Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '11

 
Kategori
Güncel
 

“muşambadan hayatlar”/ kar üstüne romantizm...

“muşambadan hayatlar”/ kar üstüne romantizm...
 

Televizyon haberlerinde duydum bu benzetmeyi. Nasıl kanıma dokundu, gözlerim nasıl sislendi anlatamam. Bir kar bulutu üzerime üzerime gelmekte sanki. Oysa karı gören bir coğrafya değil bulunduğum yer. Kar orada yağıyor. İnatla, ısrarla insanların üzerine üzerine, yüreğine yüreğine.
“acımak” duygusunu aştı yüreğimi saran, korkuyor muyum ne biraz da. Samimiyim korkuyorum. İçimde tuhaf bir isyan. Bağırmak geliyor avaz avaz.
 

“bizden bir bok olacağı yok ey tanrılar, büyüyün artık, yapacak daha çok işiniz var” diye hem de…
 

Afetin vurduğu bir coğrafyayı itip kakarak terbiye edeceğini, açlık, hastalık ve soğukla terbiye edeceğini sanan bizler. Öfkelerin bilenmesinden, yüreklerin nefretle dolmasından hiç korkmaz mıyız acaba. Hani geçtim ben insanlık adına demeçler verenleri, utanmazlıktan, vicdansızlıktan geçtim ben, Allah korkusu da kalmamış zaten bizde. Endişeye düşürüyor beni bu haller. Atlayıp bir otobüse “ben geldim” diyesim var Van’ a ama, korkarım ki linç edecek beni onlar. Haklılar mı, haklılar. Ben ki linç edilmeyi, insanlıktan uzaklaştığım kadar buralardan sürülmeyi de hak ediyorum. Evet evet, hak ediyorum.
“vatan” diye bağıran ben, “insanlık” diye ağlayan ben, “”demokrasi” adına kavgalara duran ben, dilinden “barış” türkülerini hem de hiç utanmadan eksik etmeyen ben; uzun zamandır buralara yağmayan karı düşünerek bana vereceği hazzı hayal edebiliyorum. Üzerinde yürürken ayaklarımın altında ezilişinden doğan o sesi (garc garc diye hani), sokak lambalarının altında oluşturduğu o eşsiz gösteriyi, çıkıp sokağa hiç el değmemiş bir yer bulup üzerinde yatıp yuvarlanmayı ( ki bunu ancak geceleri yapabiliyorum, gülüyorlar bana koskocaman kadınsın diye), ağaçlı bir yolda kar yağarken romantizm yapmayı hala hayal edebiliyorum. Hele hele sıcacık bir odanın içinde yanında çayın, kahven elinde kitabın, fonda hafif müzik, dışarıda kar. Değmeyin keyfinize. Evet evet, ciddiyim bu konuda. Sonra da kalkmış televizyon seyrederken, gazete okurken burnumdan kıl aldırmıyorum. Demezler mi ki bana “sen dur da bir gelin oynasın” diye, demezler mi ki “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu”. Bizimkisi o hesap. “ananı s…. havası”.
 

Bak sen bak, olaya bak hele. Aynen benim gibi tuzu kuru birilerinin. “bu kış biraz zor geçecek, sıkın dişinizi, yaza evlerin çoğunu teslim edeceğiz” demesi de kanıma dokunuyor hani. Ama harbiden, ne yaman bir taleptir bu böyle.
“kara, yağmura, ayaza, açlığa, hastalığa ve evsiz barksız kalışınıza aldırış etmeyin çocuklar, şunun şurasında ne kaldı ki 9-10 ay kadar kısacık bir zaman. İdare ediverin işte. Bu arada yaramazlık yapanı, isyana kalkanı da şamarlarım ha, daha önce yaptım biliyorsunuz” der gibi. Öyle ya. Tartaklamaya, biber gazı ve karın üzerinde soğuk tazyikli su yemeye çok hevesli ya bu insanlar.
Hastalanan, hastalıktan ölen, “acıktım, üşüdüm baba” diyerek insanların gözlerinin içine bakan bu çocuklar bizim değil, o bakışların altında çaresizlikten eriyip giden, kaybettiği yakınlarına bile doya doya ağlayamayanlar bizim insanlarımız değil, korkudan, panikten erken doğum yapıp yine sütü çekilen kadınlar bizim insanlarımız değil.
Daha çok isyan çıkacak orada ve daha çok gaza, suya, copa maruz kalacak o insanlar. Bir süre sonra elini eteğini çekecek tuzu kurular oradan, doktorlar, hemşireler, gönüllüler evlerine dönecek artık ve bu insanlar bir de hiç dertleri yokmuş gibi parasızlığın da gözüne verip işsizliği de bir taraflarına yamayıp sessiz sessiz oturacaklar, öyle mi?
 

Ve giderek büyüyecek muşambayı karaborsa satanların elinde muşamba hayatların maliyeti. Bu bedeli kim ödeyecek peki. Siz mi, biz mi, onlar mı?
 

Bir de kalkmış gazete yazıyor. “Bir büyük deprem daha bekleniyor Van da”
Van’ın işi zor. Bizim işimiz daha da zor, vicdanlar artık çıkmaz olur saklandıkları yerlerden. Ya sizin işiniz. Sizin işiniz kolay mı? Bilmem artık, varın onu da siz düşünün.
 

Tanrı’nın onları değil bizi cezalandırdığını düşünmeye ne zaman başlayacaksınız siz…

 

Sevgi Dündar/14kasım2011

 

 
Toplam blog
: 16
: 459
Kayıt tarihi
: 30.11.10
 
 

Samsun doğumluyum. Halen Samsun'da serbest mali müşavir olarak çalışıyorum. Edebiyat, özellikle d..