Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '07

 
Kategori
Blog
 

"Güvenilmeyen yazar" olmak

"Güvenilmeyen yazar" olmak
 

Tam tamına dört ay olmuş üye olalı, henüz "tık" yok! Ne Milliyet Blog’tan bir teklif geldi "güvenilir üye" olma konusunda, ne de Avrupa Milliyet’ten bir yazı önerisi. O kadar da kendimizi yırtmıştık halbuki, didinip durmuştuk. Heyhat!

Solohan’a da akıl danıştım tabii… "Ağabey seni kovmadıklarına dua et" dedi ve moralimi de iyice bozdu. Ali Gülcü halden anlar, "Ağabey ben sana güveniyorum" dedi ve beni biraz avuttu işte. Sağ olsun, iyi çocuktur Ali.

Bazen kendi kendime soruyorum tabii, "Evladım sen güvenilir bir yazar mısın" diye… Açıkça söyleyeyim ki ben pek güvenilir bir yazar değilim. Eğri oturup doğru konuşalım şimdi. Bu durumda değerli editörlerimiz de haklı yani.

Sağım solum belli olmaz ki benim. Katıra "cilve yap" demişler, o da tutmuş çifte atmış. O hesap işte. Bana bugün "Güvenilir yazar" teklifi gelse en çok iki gün sabrederim, ondan sonra da yazarım yazacağımı. Bir çuval inciri de berbat ederim.

Kerem Oğuz kardeşim taktikler verip duruyor… "Yazılarını sil ağabey, biraz nazlan işte" diye ama benim gözüm yemiyor nedense. Ya çektiğim resti görürlerse? "Biz size yeni yazım hayatınızda başarılar dileriz" diye bir yorum alırsam editörlerden, ne yaparım ben?

İşin yoksa Kerem Oğuz’u ara İstanbul sokaklarında, gırtlağına sarılmak için…

Ablama da (Alev Meisel) açtım meseleyi tabii… Neden ben güvenilir üye değilim , diye… "Editörlerden borç para isteme gibi bir niyetin yoktur inşallah" dedi ve beni susturdu.

İlkokul birinci sınıfına giderken de ilk bana takılmıştı "kırmızı kordela"… İyi okuyorum diye… Ama ne halt karıştırdıysam, iki gün sonra da geri almıştı öğretmenim o kordelayı. Hiç de üzülmemiştim doğrusu… Ne o öyle kırmızı kırmızı, kız mıyım ben, diye sevinmiştim üstelik.

Aldığım duyumlara göre, bir de "Mimli yazarlar" varmış blogda ve ilk sırada da bu satırların güvenilmeyen yazarı varmış… Tevatür işte! Ben şahsen inanmıyorum ama olmaz olmaz dememeli pek.

Yok yani, hiç olmazsa "kıstaslarını" bilsem "güvenilir yazar" olmanın, klavyemi ona göre ayar edeceğim ama bilmiyorum ki! Öyle bir istiyorum ki, "Dün bana da editörlerimizden güvenilir yazar teklifi geldi" diye bir yazı yazmak… O kadar olur işte.

Blogtaki "güvenilir yazarlara" değildir elbette sözüm. Onlar alınmasın lütfen. Benimkisi merak işte. Güvenilmeyen bir "yazan" olduğumu ben de biliyorum.

Hem sonra o yazıları da ben yazmıyorum.

İçimde bir velet var.

Sümüklühaylazelisapanlı.

O yazıyor işte.

Ona ben güveniyorum.

Siz de güvenin.

 
Toplam blog
: 312
: 1658
Kayıt tarihi
: 10.02.07
 
 

Önceleri konuşurdu insanlar, "yazmak", sonraların işi... Duygu ve düşüncelerimizin yanı sıra gözl..