Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '09

 
Kategori
Deneme
 

"On" ve "off" düğmelerimiz.

"On" ve "off" düğmelerimiz.
 

Kişi kendine ağır gelir zaman zaman.


Hava ve hayat ikisi de beraber ne kadar ağır.

Hani derler ya hava ağır olduğunda yaprak kıpırdamıyor işte onun gibi.

Ne hayatta ne de havada yaprak kıpırdamıyor.

……

Koltuğuna öylesine atmış kendini adeta yığılmış. Elinde kumanda otomatiğe bağlanmış gibi tuşlarına basıyor kanallar arasında. En fazla iki saniye kalıyor görüntü ve hemen değişip yeni kanala geçiyor.

Bu durumu nerde ise bir saattir değişmedi. Onun yaptığı tek değişen şey, diğer elindeki kadehi arada bir ağzına götürmesi ve küçük bir yudum alması.

Onun bu ruh hali çevresindekileri de esir aldı, kilitlenip kaldılar hareketsizliğe uyarak.

Hipnoz gibi bir uyuşukluk sardı bedenlerini. Evet, hava çok fazla ağır ama duygular daha bir ağırdı şu anda odada. Yaşam ağır çekimde devam ediyordu adeta.

Bıkkınlık sarmış bedenini.

Bir hareket yapmak bile ağır bir yük geliyor bedenine. Havanın ağırlığını tüm bedeninde hissediyor. Onun bedeni havadan daha ağır şu anda.

Yaşamı otomatiğe bağlanış adeta.

Yiyor…
İçiyor...
Uyuyor…

Arada kalan boşlukta kumandayı eline alıp donuk camın karşısına geçiyor. Ama hiçbir şey içindeki sıkıntıyı gidermiyor.

Hiçbir şey umurunda değil, ne yazın gelmesi nede denizin cazibesi. Dünyadan kopmuş adeta bir boşlukta sallanıyor olmak.

Bir insan neden bu duruma gelir ki. Hayatı çok çabuk harcadığından mı? Yoksa hayatın tadına varmadan öylesine yaşamış olmak için, sürdürdüğü ilişkiler mi?
Neydi içini boşaltan?

Hepimizin karşısında duran bu tehlikenin sebebi nedir. Teknoloji diye sığındığımız şeyler aslında bizlerin sonu mu? Her lüksün ve kolaylığın bir karşı getirisi olduğunu gözlemleyememek mi bizi yalnızlaştıran. Elimizin altında herşey, her an. Pek çok şeye birkaç tuşa dokunarak ulaşmak, onların cazibesini yitirmesine neden oluyor aslında. Daha kolay ulaşıyoruz bilgiye ve hizmete. Bundan mıdır içimizin bu kadar boşalması?

Sinmiş, yılmış, bezgin insan topluluğu haline gelmiş olmamız bundan mıdır?

Sorunlarımıza sahip çıkmadan, adam sendeci olmamız bu bıkkınlıktan mıdır?

Doğal ilişkileri sanal ilişkilere bırakmaktan başka ne değildir ki suçlusu.

Duygusuz robot insanlara dönüşüyoruz.

Bu gidişle yakındır “on” olan düğmemizin “off” konumuma getirilmesi.

 
Toplam blog
: 96
: 2224
Kayıt tarihi
: 13.06.06
 
 

Hayata güleryüzle bakmaktır felsefem ama polyannacı değil. 1961 Sivas doğumluyum, evliyim 2 kızım..