Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '12

 
Kategori
Güncel
 

‘Nazlı hilal’ kaşlarını çattıkça çatıyor

‘Nazlı hilal’ kaşlarını çattıkça çatıyor
 

Hilal, kaşlarını çattıkça çatıyor


Beytüşşebap’ta, 3 Eylül 2012 günü çıkan çatışmada 10 askerimiz şehit oldu. Askerî binalara bayrak asıldı. Çatışmada ölen teröristlerin cenazesini taşıyan askerî araç, bir askerî tesisin önünden geçerken, bayrak, PKK yanlılarını kışkırtmasın diye askerler tarafından indirildi.

Medyanın büyük çoğunluğu olayı görmezden geldi. Vaka, sadece basının küçük bir bölümünde haber oldu.

Gelen tepkiler üzerine ülkenin Başbakan’ı Tayyip Erdoğan şu açıklamayı yaptı:

“Türk bayrağının zarar görmesini engellemek için oradaki birkaç erimiz, yapılan iyi niyetli bir girişimle, orada bayrağımızı korumak niyetiyle bayrağımızı oradan alıyorlar.”

x   x   x

Evet, bayrak zarar görmemeli...

Bayrağımızı yüksek yüksek gönderlere çekmemeliyiz artık!

Çünkü dünyanın gittikçe kirlenen havası, o yükseklerdeki bayrağımızı kirletebilir!

Yağmur yağarken de bayrakları indirmeliyiz, bayrağımız ıslanabilir!

Dolu yağarken zinhar bayrak dışarıda kalmamalı, zedelenebilir!

Güneşli havalarda da bayrak indirilmeli, rengi solabilir!

“Rüzgâr”lı havalarda bayrak kat’iyen dışarıda kalmamalı...

Maazallah dalgalanabilir, dalgalandıkça yıpranır, yırtılabilir...

Bayrak zarar görmemeli... Ama nereye asarsan as, hangi havada göndere çekersen çek zarar görmesi kaçınılmaz...

En iyisi, toptan hayatımızdan çıkarmak!

O vakit, bayrak zarar görecek diye bir endişemiz de kalmaz!

“Dalgalanıp” tahrik unsuru da olmaz artık!

x   x   x

İTİRAF

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal

Kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet, bu celal!

İtiraf ediyorum...

Yarım asırdır coşkuyla okuduğum İstiklal Marşı’nın, yukarıdaki iki mısraının anlamını ancak bugün kavrayabildim.

Mehmet Akif’in 89 yıl önce, bu mısraları yazarken ne hissettiğini de yine ancak bugün hissettim.

Marşın yazıldığı yıllarda, Türkiye işgal altındaydı. Bayrağımızı İngilizler, Fransızlar ve Yunanlılar indiriyordu.

Mehmet Akif, o elim hadiselerin sızısını tâ ciğerinde hissediyor ve milletin hislerine de tercüman oluyordu.

Bugün ise...

İçimizdeki hainleri ve işbirlikçileri kışkırtmasın diye...

Bayrağımızı bizzat biz indiriyoruz.

x   x   x

Büyük Akif, bayrağa hitaben, “Kahraman ırkıma bir gül” diyor ya...

Bu şartlarda nasıl gülsün?

Kaşlarını çattıkça çatıyor!

x   x   x

ERGENEKON(!) MU?

Doğal olarak, halk, medyadan haber alır...

Lâkin biz şimdi tersini yapacağız... Halktan medyaya “haber” vereceğiz.

Her “vukuat”ı sözde “Ergenekon”’a yıkan medya, Afyonkarahisar’daki patlamayla onu ilişkilendirmeyi akıl edemedi.

Halbuki, ahali arasında, bu olaya “Ergenekon işi” diyenler varmış...

Hem de nerede?

Afyon’a yakın mahallerde...

Her “şerri” Ergenekondan bilen medya alın size “bomba” gibi bir haber... manşet yapın!

x   x   x

Orman Bakanı Veysel Eroğlu ve Afyon’un AKP’li belediye başkanı aceleyle, “kesin kaza”, “illa kaza” dememiş olsalardı...

Şimdi, hadiseyi güzelce “Ergenekon”a yıkıverirlerdi...

Fırsatı kaçırdılar!

 
Toplam blog
: 1412
: 1241
Kayıt tarihi
: 04.06.10
 
 

Ücret karşılığı hiçbir yerde çalışmıyorum. Sandıklı'da doğdum. Kuleli Askerî Lisesi, Kara Harp Okul..