"Kendi blog'unun patronu ol!"

Bugünkü Akşam Pazar ekinde blog yazarlığı konusunda güzel bir haber vardı. Yazının başlığı "Kendi blog'unun patronu ol!" idi. Bu yazıyı burada yazan Milliyet blog yazarları ile okurlarına da duyurmak istedim.

Türkiye'de Blog yazarlığı fazlaca bilinmiyordu. Blog yazarlığını sevdiren ve bu alanda geniş kitlelere öncülük eden de gazetemiz Milliyet oldu. Şimdi burada binlerle ifade ediliyoruz. Yazmak yaşamaktır. Yazmak; önemli bir iştir, işlevdir ve bir o kadar da görevdir. Yazan insan, yazdıkça; yazma yoğunluğu içinde oldukça, daha çok biligilenecek; bilgi alış-verişinde bulunacak; uyaracak, uyarılacak; hoşgörü içinde bir yapıya da sahip olma şansını kazanacaktır. Hoşgörüsüz bir yazarlığı da düşünemiyorum...

Milliyet Blog; kuralları, ilkeleri, çerçevesi olan ve bir o kadar da iletişim kolaylığı olan bir site. Milliyet Gazetesi'nin kapsamı içinde ve bünyesinde geniş bir işleve sahip. Bizler üretken olursak; toplumumuzun sevgi ve hoşgörü toplumu olması için bıkmadan, usanmadan ve hiç yorulmadan çabalarsak verdiğimiz emeğin dikkate alınacağı kanaatindeyim. Üretken olmak için de okuduklarımızın, bildiklerimizin, gezip gördüklerimizin ve yazdıklarımızın yeterli olmadığını bilmemiz gerekmektedir.

Blog yazarlığından evimize ekmek götürebilir miyiz?!..

Blog yazarlığından para kazanabilir miyiz?!..

Bunları merak ediyorsanız, bugünkü Akşam Pazar'da yayımlanan ve benim de sizlerle paylaşmak için aşağıya aldığım "Kendi blog'unun patronu ol!" başlıklı yazıyı okumanızı diliyorum.

"Dünyada yeni bir iş kolu olarak görülen blog yazarlığı Türkiye'de henüz tam olarak oturmuş değil. Oysa sahip olacağınız bir blog, kişisel yeteneklerinizi paraya çevirmenizi sağlayabilir. İşte blog yazmaya başlarken izlenmesi gereken adımlar ve Türkiye'nin 4 popüler blog yazarından aldığımız görüşler...

