- Kategori
- Blog
“Milliyet Blog” fikrinin, büyük bir sosyal proje statüsüne gelmesine katkı sağlayanlara teşekkürler
“Milliyet Blog” fikrinin, büyük bir sosyal proje statüsüne gelmesine katkı sağlayanlara teşekkürler
Sabahlara kadar oturup özenle yerleştirdiği, yıllarca gözünden sakındığı albümler dolusu fotoğraflar, kitaplar ölümünden sonra ortada kalmıştı.
Aklıma edebiyata düşkün, Türkçeye sürekli kelime bulma çalışmaları yapan rahmetli mütercim– raportör arkadaşımın, eve sığmayacak duruma gelen kitapları bağışlayacağını söylemesi üzerine; iş seyahatinde iken kitapların çuvallara doldurulup önce bodruma yığıldığını, sonra açıkgöz kapıcının kiloyla sattığını büyük bir üzüntüyle anlatmıştı.
Bir zamanlar Seyhan Senatörü olarak Mecliste görev yapmış Profesörün, adım atacak yer kalmamış çift daireyi birleştirdiği evi aklıma geldi. Ricamız üzerine Prenses Süreyya İsfendiyari ile çekilmiş fotoğrafları göstermişti. Gösterirken de hepsinin birer seri numarası olduğunu birkaç kez tekrarladığını hatırlıyorum. İlimizde hiçbir akrabası kalmamıştı. Tanıştığımızda yaşı doksanı biraz aşmıştı..
1985 yılının son çeyreğinden itibaren hazırlamakta olduğum, aylık yayınlanan kurumsal derginin ilk sayfasında makalesini daktilo edip yerleştirirdim. Hep düşünmüşüzdür: sanat değeri taşıyan dünyanın her yerinden aldığı tablolar, kitaplar ne olacak diye. Prof . Mal varlığını bir vakfa bağışlamıştı.
Vakfa bağışlamıştı dedim de aklıma; Safiye Ayla’nın Mersin’deki yazlığına taşıttığı, yıllarca sandıkta havasız kalmış eşyalarının ölümünden sonraki gün ışığı ile lime lime halleri…
Bu durumlar beni öylesine etkiledi ki,
Yukarıdaki gibi yaşanmışlığına şahit olduğumuz örnekler ard arda akılma geldi ve bugünkü konumun başlığını yazıverdim.
Klasörler dolusu yazılarımız bizden sonra atılıp gidecek, hiç olmazsa Milliyet Blog sayesinde; şöyle bir silkinip derlenme, toparlanma şansı oluverdi. Belki ikibahar, belki kış, belki yaz derlenme toparlanması… Belki, belki... Hayvan ve İnsanlar
Yaprak yaprak dökülen ağaç
O şimdi ayakta
Ipıslak olur çevre
Çamur, yağmur
Dili uzun şimdilik ayakta…
Güneş doğdu
Yepyeni filizler çıktı,
Gün doğumuyla…
Yoruldu,dili sarktı hayvanın!..
Yorgundu besbelli.
Ayakları titriyor, nefes alamıyordu.
Güneş daha parlaktı
İnine çekildi.
Küçülmüştü.
Bir yarığın içine girdi
Dil uzatabileceği kimse kalmamıştı çevrede
Kendi ateşiyle yandı gitti.
1978 Yılı Amatör şairler Şiir Antolojisi Sf: 22
Bu şiirle sanırım mansiyon kazanmıştım. Bundan önce ve sonrasında defalarca öykü ve şiir antolajilerindin dereceler almıştım. elimde kalanlar ise REMİNGTON daktilo ile samani rinkli teksir kağıtlarına yazılmış yığınlar kaldı.
Aklıma takılan küçük bir not: Sayın tasarımcı e-kitap bölümü yapılabilir mi?