"Kadınlar ne ister?" sorusunun net cevabı...

Evvel zaman içinde yapılan bir savaşta ünlü bir kral esir düşer. Karşı tarafın kralı bu büyük şahsı affedebileceğini ancak bir şartı olduğunu söyler. Şart kendisine bir soru soracak ve eğer esir kral bu soruya doğru cevap verebilirse hayatı kurtulacak aksi takdirde ölecektir. Soruya cevap verebilmesi için ise 1 yıl süre tanınır.

Tespit edilen dünyanın en zor sorusu ise aynen şöyledir; “KADINLAR NE İSTERLER?”

Kralın fazla bir tercih şansı yoktur ve adamları hızla ülkesine geri dönüp sorunun cevabını aramaya başlarlar. Her sordukları kişide başka bir yanıt alan adamlar türlü alimlere, bilir kişilere danışır ama soruya tam bir doğru yanıt bulamazlar.

Birgün bu sorunun cevabının sadece yaşlı bir cadı tarafından bilindiğini duyarlar ve mecburen cadıya giderler. Cadı soruya cevap verebileceğini söyler ancak bir şartı vardır. Cadı cevap karşılığında kralın yakın arkadaşı ve en yakışıklı şövalyesi ile evlenmek istemektedir.

Şövalye yıkılır ve bunu kabul edemeyeceğini söyler ve cadının yanından ayrılır. Daha sonrasında şövalye hiçbir şeyin kralın hayatı ve ülkesinin geleceğinden daha önemli olamayacağına karar verir ve cadının teklifini kabul eder.

Ve cadıdan cevabı alırlar.

“KADINLAR HER ZAMAN KENDİ ÖZGÜR İRADELERİYLE KARAR ALMAK VE ÖNEMSENMEK İSTERLER."

İçlerinde büyük bir şüphede olsa kralın adamları esir liderlerini kurtarmak için cadıdan aldıkları cevabı iletirler düşman ülkenin liderine ve doğru olan bu cevap sayesine kralın hayatı kurtulur ancak tüm ülke halkının kanaatince şövalyenin hayatı sönmüştür. Çünkü cadı dünyanın en çirkin görünüşlü mahlukatıdır.

Nihayet şövalye için en kötü an gelir ve girer cadı ile sonsuza dek yaşamaya mahkum olacağı odadan içeri ancak odaya girdiğinde karşısında cadı yerine çok güzel, çok çekici ve sımsıcak gülümseyen bir kadın görür. Gördüğü güzellik karşısında gözleri kamaşan şövalye şaşırır ve sorar "Sen kimsin?" diye.

Kadın cevap verir. "Ben evlendiğin cadıyım. Ancak gündüzleri son derece çirkin ve geceleri son derece güzel olurum. Ya da gündüzleri son derece güzel veya geceleri son derece çirkin olurum. Nasıl gözükeceğime sen karar vereceksin. Sen seç güzel olmam gereken zaman dilimini" der ve şövalyeyi büyük bir ikilemle karşı karşıya bırakır.

Şövalye çok kısa bir süre düşünür ve geceleri mükemmel bir sevgili mi yoksa gündüzleri eşiyle beraber kazanacağı saygınlık mı? karar veremez ve şöyle cevap verir.

"Nasıl olmak istediğine sen karar ver lütfen. Ben senin her haline karşı saygılıyım."

Cadı bu karar karşısında çok sevinir. "Sen bana seçme özgürlüğünü verdin ve beni kısıtlamadın şovalyem. Bu yüzden ömür boyu yanında güzel ve saygılı biri olarak gözükeceğim" der ve tüm zaman dilimleri için bürünür ışıldayan güzelliğine.

Peki bu hikayeden çıkarttığımız sonuç ne?

Öncelikle kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek isterler bunu kesinlikle unutmamak lazım. Kimliğine ve tercihlerine saygı gösterdiğiniz bir kadın daima özgür bir birey ve tüm özgürlügü ile size bağlı bir insan olacaktır.

Diger bir önemli nokta ise özgür iradesiyle hareket eden bir kadın her zaman güzeldir. Ruhunun güzelliği yüzünün aydınlığını oluşturur.

Son olarak küçük bir espiri ile ister güzel olsun, ister çirkin olsun her kadın aslında bir cadıdır.

Hayatınız sevdiğiniz kadındır; zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz, bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz, zeki bir kadına rastlarsanız zekanız gelişir... Hayat kat kattır; Babil'in Asma Bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir ve bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür. Bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat yanınızdaki kadının terası, manzarası ve hayatıdır... Hayatınız sevdiğiniz kadındır, sevdiğiniz kadın hayatınızdır...

Son söz ile Kadınlar ne ister? Herşeyden öte ne istediğinin bilinmesini ister, herşeyden öte önemsenmek ister...?