Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '09

 
Kategori
Siyaset
 

“Kriz varsa, çare de var”mış…

“Kriz varsa, çare de var”mış…
 

Ekmeğinizi evde yapmanızı öneririm, içine yumurta bile (!) koyabilirsiniz...


Hükümetlerin ve özellikle de AKP hükümetinin beceriksiz uygulamalarından kaynaklanan ve üzerine bir de <ı>“Küresel kriz” ile dikilen <ı>“Tüy” ile çok büyük oranda etkilenen Türkiye ekonomisi, bu kargaşadan çıkmak için can havliyle debelenmeye başladı.

Elbette <ı>“Debelenmenin” bir faydası yok, çırpındıkça baktılar ki daha beter batacaklar, çare üretmek için <ı>“Beyin fırtınası” yaptılar ve ortaya da bir <ı>“Öneri” koydular, adına da <ı>“Evde oturma, pazara çık” dediler…

Reel sektörün[1] ortaya koyduğu bu öneri, ne kadar gerçekçi, orası tartışılır.

Daha doğrusu, işin <ı>“Evde oturmayıp pazara çıkacak” insanların ceplerindeki durum tartışmaya açık.

Elbette <ı>“Reel sektör”, bir taraftan üretirken, diğer taraftan da tüketmek, bir başka ifade ile <ı>“Satmak” için çaba harcayacaktır. Doğal davranış budur.

Sermaye kesimi, önlerindeki hamur kazanının içine koydukları una, su katarak hamur yapıp, ekmek pişiriyorlar. Bu ekmeği de birilerine yedirmek zorundalar ki, hem o <ı>“Hamur kazanı” dönebilsin, hem de una kattıkları su bir işe yarasın.

<ı>“Evde oturma, pazara çık” sözüyle ortaya attıkları fikir, bu yanı ile doğru… Birileri üretmeli, birileri de tüketmeli.

Düşünce doğru, ama topal…

Hatta bir ayağı takma bacak…

Evde oturmayıp <ı>“Pazara” çıkmak için cepte bir miktar da olsa <ı>“Nakit” gerek…

Var mı?...

Bir hesaba göre var… Türkiye’de Kişi başına milli gelir, Türk Lirası olarak değerlendirildiğinde 2008 yılında fert başına 13 bin 367 lira, bir başka deyişle aylık bin 113 lira…

Bir başka hesaplama ile…

Asgari ücret 666 lira, ele geçen net rakam ise 477 lira…

Yani, kişi başına düşen milli gelirin yarısından bile az ve bu para nüfusun büyük bir bölümü ortalama 4 kişilik aileyi geçindirdiğini düşünürseniz, bu kez kişi başına düşen rakam 119 lira…

Şimdi bu parayla pazara çıkınca ne alırsınız?

Soğan ekmek, arada sırada yanına birkaç zeytin, bazı günler yağsız peynir filan eklemek suretiyle karnınızı doyurursunuz. Evde mum yakar, belediyelerin dağıttığı kömür ile kışı geçirir, arada bir de yardım (İaşe) paketi elinize geçerse, değmeyin keyfimize…

Ki zaten öyle oluyor…

Ha… Bir de başbakanın önerisi vardı, simit yiyecektik…

Ev kirası, eğitim ve sağlık giderleri, üst baş gereksinimi… Bunları daha katmadık.

Bu gerçeklerin ortaya koyduğu tabloya bakarak mı, yoksa kendi önüne konulan <ı>“Milli gelir kişi başına şu oldu” tablosuna bakarak mı bilinmez, başbakan konuştu…

Erdoğan, <ı>"Kriz varsa, çare de var' kampanyasını destekliyoruz. 'Harcayacak para yok' diyenler yanılıyor. Kusura bakmayın arkadaşlar para var. 'Para yok' diye bir şey yok. Biz gelince en düşük memur maaşı 660 liraydı şimdi 1.200 liraya çıktı. Bu kampanya iyi neticeler verecek" dedi.

Bir insan takma bacakla ne kadar sürede ne kadar yol alır, orasını takma bacağı olana sormalı…

Ancak, bu gelirle kimsenin evden çıkıp pazara gidecek gücü kalmadı…

Peki <ı>“Paketler” işe yarayacak mı?

Orasını da yaşayıp göreceğiz, aklımıza çok yatmasa, gecikmiş de olsa…

Bir şey daha…

Tamam tüketici olarak <ı>“Dar olanaklarla” pazara çıkalım da, biraz da pazarcı ile pazarcıya yer tahsis edenlerden beklentiler var, orayı da unutmayalım…

Yoksa o “Paket” sonu, yolda unutulunca <ı>“Bomba” sanılıp patlatılan paketlere benzer…

<ı>

Aslında "Paket siyaseti"ni bir kenara bırakıp da gerçekleri görebilsek ve ona göre gün evvelinden ayağımızı yprganızmıa göre uzatsak, uzatabilmeyi öğrenebilsek!...

05 HAZİRAN 2009


<ı>[1]<ı> <ı>Mal ve hizmetlerin, hammadde, ara malı ve üretim etkenleri kullanılarak üretildiği, etken ve mal piyasalarından oluşan kesim.
 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..