Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '08

 
Kategori
Blog
 

“Günü Yorumlayanlar”dan biriyim…

“Günü Yorumlayanlar”dan biriyim…
 

Sevgili <ı>“Milliyet Bolg Yazarı” dostlarım…

Yeri geldiğinde bazı yazılarımda da belirttiğim gibi, 45 yıldan bu yana <ı>“Anadolu Basını” içinde yer alan gazetelerde <ı>“Köşe” yazıyorum. Bu işten maddi bir kazancım, başladığım günden bu yana hiç olmadı. Demem o ki, profesyonel olarak 45 yıldan bu yana yaptığım işiten, maddi bir çıkarım olmadı.

17 yaşından bu yana <ı>(Bize 68 kuşağı diyorlarmış) aktif olarak siyasetin içinde oldum. Türkiye’deki <ı>“Siyasi, sosyal ve ekonomik gündem” hep ilgi alanım içindeydi, bugün de öyle olmaya devam ediyor.

Benim <ı>“Okullu” mesleğim <ı>“Harita teknikerliği” olmasına rağmen, devlet memuriyetine ancak 8 yıl dayanabildim, daha sonra da hep ticari hayatın içinde bulundum. Bu süreç içinde de birçok<ı> “İstihdam yaratan” sanayi tesisisin <ı>“Kurucu” personeli içinde bulundum. Bugüne kadar sektörümün içinde birçok insan yetiştirdim. Ülkeme bu yönde hizmet ettiğim inancındayım.

Yine ülkemin ve milletimin bağımsızlığı ve huzuru için gazete köşelerinde ve <ı>“Sahada”[1] verdiğim mücadele içinde <ı>“Hedef” de oldum. Bir süre <ı>“Korumalı” gezmeye <ı>(Kendi isteğim dışında) zorunlu kılındım, silahlı saldırılara uğradım, ama yılmadım, devam ettim.[2]

Bugün de bu doğrultuda ülkemi savunmaya, milletimi aydınlatmaya çaba gösteriyorum.

Millet Blog’da yazmamın tek amacı da, buradan da acaba ulaşabilmeyi umduğumuz daha çok kişiye ulaşabilir miyiz çabası.

Diğer taraftan…

Ben, hiçbir şekilde <ı>“Tarafsız” değilim. Yazılarımdan da <ı>“Bitaraf” değil, <ı>“Taraf” olduğum açıkça bellidir. Bir başka anlatımla <ı>“Adil” davranmanın erdemi ile <ı>“Taraf” olmanın gereğini yerine getiriyorum.

<ı>Tarafım da net bir şekilde ortadadır.

<ı>

<ı>Cumhuriyetten, Laik, Sosyal, demokratik hukuk devletinden, Atatürk ilke ve devrimlerinden yana tarafım.

<ı>

<ı>Devletten yana, milletten yana, adaletten yana, özgürlükten ve inançtan yana, emekten yana tarafım…

Bu konularda da <ı>“Gündemin içindeki” olayları, bilgi ve düşüncelerim içinde, bilmediklerimi araştırarak ve içine düşüncelerimi katarak yorumluyorum.

Peki hepsi de doğru yorumlar mı?...

Olur mu? Elbette olmaz. Ama karşı fikirleri de böyle harekete geçirip, olgun tartışma ortamında doğrular da böyle bulunmaz mı?

Somut bir örnek vereceğim…

Geçtiğimiz günlerde <ı>“Spor” dalında bir yazı yazdım. <ı>“Bu neyin kupası idi?” başlıklı…

Çok okundu, ama ben çok büyük bir hata yapmıştım bu yazıda, 45 yıllık yazı hayatımda, belki de ikici veya bilemediniz üçüncü, dördüncüsü zaten yoktur.

Bu sezon, ilk kez <ı>(Ben yine böyle biliyorum) 1. Ligden süper lige çıkan her üç takımada <ı>“Kupa” verilmesi yönetmeliği çıkarılmış.

Ben bundan habersiz kalmışım ne yazık ki ve yazıma özellikle <ı>Turgut ALPER isimli bir kardeşimizin tepkisi çok büyük oldu. Beni, yani 45 yıldan bu yana <ı>“Gazeteci” sıfatını taşıyan birini <ı>“Her eline kalem alan biri” sıfatına soktu. Olsun, önemli değil elbette, küfür etmedi ya, fikrini ortaya koydu, saygı duyarım…

Aslında, bu hatayı görünce yazımı geri çekebilirdim. Ancak çekmedim ve gelen <ı>“Bilgilendirme yorumu” sonrasında <ı>“Özür” yazdım ve yanlışımı kabul ettim. Bu yazının da <ı>“Yanlışı görünce özür dilemek gerektiğini” örneklemek için yayında bıraktım. Aslında düşüncem, siyasilerin spor işine karışmamalarını vurgulamaktı.

Küçüldüm mü?...

Bana göre hayır, umarım örnek olmuşumdur.

Sonuç olarak… Yazdığım yazı genellikle <ı>“Günün içinden” ve <ı>“Haberlere yorum” içerikli olduğu için bu bölümde çıkıyor. Özellikle de yazdığım yazıların hangi kategorilerde çıkacağına dikkat ederek o kategorinin adını yazıyorum, öyle yayınlanıyor. Bu 605. yazım ve toplam içinde <ı>“Haber” kategorili yazımın sayısı 268…

Gelen eleştirilere kızgın olmak haddim de değil, hakkım da değil, hakaret içermedikçe…

Ve… Benim temel felsefem o ki <ı>“İnsanlara göstereceğiniz saygı, sevgi, muhabbet, merhamet ve adalet kadar toplum içinde değer kazanırsınız” şeklindedir.

Benim davranışlarımda ortaya koymak ve yapmak istediği de bu. Diğer düşüncelerimi de ortaya, bu duygular içinde koymaya çalışıyorum…

Başarılı mıyım?...

Orasını ben bilemem, ama bugüne kadar elimden geldiğince bu felsefeyi uygulayan davranışlar içinde bulundum.

Diğer yüzüm mü?...

Evet, ikinci bir yüzüm, kişiliğim de var, bunu da itiraf etmeliyim…

Ama o kişiliğimi ve yüzümü gören sayısı çok fazla değil. Onlar, hak ettikleri zaman görürler ancak.

Bu yazımı da sakın <ı>“alınganlık göstermiş yazmış” anlamında almayınız. Sadece arada bir de olsa gündemden çıkıp <ı>“Aramızda muhabbet etmek” gerekmez mi?

Öyle alın…

Yani, muhabbet ettik biraz…

<ı>24 MAYIS 2008


<ı>[1]<ı> <ı>Futbol sahası değil elbette…

<ı>[2]<ı> Burada belirtmeye gerek görmediğim çalışmalarım hariç…

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..