Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '09

 
Kategori
Felsefe
 

[iki kişilik diyalog] Kişisel duruşta değişen roller, kurban, anne, baskıcı, inançlı, bilinemezci

[iki kişilik diyalog] Kişisel duruşta değişen roller, kurban, anne, baskıcı, inançlı, bilinemezci
 

Çetrefilli bir alan dedim duvarlarını ördün hemen. Tamam şimdi bana dönelim o halde


- altn yaldızlı antetli kağıtlarım bile var, seninde var eminim.
- saklayamadım demek ki
- yooo sakladığın yeri bulamıyorsundur hala ordalar
- bu güzel..
- arkadaşın gönderdiği yazıyı bana tekrar gönderebilirmisin
- ok göndereyim.. onun benim burası için güncelleştirmiş halini göndericem
- sen demiştin ya
- ne demiştim?
- ekleyebileceğin bir şeyler olabilir diye
- tabi senin de kendince güncelleştirme yapmanı.. bir renk belirle bence o renkte yaz bence karışmasın
- önce açayım kitabımı da bakayım
- şimdi de arkadaşın gönderdiğini göndereyeim, onun dili çok keskin dikte ve öğretme var bir bak
- anladım çatallı dil yani
- biz öğretmemeliyiz, göstermeli ve uygulamalıyız
- aynen, model olmalıyız
- cumhuriyetin 85 yılı bunun acıları ile dolu, öğretme krizi nedeniyle, kendi ayağını kurşunlamış. Buna da bir bak istersen beraberce orta bir dil bulalım bunu herkes eline alsın düşüncelerini yazsın, bir gün de toplantıda ele alırız
- anlaştık
- yeni çağın dili olsun, dayatma ve yargı yok. Olduğu gibi nasıl yaşarız ona bakalım
- bu konuda hemfikiriz, yeni çağ ve yeni enerji
- mühendislik kesinliklerden, matematik mutlaklardan ve orantılardan, istatistiklerden uzak yeni bir gerçeklik, merkezinde insan ve duygu olan
- titreşimi yüksek, birlik bilinci düzeyinde olan saf enerjide
- ona ulaşmayı sadece dileyebiliriz, gerçek daha zeminde ve altta bir yerde
- doğru
- ben çamurlara bulanmış hayatı görüyorum gerçeklikte, yeraltını yani
- be hocam, ona katılmıyorum, çamur özümüz ifadeyi değiştir rahat edersin
- şifalı çamur bazıların ki
- şifalı evet, sana söylemek istediğim bişi var seninle ilgili iyileştiremediğin bazı yaraların var onları iyileştirsene
- psikolog gibi konuştun, şimdi
- ama istemiyorsun gibi geliyor bana
- beklemezdim
- psikologlar bunu söylemezler, sadece hissettiklerimi söylüyorum. Benimde vardı ama iyileştirmeyi becerebildim, özel alana müdahale değil bu söylediğim sadece tespit ama senin iznini almadan söyledim
- bu söylediklerimi tane tane okumanı isteyeceğim, ya aşarsın ya düşersin derler ya işte öyle. Aslında bu çetrefilli bir şey, anlatacağım yani. Ben, bütün alanlarımı, yakınımdaki insanların deneyimine açtığım için onlar bu alanlarda gerçekleşen smilasyonların, yaraların bana ait olduğunu sanıyorlar, öyle düşünüyorlar. senin netliğinde düşünen pek çok kişi de bunu cümlelere döküyor. Ben, özel kuvvetlerin eğitimi gibi, oluşan bu alanlarda her şeyin olmasına izin veriyorum. Bu oluşlar düşündüğün gibi beni yaralamıyor.
- benim söylemek istediğim bu değildi
- Felsefeme derinlik kazandıran bu şeyleri, birlikte olduğum, paylaşmak istediğim insana göre yeniden oyun sahası olarak kurgulayarak insanların deneyimlerini dile dökmelerini, yaşamalarını sağlamaya çalışıyorum. Bu alanda gördüğün şeyler senin de eksiklerin olabilir, bir daha bak istersen.
- sen kimsin peki? Bunu açıklayabilir misin?
- Orada gördüğünüm, oyunalanında senden yansıyanım.
- hocam felsefe öldü artık bilim var, gerçek bilim bu, bunlar bi süre işlediler, ama artık süreç değişti aynalıktan söz ediyorsun. Ben şimdiki zamanda buna katılmıyorum herkes kendi olmalı
- Çetrefilli bir alan dedim, duvarlarını ördün içe kapandın hemen. Tamam, şimdi bana dönelim o halde
- Sana dönmeyelim
- iyileştiremediğin bazı yaraların var diyorsun ya benim için, gördüklerini, gördüğün yaramı söylemelisin açıklıkla
