- Kategori
- Siyaset
"Karadağlar" Dizisinde ve Siyasette Rüşvet Defteri!...

Defter dendi mi, akla neler gelmez neler!
Öğretmenin “not defteri”, bakkalın “veresiye defteri”, bilmem ne hanımın “telefon defteri”...
Saymakla biter mi?
Zaman içinde “defter”lerin işlevi azaldı, bu gidişle de daha azalacak. Teknoloji, yeni olanaklar sununca, işler kolaylaştı, bilgi, bir “tık”la önünüze geliyor.
Günümüzde bilgiyi tek bir defterde saklamak zor; sakıncalı da...
Maazallah, bir de kaybolursa...
Gel de pirincin taşını ayıkla!
Hoş, teknolojinin getirdiği olanaklar, yaşananlara bakıyoruz, kötüye de kullanılmıyor değil.
*****
Bugünlerde bir “rüşvet defter” muhabbeti gidiyor.
Bir televizyonda “Karadağlar” dizisinde Halil Bey’in kaybolan “rüşvet defteri”...
Ele geçse, Halit Bey’i hapse götürecek. Defter, Halil Bey’i bir gölge gibi izleyen Kaymakam Bey’in eline bir rastlantıyla geçer geçmez, daha sayfalarını karıştıramadan, bir pazarlıkla, Halil Bey’in cebine girer.
Bu, dizinin “rüşvet defteri”; buna “senaryo” der geçersiniz.
Ya, Kemal Kılıçdaroğlu’nun eline geçen, “siyaset kaplı” defter?
Bu defterin, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ndeki “rüşvet”le ilgili olduğu söyleniyor.
Kılıçdaroğlu, defteri, bir mektupla Başbakan Erdoğan'a gönderiyor:
Kılıçdaroğlu, mektupta “önemli bir ayrıntı”ya yer veriyor:
“Rüşvet, belediyenin makbuzu ve mührü kullanılarak toplanmıştır. Ancak, toplanan paraların hiçbiri belediye kasasına girmemiş ve kayıtlarında yer almamıştır.”
Kılıçdaroğlu, defteri gönderme amacını de şöyle açıklıyor:
"Amacım, rüşveti, yolsuzluğu ihbar eden kişi tarafından kendi el yazısıyla yazılmış defteri göndererek kimseyi zan altında bırakmak, suçlu yaratmak değil.
Amacım, varsa suçu ortaya çıkarmak, suçluyu da yargıya teslim ettirmek.
Amacım, rüşvetin kimlerden ne kadar alındığını ve kimlere hangi miktarda verildiğini gösteren el yazılı defteri soğukkanlılıkla incelemeniz, birilerini kayırma çabasına girmeden iki müfettiş görevlendirerek araştırılmasını, soruşturulmasını sağlamanız."
Defter, “rüşvet defteri” diye anılıyor.
Defterde kimden ne kadar rüşvet alındığı el yazısıyla kayıt altına alınmış. Hani, bilgiler bilgisayarda olsa, bunların bir “virüs dosyası”yla bilgisayara yüklendiği söylenebilir.
Ortada el yazısı var!
Yazı, adı geçen kişiye ait olmayabilir de...
Ancak, yazının kime ait olduğu/ olmadığını saptamak çocuk işi!
*****
Karadağlı Halil Bey’nin “rüşvet defteri”, döndü dolaştı, kendisine geldi. Daha sonra neler olabilir, bilemeyiz, çünkü o “rüşvet defteri”, bir senaryonun öğesi. Senarist, bir rastlantı daha yaratır, defter, Karadağlı Halil Bey’den uçabilir.
Dizinin öbür bölümlerini beklemeliyiz.
Gelelim, gerçek yaşamdaki “rüşvet defteri”ne...
Başbakan Erdoğan'ın, Kılıçdaroğlu’nun gönderdiği defter ile ilgili nasıl bir yol izleyeceği merakla bekleniyordu. Başbakan Erdoğan'dan açıklama geldi, defteri “belge”den saymadı:
“Onların belgeyle alakası yok. Ne imza var ne şu bu.”
Defter, ortada kaldı!
TURGUT ÇELİK/ Mersin