Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Haziran '12

 
Kategori
Siyaset
 

“Paşa”lar ağlamaz Paşam…

“Paşa”lar ağlamaz Paşam…
 

Geliyorlar, vuruyorlar ve gidiyorlar…

Analar babalar yavrularına ağlarken, millet olarak her şehitlerin cenazesini “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diyerek kaldırırken, siyasilerden ses geliyor…

“Kanı yerde kalmayacak, terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” filan gibi…

Üçüncü evladını da almaya gelenlere adam demiş ya “Varın gidin padişahımıza söyleyin, bana güvenip de yedi düvele savaş açmasın” diye…

Millet olarak elbette kanımızın son damlasına kadar vatanımızın varlığını, birliğini, dirliğini savunmak için canımızı vermeye, bayrağımızı dalgalandırmaya hazırız, burada bir kararsızlık yok…

Peki, o zaman ne var?

Son olarak 8 şehit vermişiz. Genelkurmay Başkanı, o şehitlerin cenazesinde gözyaşlarını tutamamış, ağlıyor. Tamam, Genelkurmay Başkanı da insan, o da etten kemikten, duyguları var, bir itirazımız yok.

Yok da… Gözyaşlarını, duygularını saklayamayan komutan nasıl olur, orasını bilemiyorum. Komutan, komuta ettiğinin karşısında ağlamaz, ağlayamaz, ağlamamalı… Gereği neyse onu yapmalı…

Böylesi olayların arkasından asker yönünden de sesler gelir…

“Operasyon devam ediyor… Çembere alındı… Şu kadar terörist etkisiz hale (Öldürüldü) getirildi. ”Bölge topçu ateşine tutuldu” filan…

Şu “Çembere alındı” lafına da çok gıcık oluyorum. Beyler, mademki “Çembere” alındı, o “Çemberden” nasıl çıktılar ya…
“Topçu ateşine” tuttuğun yerde ne vardı, sonuç n’oldu?

Bunların hiç birini bilmeyiz, açıklanmaz…

Genelkurmay başkanımız “Kandil” konusunda da şöyle demiş: “Elbette gireriz. Eğer siyasi irade bunun için karar verir, uluslararası alandan gelecek baskıyı göze alır ve karar verirse, biz Kandil’e kadar gider, içine gireriz. Bir zayiat olmaz mı? Askeri harekât bu, elbette olur. Az mı olur, çok mu olur bunu kimse bilemez. Ama siyasi irade bunu da dikkate almak zorunda… Bizim işimiz en az zayiat vermeyi sağlamaktır.”

Bu sözler elbette doğru. Bölgenin coğrafi yapısı itibariyle olanca zorluklarına ve verilecek şehitlere rağmen oraya girilir, temizlenir bitirilir…

Peki, “Siyasi irade” dediğimiz irade bu işi niye bitirmez?

Oraları bilmeyen için “Gidelim, bitirilelim, gelelim demek kolay, ama asla gidilemez değil.

O zaman Genelkurmay Başkanı’nın sözlerindeki “…uluslararası alandan gelecek baskıyı göze alır ve karar verirse…” cümlesi gerçeği ortaya koymaktadır…

Eğer “Siyasi irade” ortaya çıkmaz ise, “KALICI” olarak kandile de, sınırın ötesine de –hava hariç- giremezsin arkadaş…

Ama bir soru soralım…

Uluslar arası alanda kimden baskı gelecek, Amerika’dan mı? 

Peki, bu Amerika “Terör” konusunda bizimle “Her zam işbirliği içerisinde” değil mi ki? Her zaman “Sizinle beraberiz” demiyorlar mı?

Diyorlar…

O zaman mesele ne? Demek ki “Her zaman” bizimle “Beraber” değiller.

Demek ki biz her zaman “gendiöğümüze” gelin güvey oluyoruz.

Demek ki “Terörü” bitirmenin anahtarı bizim elimizde değilmiş…

Şimdi son bir soru…

Sayın Paşam… Siz “Şehitlere” mi ağladınız, yoksa “Duruma” mı?

Eğer “Şehitlere” ağladığınızı ortaya koyduysanız, komutanlar ağlamaz, gereğini yapar…

Yok, eğer “Duruma” ağladıysanız işte o başka…

İstediğiniz kadar gözyaşınızı dökebilirsiniz. Lütfen “Şehitlere” ağladığınızı belli etmeyin, n’olur…

21 HAZİRAN 2012
İBRAHİM PEKBAY
 

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..