- Şu savaşçı yanını neden bastırıyorsun? Birilerini öldür demiyorum ama sen savaşçısın, geçen gördüm o yüzünü, Elvan'la cebelleşirken, sakin kalmaya çalışıyordun, ama içten gelen o değildi, ona gününü gösterebilmelisin, kadınsa kadın, o rolü üstlenmiş.
- İnandığın şeyi, söylediğim şey karşısında değiştirme cesaretin var mı
- Hem var hem yok
- Biliyorum bir var bir yoksun, yaşamda da öylesin.
- Olur mu ya? Hep varım, her zamanda oldum
- Bunu itirazı insani buluyorum, bu nedenle arka planlarda görev alabilirsin ancak, risksiz alanlarda yani.
elvanla olan konuşmamızda çektiğin resmi şimdi bir daha düşün
- şekilci düşüncenden kaynaklanıyor bu
- Neler ilgini çekiyor o konuşmada? Benim yerime elvana haddini bildirmişsindir, içinde mutlaka.
- Söylediğim senin algıladığın değil işte aynı dili konuşamıyoruz, neyse, senden 10 adım öndeyim ben, bunu biliyorum en azından.
- vurgularını önemsiyorsun, düşüncenin açıklamadığı boşluklara vurgu koyuyorsun, bu durum öğretmen hali. Benim tırsacağımı, geri duracağımı üzerimde etki yaratacağını düşünerek yapıyorsun bunu, bu nedenle bir var bir yoksun, bir şeyin gereğini yapmak konusunda da tereddütler yaşıyorsun
- ben değil hiç tereddüt etmem ki
- bu da bir vurgu işte
- başka
- şimdi sakinleşirsen bir şey daha söylerim
- şu an o kadar sakinim ki
- bunu fiziksel olarak söylemedim, eminim sorun yoktur
- bunu neden yaptığımı anlayacağın gün, ben burda olmayacağım
- bu da gözyaşı şelalelerinden bir demet, anne rolüne döndün anında, bu kadar kısa sürede değişik rollere büründüğünü anlamalısın. Benim senin düşüncene adapte olmam için sertlik duygusu dahil her şeyi bana karşı kullanıyorsun
- savaşmıyorum seninle, sadece savaşçı vechelerimize dikkat çekiyorum
- şimdi de bizleştin, sorumluluğu ortak alana attın, şu anki sensin, kendinda bana zemin açıp bizleşme, kendin olarak belirt düşünceni.
- deneyimlemeden hiçbir konu hakkında konuşamam
- çelik duvar ördün şimdi de, geri çekildin, konuşma buradan sonra anlamsızlaşır devam edersek, çok farklı alanlardaki yeteneklerinin farkına varıp, tek merkezli, insani bir eksene oturtmayı, yönetmeyi düşünürsen önemli bir güç olabilirsin, şimdi oynak bir zemindesin eksenin yok, felsefen yani
- yanılıyosun bir ayağım hep merkezde, pergel gibi temelim veya imanım o kadar güçlü ki sadece bazen oyun oynamak istiyorum, alan açıyorum kendime o kadar ne yapayım?
- Aynen, sen inanç eksenli oldun şimdi birden, az önce bilimdi bu eksenin, ne değişti bu kadar kısa sürede?
- kavramlar yönetemezler
- zaman tanımalıyız kendimize ve birarada bulunmalıyız
- tabii ki, her zaman hepimiz buradayız
- Hepimiz burada ve anda değiliz, sen şimdi Olimpos’lardasın ben burada
- ve burada olduk
- bunu kabul edelim, sen ciğercinin kedisi ben sokak kedisi
- ruhsal bilinci beden bilincine oturttuğumuzda
- bilim değil başka bir şey yapmış oluruz o zaman
- her yerde olduğumuzu bileceğiz
- bilim netlik ister ölçülebilirlik, eksenimizi nelerden kurarsak, nelere dayarsak aslında o oluruz biz.
- kapitalist sistemin etkisinde olan bilimden söz etmiyorum ben
- herkes her şeyden benzer ölçülerde yarar ve zarar görür amacım biraz daha açılımdı şimdi gene bana dönelim başka ne vardı ben de gördüğünüz? Bunu içtenlikle soruyorum
- bunu içtenlikle sorduğunu biliyorum kendinde olanları sen görebilsen, mutlaka görüyorsundur ama göremediklerin var
- bir yaramdan söz et, en ekilisinden senin gördüğün ne kadar acı olursa olsun eğer acıysa
- sende acı görmüyorum ki
- bir yara duymak istiyorum gördüğün
- gerçekten mi?
- gerçekten
- nasıl bi yara olsun istiyorsun ?
- o kadar çok mu? sen gördün, ben nasıl sipariş edeyim seç beğen al oldu bu
- eline bakmam lazım yaralarını tek tek oradan anlayabilirim
- Görüyorum demiştin.


