Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '17

 
Kategori
Güncel
 

“İYİ Parti” Senin Canın Sağ Olsun

“İYİ Parti” Senin Canın Sağ Olsun
 

Güneşi bulamazsanız Siz Güneş Olun.


 

“Senin canın sağ olsun” cümlesi bir dostumuzun pazarlama konusundaki kitabında anlattığı gerçek olaylarla Anadolu’da  sık sık  gerçekleşmektedir.  Dostumuz yıllar önce ailece arkadaşlarıyla Toroslarda  gezerken baraj gölü yanında  bir tesiste yemek yer.  Hesabı ödeme sırası gelince cüzdanına  bakar. Hesabı ödeyecek durumu yoktur. Ankara’dan çıkarken cüzdanına para koymayı unutmuştur. Tesisteki sorumlu kişi ”Abi rakam önemli değil. Elbet bir gün gelip ödersin. Gelemezsen de senin canın sağ olsun” der.  Bu sözde, ödemenin alınamaması burukluğundan ziyade geleceğe olan umut, iyi niyet ve Anadolu insanının cömertliği yansıtılmaktadır.

Ben bu öyküden esinlenerek “İYİ Parti” Senin canın sağ olsun diyorum. Çünkü 25 Ekim 2017’de kurulan parti aşağı yukarı elli (50) gününü tamamlamış oluyor.  Bu süre içinde neler olduğuna ve “İYİ Parti” performansına baktığımızda partinin  MHP yerini almayı birinci amaç saydığı görülüyor.  Bu ise uzun dönemde partiyi en fazla eski MHP kadar büyütebilir.  Halbuki her platformda merkez sağda ve solda  herkesi kucaklamak ve bunu uygulamak, göstermek görevdir.  Kadınları harekete geçirmek ve Onlarla diyaloğa girmek oylarını almak için şarttır. Bu da şimdilik AKP tekelinde gözükmektedir.

Partinin gündemi işgal eden Zarrab olayıyla ilgili olarak açıklamasında  “Türkiye’nin Dünya ülkeleriyle ticaretinin iç hukuka  ve uluslararası hukuka uygun olması gerektiği, Ülke çıkarlarının  Reza Zarrab gibi uluslararası bir kaçakçıya teslim edilemeyeceği vurgulanmıştır. Rüşvet yiyenler ve ona sessiz kalanlar Reza Zarrab'dan farklı değildir. Reza Zarrab, Türkiye'nin millî meselesi değildir. Mali sonuçlarının da milletimize fatura edilmesini kabul etmiyor ve ekonomi yönetimini tedbir için uyarıyoruz” denmektedir.

AK Parti tarafından Zarrab olayında mesele milli bir mesele, AK Partiye ve Türkiye’ye finansal, siyasal ABD darbesi olarak sunulmakta ve konu abartılmaktadır.

Olayın Türkiye için önemi ticari işlemlere ilişkin kuralların, gümrük mekanizmasının çalışmaması, hayali ticaret yapılması,  bir bankanın hatalı işlem yapması ve hepsinden önemlisi bu aksamalara üç politikacının sebep olmasıdır. Yolsuzluğa bulaşmış olanlar yargılanmamış ve Türkiye’de adalet tecelli etmemiştir. Yolsuzluk, hukuksuzluk zemin bulmamalıdır.

Yolsuzluk sadece Rusya’da, Çin’de, Türkiye’de değil İngiltere’de de olmaktadır. Avrupa Birliği 2013-2016 döneminde İngiliz gümrüğünün Çin giysilerinin ve ayakkabılarının gümrük vergisinden kurtulması için çok ucuz ürünmüş gibi Avrupa Birliği’ne girmesine yol açtığını, 2 milyar avroya yakın gümrük bedeli ihmali olduğunu, örneğin kilogramı 1.44 avro olan kadın pantolonlarının kilogramı 0.91 avro olarak daha ucuz gösterildiğini ve AB ülkelerinin Fransa, Almanya, İtalya, İspanya gibi  toplamda 3.2 milyar avro KDV gümrük kaybına uğradığını, İngiltere’nin oluşan AB zararını ödemesi gerektiğini rapor etmekte ve konu İngiliz Gümrük İdaresince  detaylarıyla incelenmektedir. Uzun dönemde bu yolsuzluktan yararlananlar yargılanabilecek ve İngiltere de 2 milyar avroya yakın bir bedeli AB’ye ödemek durumunda kalabilecektir.

Bütçe konusuna gelince İYİ Parti yetkilisince  “Sayısız bütçe dışı harcama var ve hem miktarını hem de nereye gittiğini bilmiyoruz. Varlık Fonu böyle bir şey mesela… Derhal denetim ve kontrolün hakim olup Sayıştay’ın çalıştırılması gerekir.” “Büyüme modeli, ithalata çok bağımlıdır. Büyümeyi yabancı sermaye, özellikle de sıcak paranın ülkeye gelmesi ve cari açığı finanse etmesi kısıtlamaktadır. Bizim bu modeli değiştirmemiz lazım. Türkiye başından beri en yüksek büyümeyi 1930’larda sağladı ve  sermaye birikimini gerçekleştirdik.” denmektedir.

AK Parti ekonomi sorumlusu Mehmet Şimşek ise yapısal reformların gecikmemesini, iş gücü piyasasının düzenlenmesini, adaletin gecikmeden tesisini, eğitime her Türk’ün erişmesini ve eğitim kalitesinin artmasını vurgulamaktadır.

AK Parti 400 milyar doları aşkın borcu bulunan Türkiye’nin müthiş kalkındığını ve ekonominin iyi olduğunu vurgulamaktadır. Türkiye’nin 2003 GDP rakamı 311.8 milyar$, 2016 rakamı 857.7 milyar dolardır. Ekonomi on üç yıl içinde 2.75 kat olmuştur (857.7/311.8). Ancak son üç yıldır kişi başı yıllık gelir, 2014 yılı 12 084$, 2015 yılı 10 893$ ve 2016 yılı 10 731$, düşmekte ve Türkiye on-on bir (10-11) bin dolar bandına takılı kalmaktadır. Açıkçası üç-dört yıldır ekonomi durağandır.

İYİ Partinin bütçenin bütçe olmaktan çıktığını ve bütçe kovasının kontrolsüz deliklerle su tutmayacağını vurgulaması önemlidir. Zaten son iyi rakamlar, bu müthiş kalkınma neden emekliye, işçiye ulaşamıyor diye sorgulanıyor.

Ayrıca, İYİ Parti’nin ekonomiyi nasıl yoluna sokacağını  rasyonel olarak açıklaması ve özellikle fakir kesimin ve orta direğin sorunlarına bulacağı çareleri anlatması faydalıdır. Açıkçası ekonomik gündem önemlidir ve ekonominin nasıl geliştirileceği izah edilmelidir. Aksi halde gündem AK Parti tarafından, güvenliğimiz ve ekonomimiz için önemli olmayan, Kudüs meselesi ile başarıyla doldurulmaktadır.

 

 
Toplam blog
: 182
: 1556
Kayıt tarihi
: 14.10.12
 
 

Elektronik Y.Mühendisiyim. Teknik alan dışında Tasarruf ve tutumlu yaşam, Kişisel Finans Yönetimi..