Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '07

 
Kategori
Haber
 

“Paket”lerinin “Bedel”i nedir?

“Paket”lerinin “Bedel”i nedir?
 

Bazı konuları, milletten gizlemenin bir yararı yoktur. Konunun “Gizlilik” içermesi halinde ise, zamanı gelince ve uzatmadan gerekli açıklamalar yapılmalıdır.

Milletini “Yönetilenler” olarak düşünen zihniyet ancak bu açıklamaları yapmaz. Adına “Demokrasi” dediğiniz sistemde ise, milletin her şeyi bilme hakkı vardır. Bu açıklama ve bilgilendirmeler de göstermelik olmamalıdır. Örneğin “Bilgi edinme yasası” diye bir yasamız var. İsteyen, istediği konu hakkında bilgi talep edebilir ve karşı taraf da “Gizlilik” unsurları ve devletin çıkarlarını saklı tutarak istenilen bilgiyi 15 gün içinde vermek zorundadır. Gelin görün ki bu yasanın öngördüğü “Bilgilendirme” hiçbir zaman bu güne değin doğru dürüst çalışmadı.

Bu gün gazetelerin İnternet sayfalarına yine bir haber düştü. PKK’lı Bayık ve Karayılan, ABD tarafından yakalanmış ve paketlenmek üzere hazırlanmış. Geçtiğimiz gündeki üst düzey askeri görüşme de bunun için miş…

Elbette bunlar haber kirliliği içinde verilen ve doğrulanmayan ancak yalanlanmayan haberler. En azından bu saate kadar da yalanlanmadı.

Rahmetli Bülent ECEVİT, terörist başı Apo’nun yakalanıp Türkiye’ye teslim edilmesinden epey sonra “ABD neden Apo’yu teslim etti, anlayamadım” demişti. Halen de çok anlaşılmış değil. Ancak “Çıkarı uğruna” bunu yaptığı da besbelli. Bizden bu “Paket” karşılığında ne aldı, o bilgimiz dışında.

Şimdi de bu iki kişinin “Paketlenip” teslime dileceğinden söz ediliyor ve önceki gün Ankara’da yapılan toplantıda da bunun da görüşüldüğünden söz ediliyor.

Peki, biz Türkiye olarak bu “Paketler” karşılığında Amerika’ya ne bedel ödeyeceğiz?

Eğer böyle bir şey varsa, yakında medya bu haberi “Flaş… Flaş… Flaş…” diyerek verecek ve bir sürü de kirli haberle donatacak.

Oysa asıl haber, arkasında ne var, ne bedel ödenmiş, onlar yine “Gizlilik” ve “Devlet çıkarları” gözetilerek saklanacak.

Son günlerin siyasi gelişmelerini iyi takip etmek gerekir.

Burada “Hep muhalif” davranmaktan söz etmiyorum. İktidar, elbette “İyi şeyler” yapmış ise, onu takdirle karşılamamız gerekir.

Uluslar arası siyaset “Kazan, kazandır” mantığı üzerine yapılır. Hep “Rabbena, hep bana” mantığı ile elbette dış siyasette başarılı olmak mümkün değildir. Ama önce kendi ülkemizin çıkarlarının ön planda tutulması da bir gerçektir.

Tahmin odur ki, bu “Paketler” karşısında ABD’nin bizden istediği, “Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi”ni tanımamızı sağlamak ve onlarla aynı masaya oturtturmaktır.

1992 yılından beri gidip geldiği yer Irak ve özellikle de Kuzey Irak, yani “Bölgesel Kürt yönetimi”nin denetimi altında bulunan bölge. Bu süre içinde de elimizle orada “Kürt Devleti”nin oluşumunu yarattık. Bu gün ise şikâyet ediyoruz.

Geçmişte Barzani ve Talabani’yi koruduk. Kime karşı? Saddam yönetimine karşı değil mi?... Evet, öncelikle bunu kendi çıkarlarımız için yaptık ama geldiğimiz noktada gördüğümüz o ki, çıkarlarını bizim çıkarlarımızın üstünde tutanlar var. Bunların başında da Amerika geliyor elbette ve sonra Barzani ve Talabani…

Türkiye’nin başında bulunan bugünün dertlerinden biri de elbette PKK ve terör belası. Bundan kurtulmak, halkımızı mutluluk ve refah içinde yaşatmak için “Savaş” dâhil her şeyi göze alabiliriz. Elbette ki önce “Konuşma” ile yapmamızın gereğini de kavrayabiliyoruz. Silahın her yerde kesin çözüm olmadığı kesin. Ne var ki, karşınızdakiler “Demokrasi” arkasına sığınıp da ülkenizi, ve milletinizi bölmek, parçalamak niyetinde iseler ve bunda da ısrarlı iseler, yapacağınız bir şey de kalmamıştır.

Habere tekrar dönecek olursak… Sorum gayet net…

Paketlerin bedeli ve kargo masrafı ne kadar olacak?

22 KASIM 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..