- Kategori
- Söyleşi
"Kendimi yansıtabileceğim, cıvıl cıvıl, daha eğlenceli karakterleri canlandırmak istiyorum."

Göç Zamanı dizisinde canlandırdığı Hande karakteri ile 70 milyonun ortak beğenisini kazanan Nurana Bağzade ile buluştuk. Bağzade, özel hayatı ile ilgili samimi açıklamalardu bulundu.
Diziden ayrılması ile ilgili çıkan asılsız haberlere yanıt verdi!
"SANATIN İÇERİSİNDE DOĞDUM!"
Oyunculuğa nasıl başladınız?
Azerbaycan Bakü doğumluyum. Ailem tiyatrocu. Dolayısıyla sanatın içinde doğdum diyebilirim. Ailemin tiyatrocu olması sebebiyle oyuncularla iç içe büyüdüm. Bu şekilde bu sektöre dâhil oldum.
Number One TV’de sunuculuk da yapmışsınız?
Evet. Biz o dönem Antalya’da yaşıyorduk. Ailem oyunculuk yapmama izin vermiyordu. Bir arkadaşım aradı. Bir programda sunuculuk teklif etti. Deneme çekimleri için ailemden habersiz İstanbul’a geldim. Çok şükür beğenmişler ki ertesi gün görevime başladım. Sunuculukla ilgili hiçbir fikrim yoktu. İnternetten nasıl program sunulduğu ile ilgili videolar seyrederek hazırlanıyordum. Programıma çok büyük isimler konuk oldu. Bu şekilde çok büyük bir çevreye sahip oldum.
Sunuculuk ne kadar sürdü?
Yaklaşık bir buçuk sene sürdü. Çok yoğun çalışıyorduk. Hatta bir ara Number One’ın tüm programlarını ben sunuyordum. Bizim dönemimiz Number One’ın en iyi dönemleriydi.
Peki, sunuculuktan oyunculuğa nasıl transfer oldunuz? İlk diziniz hangisiydi?
Tümay Özokur’da oyunculuk yapan bir arkadaşım arayarak, Adını Feriha Koydum dizisinde Azerice konuşan bir karaktere ihtiyaç olduğunu söyledi. Beni önermiş, Tümay Özokur’dan auditiona çağırdılar. Sonrasında Adını Feriha Koydum dizisinde oynamaya başladım. Ve şuan ki menajerim Tümay Özokur ile anlaşma yaparak onunla çalışmaya başladım. Projelerin devamında Lale Devri, Ezra ve Göç Zamanı geldi.
“Göç Zamanı” dizisinde nasıl bir karakteri canlandırdınız?
Göç Zamanı dizisinde Talat Bulut’a saplantı derecesinde âşık bir karakteri canlandırıyordum.
Sinema projelerinde yer almayı düşündünüz mü? Düşünüyor musunuz?
Göç Zamanı dizisi, ağır bir dram bir hikâyesi olduğundan dolayı çok yoğun çalıştık. O dönemde sinemaya ağırlık vermem mümkün olmadı. Fakat diziden ayrıldım. İnşallah bundan sonrası için güzel projeler olacak. Kim istemez ki sinemada oynamayı.
"YAPIM ŞİRKETİYLE ANLAŞMIŞ OLDUĞUM SÜRE BU KADARDI..."
Göç Zamanı dizisinden neden ayrıldınız? Birçok asılsız haberler çıktı. Bu konuya bir açıklık getirelim mi?
Asıl hikâye, Hande karakterinin ablasından intikam almasıyla başlayacak. Benim anlaşmış olduğum süre bu kadardı. Buradan Limon Yapım’a, Hayri Aslan’a ve özellikle yönetmenimiz Veli Çelik’e çok teşekkür ederim. Çünkü bana güvenerek büyük isimlerle aynı sahneyi paylaşma şansını verdiler. Her şey için çok teşekkür ederim.
Bir sonraki projenizde nasıl bir karakteri canlandırmak istiyorsunuz?
Bu üst üste oynadığım üçüncü kötü kadın oldu. Ben normalde çok daha naif ve komik olan bir kadınım. Bundan sonra kendimi yansıtabileceğim, daha cıvıl cıvıl, daha eğlenceli karakterleri canlandırmak istiyorum.
Zamanında Türkiye’de yayınlanmış, Azeri bir kızın hikâyesini anlatan Yahşi Cazibe dizisini takip etmiş miydiniz?
