüm. Sazlı sözlü çok pervaneli bir pırpır, gökyüzünde mahalle mahalle dolaşarak uçacak. Hem davulunu çalacak, hem zurnasını çalacak, hem manisini söyleyecek. Üstelik de bahşiş de istemeyecek.
Tabi bu arada mahalle davulcuları, Danıştay’da davalar açacak. “Kaytanlı davulu, maharetli tokmağı kaybetmek üzereyiz” feryatları yükselecek.
Malı götürenler, teknoloji ile uçuşacaklar gökyünde. Banttan canlı yayınla neler dinleyeceğiz neler. Kala kala bizlere , şöyle seslenecekler::
“Kahvenin telvesi yok / Oruç günü otuzdur / Şükür KDV’si yok! / imsakiye yazalım /Evimize asalım / İftar vakti gel bize / Senle oruç bozalım,” dinletileri kalacak.
Davulcudan sonra aşıklar da seslenecek.
"Sevgilim, tez elden rumuzunu bildir, / Kaşına gözüne e-mail atayım! / Ya cebimi ara, ya siteme gir, / Sazına sözüne e-mail atayım!
Han hamam, apartman, akarın var mı, / Baban hortumcu mu, borsa oynar mı, / Avro mu topladın, yoksa dolar mı? / Evde ayakkabı kutuları var mı / Uyuz herif, malı, hala sıfırlamadın mı / Malına mülküne e-mail atayım!
Aksi avrat mısın, yoksa hoş musun? / Karta kaçmış mısın, yoksa yaş mısın? / Saçı açık mısın, sıkmabaş mısın? / Yüzüne pozuna e-mail atayım!, / Kudurup gitmeden ben bu istekle,/ Tangalı resmini e-mail'e ekle / Boyuna posuna e-mail atayım!
Kavşak Suyu kocaya kaçmış deseler de / Ardından üzüm üzüm üzülüp yas etme / İki tık tık, bir şık şık ile / Olmaz olsun muhabbet böyle / Adresimi yazıver defterine / Muzo1953 nokta, kom tere
Oy dingala dingala / Kömür de koydum mangala / Dünyayı anladın ya / Gel gidelim biz Ay’a /Geleceksen mesaj çek canikom / Kısa adresim Milliyet blog eyt nokta kom”
Ört ki, ölem !