Ekonomik kriz her sektörden insanı işsiz bırakırken, gelecek kaygılarının artmasına yol açtı. Amerika'da gazetecilikle neredeyse eşdeğer tutulan, Avrupa ülkelerinde binlerce takipçisi olan blog yazarlığına eğlence değil, yeni bir iş koluymuş gözüyle bakalım. Maddi ve manevi açıdan Türkiye'de tam oturmuş olmasa da blog yazarlığını bir para kaynağı olarak yakından tanıyalım.
'Başarılı Bir Kariyer İçin Güçlü Bir Marka Yaratmak' isimli kitabın yazarı ve iş hayatında kişisel başarı konusunda internet ortamında bir otorite sayılan Dan Schawbel'in öğütlerine kulak kabartarak girelim konuya... Kişisel gelişim ve marka yaratma konusunda yön gösterdiği 'personalbranding.com' ile en başarılı blogger'lardan biri olarak anılan Schawbel, kişilerin ekonomik krize teslim olmak yerine, umutlarını kaybetmemelerini söylüyor ve internetin nimetlerinden faydalanıp kişisel pazarlama taktiklerine başvurmayı öneriyor. Bunun için de 10 maddede topladığı bir yöntem sunuyor. Özetle; kişisel becerilerinizi farkına varın ve bunu bir marka değeri gibi düşünün. Kendinize bu değeri yükseltmek için spesifik bir alan belirleyin; güveninizi artırıp fırsatları değerlendirmek için ortam oluşturun. Varlığınızı öz sermaye olarak düşünüp ihtiyacınız olmadan önce iletişime geçmeniz gereken insanların listesini oluşturun. Çıkan sonucu pazarlamak için özgün bir yol seçin ki gözden kaçmaz bir hale gelin. Tüketici değil içerik sağlayıcısı olarak düşünün, bunu ilerletmek için yaratıcı çözümler üzerinde çalışın.
BLOG'LA PARA KAZANMAK
Blog sahibi olmak ve bunu ticari bir işe dönüştürmek için teknik olarak atılması gereken 3 temel adım var. İlk olarak Blogger (http://www.blogger.com/) veya Wordpress (http://www.wordpress-tr.com/) gibi bir blog motoruna girip, bloğunuz için bir kimlik oluşturmak gerek. Bu sistemler genellikle ücretsiz olmakla beraber belirli bir ücret ödeyerek daha geniş özelliklere sahip olmanızı da sağlar. Ardından bir web alanı sağlayıcısı yani 'web hosting'i satın almalısınız. Bunun için öneride bulunmak yerine 'google'ı kullanmanızı tavsiye etmek daha doğru! Zira google'a anahtar kelime olarak 'web hosting' yazdığınızda karşınıza hem Türk hem de yabancı olmak üzere yüzlerce servis sağlayıcısı seçeneği çıkacak. Bunlar arasından maddi olarak kendinize en uygununu seçmeniz yeterli. Bir not; web servisi fiyatları aylık ortalama 6 dolardan başlıyor. Buraya kadar geldikten sonra işin en önemli adımı bir isim satın almak. Bu da size ortalama iki yıllık bir süre için yaklaşık 10 dolara mal olacaktır. Daha sonra blog yazmanızı sağlayacak yazılımı sitenize kurmalısınız. Neredeyse tüm hosting firmaları otomatik olarak Wordpress gibi blog motorlarını sitenize kuracak seçeneklere zaten sahipler. İkinci adım ise sitenin tasarımını düzenlemek. Eğer ücretsiz sitelerden birini seçtiyseniz 'ayarlar' kısmında tasarım konusunda belirli seçenekler olduğunu göreceksiniz. Ne var ki aramalarınızı Türkçe seçenekler üzerinde yoğunlaştırmalısınız yoksa çok fazla teknik bilgiye ihtiyaç duyabilirsiniz.
Son olarak işin maddi yönünden bahsetmeli; web bloglarının para kazanmasının yolu sayfalarına reklam almalarıdır. Bunu yapmanın en kolay yolu 'Google Adsense' gibi bir reklam ağını sitenize dahil etmek. Bütün bunların kafa karıştırıcı olduğunu düşünüp sakın vazgeçmeyin, yeterli bilgisayar bilgisi olan herkes bu adımları, biraz vakit alsa da tamamlayabilir. Ve unutmayın bir blog'dan para kazanmanın en önemli anahtarı sabırlı olmak, ciddi içerikler üretmek ve bu içerikleri sizi okuyacaklara ulaştırmaktan geçer."(Akşam/Pazar Gazetesi'nin18.01.2009 Pazar tarihli; "Kendi blog'unun patronu ol!" başlıklı haberi)

İlgili arkadaşlara bu konuda bir hizmetim olduysa ne mutlu bana!..

Emekler boşa gitmez. Okuma ve yazma etkinliği birlikte olmalıdır. Biz burada yazma yolunda olumlu mesafeler elde ettikçe, dikkati çeken; dikkate alınan bir yazarlar topluluğu olacağız. Zaman bunu gösterecektir.

Önce kendimize güvenimiz tam olmalıdır. Yazı adamlığı bir hevesin değil bir amacın ürünü olmalıdır. Bu konuda bilgi ve görüşleri olan arkadaşlarımın yazılarını okudum. Daha başka ve yeni görüş ve haberler de peşisıra bizlere sunulacaktır. Günlük gazetelerin tamamını okumak ufkumuzu açacak; daha nesnel ve daha az hata yaparak yazmamızı da sağlayacaktır.

Milliyet Blog; ülkemizdeki blog yazarlığının, yazma ve okuma merakı olanlarca benimsenmesini sağlamıştır. Hep o iç dünyamızdaki varolan saklı bahçe günyüzüne çıkmış; dal budak salmış, geniş bir ilginin çekim alanı olmuştur.

Günlük yazarlığının çok önemli bir işlevi de; yirmi dört saatlik bir günlük zaman dilimini yorumlama, yazma, anlama, anlatma, uyarma; düşünme, düşündürme gibi bir faaliyetin içinde olmaktır. Bu da internetin ve okurlarınca çok okunan ve ciddiye alınan Milliyet sayesinde olmaktadır.

Günlükler aynı zamanda ülkelerin günbegün yazılmış tarihi de sayılır.

Yazarlarının yaşamından kesitler olduğundan; ülke insanının hayat gerçeği de bu günlükler de yer alır.

Geriye bir tek para kazanmak mı kaldı?!.. O da olacak kanaatindeyim...

Bu yazı için gelecek görüş ve öneriler ile yeni bilgilendirmeler de bizlere yol gösterici olacaktır.

Milliyet Günlük yazarı arkadaşlarıma kendi içimizde barışık; dostluk ve üretkenlik içinde olduğumuz başarı dolu bir hayat diliyorum...

fot.AKŞAM