Evet, takip ettim. O dönem sevgili Gani Müjde ile bir araya geldik. Dizinin devam edebilmesi için bir Azeri kadına ihtiyaçları vardı. Zaten benim Azeri olduğum piyasada pek bilinmiyor. Dolayısıyla bir Azeri karaktere ihtiyaç olduğunda ‘’Hadi Nurana’yı arayalım’’ diye bir şey yok.
Peki, size Azeri bir karakteri canlandırmanız için teklif gelse?
8 yaşından beri Türkiye’de yaşıyorum. Azeri bir karakteri oynamayı çok istemiyorum. Zaten biz çok yakın iki milletiz. Aramızda uçakla 2 saat yol farkı var. Bu yüzden Azeri bir karakteri oynamanın bir farklılık olduğunu pek düşünmüyorum. Eğer proje içime sinerse tabi ki bir Azeri karakteri oynarım. Ama sırf karakter Azeri olduğu için o karakteri canlandırmam.
Hep kötü kadını canlandırdım dediniz. İzleyicinin sosyal medyada tepkisi nasıl size karşı? Yorum yapıyorlar mı?
Yapıyorlar. Ama ben hep kötü kadını oynuyorum. Dolayısıyla savunacakları bir şeyleri pek kalmıyor. Hatta bazıları özel mesaj atarak benimle iletişim kurmaya çalışıyorlar. Çünkü kötü kadınla konuşmayı istemiyorlar. Gelen mesajlarda, “Biz seni çok seviyoruz. Kötü bir kız olmadığını biliyoruz.” şeklinde yorumlar yer alıyor. Bu durumdan dolayı çok mutluyum.
Dışarıda tepkiler nasıl?
Özellikle Göç Zamanı benim tanınmamda büyük bir etken oldu. Hatta az önce geldiğim taksinin şoförü, ‘’Ben sizi tanıyorum. Siz Göç Zamanı’nda ki kötü kadın değil misiniz?’’ dedi. Cümlesine, ‘’Kötüsünüz ama çok renklisiniz’’ diye de devam etti. Çok eğlenceli sempatik bulan da var, çok kötü bir karakter olarak bulan da var.
Sevgiliniz İsmail Filiz’de başarılı bir oyuncu. İleride bir evlilik durumu söz konusu olursa, iki oyuncu birbirine destek olur mu?
İsmail sadece oyunculuk konusunda değil hayatımın her alanında bana çok destek oluyor. Zaten kendisi dünyanın en anlayışlı adamı herhalde. Birbirimizi doğru bir şekilde anladığımız için bir problem olacağını zannetmiyorum. İsmail yanlışta yapsam doğru da yapsam her zaman benim yanımda bunu çok iyi biliyorum.
"EĞER İŞİNİZİ SEVMEZSENİZ, BU İŞİ YAPMANIZ MÜMKÜN DEĞİL!"
Sektörün çalışma koşullarını nasıl buluyorsunuz? Zorlanıyor musunuz?
İlk defa Göç Zamanı dizisinde bu kadar yoğun tempoda çalıştım. Çok fazla mekân kullanıldığı için gerçekten çekimlerde çok zorlanıyorduk. Diziden sonra gerçekten çok yorulduğumu fark ettim. Erkekler için bu kadar zor olduğunu düşünmüyorum. Ama bir kadın olarak zorlanmak çok doğal. Eğer ki işinizi sevmezsiniz, bu işi yapmanız mümkün değil. Aklınızı kaçırırsınız…
Oyuncu olmasaydınız ne olurdunuz?
Ben yazmayı çok seviyorum. Zaten üzerinde çalıştığım bir senaryom var. İleride bunu hayata geçireceğim. Hayal gücüm çocukluktan beri çok yüksek olduğu için yine sanatın bir dalıyla uğraşırdım. Aşçı çıkmaz benden mesela.
Senaristlerimizin kamera önünü bilmesi önemli mi?
Bence çok önemli. Oyunculuktan gelen bir senarist; oyuncunun psikolojisini ve ruh halini çok iyi anlar. Ve akabinde senaryosunu da ona göre şekillendirir.
Türk dizilerinden beklentileriniz neler?
Türk dizilerinden beklentim; Türk kadınını aşağıya çeken roller değil de onları yücelten rollerin daha çok olmasıdır. Her kötü şeyi, şehirli kadının yapacağını algısından kurtulmak gerekiyor diye düşünüyorum. En azından kendi adıma bu algının devam ettiği projelerde yer almak istemiyorum. Bu algıyı izleyicimize empoze etmek, gelecek nesillerin de bu algıyla yetişmesi demektir. Umarım dizilerimiz, şehirli kadınları cinsel obje olarak gösterme algısından kurtulur.
Röportaj: FIRAT ÖZDEMİR