- Bir şey soracağım, benim tırsacağımı ve geri duracağım etki yaratacağını düşünerek *bu nedenle bir var bir yoksun *gereği ni yapmak konusunda tereddütler yaşıyorsun, demişsin ya, orayı atlamışım
- senin tırsacağını ve geri duracağını hiç düşünmedim
- düşünmediğin anlarda oluyor
- vurgu, inancı, inanç ait olmayı getirir oradan da çok fazla gidilecek bi yol pek kalmıyor
- bunubiraz daha açarmısın, örnekleme yapabilirsin
- baskıcılığın en alt biçim vurgu yapmak, düşünceye, kavrama, davranışa. Manipilasyon yani. Her şey bir düşünceyi veya bildiğimizi düşündüğümüz bir şeyi vurgulamakla başlıyor, her vurguda vurguladığımız şeye olan inancımızın arttığını görüyoruz, inanç imana iman yargıya yargıda katılığa götürüyor insanı.
- tamam
- Buna bilgi de eklenince iç cehalete dönüşüyor her şey okumuş bilen cehalete
- burada bu konuda seninle tamamen fikir ayrılığı yaşıyoruz, ben tam tersi düşünüyorum da, kavramlara yüklediğimiz anlamlar çok farklı
- anladım, ilginç olan seninle aslında hiç bir konuda birlikte düşünmüyoruz , buna gerek te yok, aynı düşünmemize yani. Bunun böyle olduğunu sanarak korkularımızdan dolayı birarada duran sürüler oluşturuyoruz, birbirimize sokuluyoruz. Bağlamları farklı sürüler oluşuyor yani. Bizim sürülerimiz biraz taa okumuş sürüler oluyor o kadar.
- kelimelerin ve kavramların yüklerini en aza indirgemişken,
- kelimeler ve kavramlar gerçekte yok
- evet
- gerçekte yoklar, onları iletişimde sembol olsun diye yaratıyoruz, gerçekte uduruyoruz.
- eeeeeeeeeee
- bu nedenle de gerçekte bir anlamları yok, kelimelerin ve kavramların, yol işaretleri gibi, geçici
- ee o zaman neden kelimelerin olmadığı bir iletişim şekli bulmuyoruz, var da biz mi bilmiyoruz ?
- kelimelerle çok az şeyi anlaşıyoruz, iletişimimizin önemli kısmı da başka yollarla gerçekleşiyor.
- hangi yollar bunlar?
- eskiden daha uzun ve karışıktı anlatım, giderek daha sadeleşip azalıyor, William Shakespeare gibi, Kafka gibi, şimdi bu kadar söz oyununa gerek kalmadı. Aslında felsefeye gerek yok derken de haklıydın, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski gibi zemini adalet ve felsefe üzerine kurmaya da gerek yok artık yada Balzac gibi, Viktor Hugo gibi adaletin zemin olduğu bir anlayış ta eskidi, bugün her şeyin içinde olduğu yeni bir dünya var. Tümünün deneyimleri bugünü yarattı , o nedenle daha az kelime ile daha çok anlaşma yolu açıldı.
- işte bu! Bu kadar sade ve basit, ben eminim hiç kelime kullanmadan anlaşılabileceğine insanların. Geçen bir toplantıda konuşmacıya sorduğumda bu olabilir mi diye kesinlikle olamaz yanıtı almıştım
- o dilci veya bilimcidir, bunu mutlak hale de getirmiyorum zaten bir çok şey ortadan kalktı eskiye göre, İngiliz aristokrasisinin nezaket alışkanlıkları bile değişti, sadeleşti
- doğru, artık kraliçe eldivensiz giriyor tuvalete :)
- Gerçekte kelimelerin anlamıda göreceli, bir kelime için, ne kadar çok insan varsa o denli de farklı anlamı vardır diye düşünüyorum
- kelimeler olmadan nasıl anlaşılabilire gelmek istiyorum ben, araçlar veya kullanmamız gereken neler olabilir?
- bu ütopik olur bugün den konuşursak
- neye ve kime göre ?
- gsm vb şeylerdeki gelişmeler haritalar, yön bulma, dilsizler için dil. Bu gelişmeler doğru okunursa eğer gidiş görülebilir, ben anda olan şeyleri analiz ederek bunları görüyorum fütirist bir gelecek okuma bana göre değil, işim de değil.
- düşünceleri kelimelere dönüştüren şey neydi?
- ifade etmek anlaşmak ihtiyacı belki, iletişim
- bana göre hissettiklerimiz yani duygularımız düşünceleri, düşüncelerde ifade edebilmemiz için kelimeleri getiriyor, kelimeler ve kavramlar olmadan hissettiklerimizi nasıl ifade edebiliriz ?
- ben dilbilimci değilim
- sana daha önce sorduğum bi soru vardı, sen kimsin diye :)
- ben, ekrem pehlivan
- memnun oldum
- Selma, ben de
- bana sorduğun şeyin cevabını biliyormuşsun gibi geldi bana, tuzak soru yani
- :) oyun alanında bana eşlik ettiğin için teşekkürler, ekrem pehlivan :)
- kendin çaldın kendin oynadın bana hala cevap vermedin, istediğin kıvraklıkta geçtin derelerden, ben kimim ve benim en çok görünen yaram ne bunu bilmiyorum çünkü söylemedin.
- bunu sen bileceksin
- senden 10 adım öndeyim ben diyerek bendekini gördüğünü söyledin, şimdi topu taca atma, iyileştiremediğin bazı yaraların var diyorsun
- kim olduğunu biliyosun
- bir tanesini duymak istiyorum
- ama hala bilmiyormuş rüyasını görüyorsun
- şimdi de bilinemezcilik eksenindeyiz, gizem yani
- gizem dedin, benim ikinci işim :)

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..