"Goodbye My Love goodbye..." Goodbye equality...

Ne güzel bir şarkıdır bu.

Demis Roussos’un sesinden ilk dinlediğim günden beri yıllar, yıllar geçmesine rağmen hâlâ dinlerken hüzünlenirim. Nasıl da sarıyor insanı.

Bu şarkı nereden mi geldi aklıma?

Sabah kalktım yatağımdan, kahvaltımı yaptım ve haberleri dinlemek üzere televizyonu açtım. Baktım bir alt yazı geçiyor;

“YSK, eşitlik ilkesine aykırı yayın yapan özel radyo ve TV'lere ceza veremeyecek.”

Bu nedir şimdi?

Seçim dönemlerinde parası olup radyo ve televizyon kanalına sahip olanlar bu kanalları arzu ettiği şekilde kullanacak tek taraflı olarak. Para kimdeyse adalet ondan yana olacak, o sesini daha çok duyuracak çünkü. Diğer bir deyişle “Parayı veren düdüğü çalacak.”  Parası olmayan da enseyi kaşıyıp oturacak anlaşılan.

Bu bir yarışsa, yarışanlar aynı çizgide başlamalı yarışa. İmtiyazlı yarışmacı olmaz, olamaz, olmamalı. Böyle olursa yarışın sonucu ne kadar tatmin edici olabilir?

Bu kararla eşitlik ilkesi zarar görmüştür.

Eşitliğin olmadığı yerde adaletten bahsedilebilir mi?

Adaletin olmadığı bir yere huzur gelir mi?

Bu yazımı dilimde ve kulağımda aynı şarkıyla bitiriyorum. 

Goodbye my love goodbye 
I always will be true 
so hold me in your dreams 
till I come back to you … 

Demis Roussos’un sesi kulaklarımdan girip, beynimin tüm hücrelerini dolaşıp ruhuma inerken, bir iç çekip hafiften mırıldanıyorum; “Goodbye, equality…Rüyalarımda saklayacağım seni… Geri gelene kadar… “

09 Şubat 2017