"Otelimize kiminle geldiğin önemli değil, yeter ki, içki içme"

Kendisini en son, bir kanalda gezi programını sunarken gördük. Hem yapımcı, hem sunucu, hem yayıncı olarak yine yürekleri hoplattı.

İsmi Gülhan Şen. TV’lerde, sunuculuğu ile, gönülleri fethediyor. Neşe küpüne batmışçasına. Üstelik esprili de. Hele o kahkahaları. Tam zamanında ve yerinde başlattığı kahkahalar, tufan halindeyken, bir bakmışsınız sahillere seriliveren dalgalar gibi yumuşacık bir üslupla, kumsallara serilivermiş. Kahkahaları inceliklerle dolu. Sizi, konunun içine sürüklüyor. Haz duyuyorsunuz. Bu kendiliğinden doğan asla yapmacık olmayan ve bir coşku seli halinde program sunuşu, çok etkili. Güzelliği de, cabası.

GÜLHAN ŞEN İN İKİ CAZİP POZU - ÜSTEKİ RESİMLER -

Bulgaristan’ın Yumnu şehrinden. Mübadeleyle gelmiş Türkiye’ye. Onun için: “ Türk ve Müslüman olduğumuz için, bizler de Bulgaristan’da baskı ve yasaklara maruz kaldık” diyor zaman zaman.

HBB, STAR, ve CNN TV. Lerinde görev yapan Şen, gezi programlarının sunucusu olarak halen görevde. 38 yaşında ve evli. Ama, son programında “ Bu güne bu gün nişanlı bir kızım” dedi. Bunu neden söyledi, pek anlayamadım.

Türkçesi çok güzel. Dili esprili. Nerede kahkaha atılacağını, nerede kesileceğini iyi biliyor. Olayları, birebir yaşıyor. Daima mikrofonun önünden gidiyor.. Kendi halindeymiş gibi davranıyor. Tribünlere oynuyor esasında ama, bunu hissettirmiyor. Kapılıp gidiyorsunuz rüzgarına. Düşünüyorsunuz bizim diğer spiker ve sunucular neden böyle değil diye. Kendisi yakın bir yerlerdeyse, sayfamıza bir uğrasa diyorum, ne iyi olurdu. Onu daha da anlatma fırsatını bulurdum.

Hele son sunduğu Avusturya’nın köyü olan Hallstatt’ın manzaralarına bayıldık. Başkası sunsaydı, bayılmazdık pek. “Soğuk nevalelerle” işimiz yok bizim. Bu köy bir bakıma Masalsı bir köy. Veya masalların geçtiği bir “masal köyü” Burada geçirilecek üç günlük bir tatilde, çiftler, masallaşmış dev gibi geriye dönerler. Ruhları perçinlenmiş devler gibi yüce mi yüce.

Bir de bizim masallardan uzak köylerimiz aklıma geldi. Avusturyalılar, en modern araç ve gereçleri ile bir köye, tatil sitesi kurmuşlar. Hepsi bu. Doğa da yardımcı olmuş. Bizde de böyle güzel yerler var. Neden masalsı köyler icat etmeyiz? Adamlar Akdeniz’de Santorini’yi icat ettiler, yaz kış para kırıyorlar. Bizlerde bu şeffaflık neden yok? Hala daha “turist ahlak götürür” mü deniyor. Yok Ama, başka versiyonlarını ortaya koyuyorlar.

Haşemalılar için, havuzları perdelerle bölük çok yıldızlı tesettürlü otellere yeni icatlar da gelmiş. Bir yerde okudum. Şimdi de verilen ilanlar şöyle: “ Otelimize kiminle geldiğin önemli değil, yeter ki, içki içme” Ve “hay senin içkine “ diyesi geliyor insanın.

Ört ki, ölem !