Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '07

 
Kategori
Sosyoloji
 

"Kendine Yaslan Derim !

"Kendine Yaslan Derim !
 

Bir sağa bakıyorum koşarken , bir soluma. Ha arada bir de arkama bakıyorum. Bu yüzden sürekli olarak ya bir şeylere çarpıyorum yada yönümü şaşırıyorum. Yanlış adreslerde kayboluyorum çoğu zaman. Doğal olarak hep geç kaldığımı düşünüyorum gideceğim yerlere. Aslında çoğu zamanda geç kalıyorum zaten, bu huyum yüzümden. Önüme, sadece önüme bakarak yürümekte zorlandığım için oluyor tüm bunlar. Bu nasıl bir sistemsizlik içinde istem dışı bir hareket yığınıdır anlamıyorum doğrusu. Varmam gereken noktadan ziyade, attığım adımların kontrolüne aşırı derecede odaklanıyorum. Doğal olarak hedefimden, vakit ve isabet olarak sapmalara uğruyorum.

Neden mi bahsediyorum? Senden, benden, bizden, geçen zamanımızdan, uzaklaştığımız hedeflerimizden, geç kalma hissiyatımızdan, kısaca kendi yaşamımıza kendimizden çok, başkalarını ve başka düşünceleri nasıl müdahil kılıp esiri oluşumuzdan bahsediyorum.

“Kaçmaktan, kovalamaya fırsatımız yok sanki”

Konuştuğumuz insanların çoğu dinlemeden konuşma derdinde, çoğu nasihat etmeyi; düşüncelerini dikta etmek olarak algılıyor. Yol göstermeyi; “ illede bu yoldan gitmen gerek” şekliyle ortaya koyduğu için, seni yorumunla yada özgüveninle çelişkiye düşürüyor.

Çocuk: -abi şu yoldan gideceğim ben, sen de daha evvel bu yoldan gittin, bana ne gibi önerilerin olabilir?

Güya Abi: - Ordan gidersen, başına şu şu işler gelecek, şu kadar sürüneceksin, bu kadar kanayacaksın, Çok ağlayacaksın vır vır vır..

Çocuk:- Hadi len! Ne sorduk ne anlatıyorsun, demekki aynı yola tekrar girsen, aynı şeyleri yeniden yaşayacaksın, hiç mi ders alamadın, hiç mi alternatifin yok. “Aynı acıyı sende çek banane” der gibi konuşuyosun! Bana, senin yaşadığın yanlışları yaşatmaya çalışıyosun, “Ben yandım sende yan” diyosun, kusura bakma da sen adam değilsin be “güya abi”.

İşte sorunumuz aslında özetle yukarıdaki diyalog gibi. Herkes birbirine kendisini yaşatmaya çalışıyor. Herkes, birbirini kendi hayallerinin içine hapsetmeye çalışıyor, herkes birbirini kendi geçmişlerinden geçirmeye çalışıyor. Çünkü herkes kendini yalnız, güçsüz, özgüvensiz ve başarısız hissediyor. Başarılı olma cesaretini gösteremediği içinde, başarısızlardan kendisine benzeyen bir kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Halbuki bu şekilde çoğalınmaz, ne çok yalnızlaşılır sadece. Kendi yalnızlığından, binlerce yalnızlık doğurmuş olursun halbuki.

Peki neden böyle olunması istenir ki? Neden böyle ol denir birine? Çünkü böyle birini ve birilerini yönetmek ve yönlendirmek kolaydır. Zira sorgulanmaktan herkes korkar, soru sorulmasından herkes çekinir. Kişinin kendisi dahi özeleştiri söz konusu olunca samimi ve objektif olmakta zorlanır.

Neyse efendim; bir çuval laf ettik sonuç olarakta, bunca sözün bir dayanağı yada bir sonucu olmalı değil mi? Yada “ne yapmalı o zaman?” sualinin karşılığı ile sonlanmalı yazı. Efendim; herkes kendi hayalinden başka hiçbir hayale meyletmemeli, bunun içinde kendi başına ama kendini barındıran, kişinin kendisini temsil eden hayali olmalı, Bu yüzdende evvela hayal kurmayı öğrenmeliyiz. O hayal içinde sağımıza solumuza ve arkamıza evvelinden bakmış olup, hayali hülyadan aşırıp, yaşamın orta yerine koyduktan sonra; ne sağa, ne sola nede ardımıza bakarak, sadece ve sadece, direk hedefe yönelik olarak hareket etmeliyiz, yere sert basarak, hedef dik bakarak. At binip, kılıç kuşanıldıktan sonra, ne gelirse düğün bayram olur gayrı.

“Tohum saç, bitmezse toprak utansın!

Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi küheylân, koşmana bak sen!

Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

Eski çınar şimdi Noel ağacı;

Dallarda iğreti yaprak utansın!

Ustada kalırsa bu öksüz yapı,

Onu sürdürmeyen çırak utansın!

Ölümden ilerde varış dediğin,

Geride ne varsa, bırak utansın!

Ey binbir tanede solmayan tek renk,

Bayraklaşmıyorsan bayrak utansın!”

-Necip Fazıl Kısakürek-

Efendim; sağlıcakla, sevgiyle ve huzurla kalınız, Ömrünüz keskin ve bereketli ola.

 
Toplam blog
: 50
: 618
Kayıt tarihi
: 20.03.07
 
 

  Yıldız yüklü gecelerde Üşüyerek beklerim. Canım tellere takılır, Ellerimde yüreğim. ..