- Kategori
- Haber
"Kapatırsanız, sürgünde kurarlar"...

SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın ile yapılan röportajı ilgiyle okudum. Yürekli tespitleri ile vizyon sahibi olduğunu bir kez daha gösterdi. DEHAP ile seçim işbirliği yaptığında eleştiriler almıştı ancak bugün gelinen noktada tarih onu haklı çıkarmıştır.
2004 Mart ayında “Devletimiz tektir, ulusumuz tümdür, yurdumuz bölünmez bir bütündür” diye kamuoyuna bildiri sunduklarını söylüyor. Ve bu tanımı Anayasa Mahkemesi'nin 90’lı yıllarda aldığı bir karardan alıntı olduğunu ilk kez Milliyet aracılığıyla açıklıyor.
15 Mart 2004’te Diyarbakır’da yüz binlere bu cümleyi okuduğunu, ancak alana bir kısım PKK’lının yerleşmiş olduğunu, bayrak poster vb açtıklarını, küçük grubun dışındaki yüz binlerin dakikalarca alkışladığını söylüyor.
Türkiye’nin 2004’te yüz binlerin alkışladığı bu tavrı ittiğini belirtiyor. Ve iki ay sonra ise terörün yeniden başladığını belirtiyor. Uluslararası enerji yollarının üzerinde olan ülkemizin üzerinde yapılan hesaplardan söz ediyor.
Süreci değerlendiren Karayalçın bu gün DTP’yi kapatırsanız yurt dışında, sürgünde kurulmasını sağlarsınız diye uyarıyor. Devrim Seminay’ın “Avrupa DTP’ye karşı çok tavırlı gibi gözüküyor?” sorusuna ise “Birden değişir. Eğer parti kapatırsanız şu an lehimize olan uluslararası konjonktür anında aleyhimize dönebilir… bölgedeki insanlarımızı kaybederiz, ” diye yanıt veriyor.
Röportajın tamamını 19 Kasım 2007 tarihli Milliyet’te ve verdiğim linkte okuyabilirsiniz.
http://www.milliyet.com.tr/2007/11/19/siyaset/asiy.html
17 Kasım 2007 tarihinde yazdığım blogda söz edilen sakıncaları somutlayan Karayalçın kamuoyunun işine gelenleri değil, ülkesi için doğru bildiği tespitleri lider olarak tarihe not düşercesine söylüyor. Hamaset yapmanın kolaycılığına kendini kaptırmadan iktidar bir anlamda açık destek veriyor.
Baykal ise “Sınır ötesi harekat yapmazsak inandırıcılığımız azalır, ” kolaycılığına kendini kaptırıyor.
Başbakan’ın (bana göre ekonomik nedenler ve oradaki etkin olan cemaat eksenli toplumsal yapıyı göz önüne alarak) politik çözüm önerisi de her şeye rağmen anlamlı görünüyor. Liberal yazarların da desteklediği partinin kapatılmaması önerisi Taha Akyol’un yazısında somut öneriye dönüşüyor.
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=76187
Belki de kapalı kapılar arkasında konuşulan “Kapsamlı plan” var ama; AKP’nin, Ahmet Hakan’ın Hürriyet’te yazdığı gibi “Cemaat dışına” çıkacak özgüven sorununu aşması gerekiyor.
Özetle Temmuz döneminde yazdığım gibi “Türkiye’nin partisi olması” gerekiyor.
Diğer taraftan terör örgütünün etkisi ile DTP'de radikal söylemlerin öne çıkması algısı, şiddeti ret etmemesiyle gelişen süreçte teröre kesin , net tavır bekliyor kamuoyu. Silahların gölgesinde demokrasiden söz edilemez.
Türkiye'nin oynanmak istenen oyunu boşa çıkarması için, uzun erimli demokratik açılımlara gereksinim var. Yıllardır ülkenin enerjisini yok eden ve sosyal devleti tasfiye noktasına getiren şiddet, temel sorunların çözümünü ötelenmesine zemin olmaktadır. Eşit, şeffaflığın egemen olduğu, demokrasinin koşulsuz yaşanabildiği;ülkede yaşayan yurttaşların mutluluk ve gurur duyacağı bir Türkiye mümkün.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/7716283.asp?yazarid=131&gid=61&sz=78022