Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '08

 
Kategori
Haber
 

"Sen kimsin" sorusu

"Sen kimsin" sorusu
 

Fotoğraf: www.mynet.com


İstanbul’da Ümraniye İlçe Kadın Kolları Kongresi'ne katılan Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, yine <ı>“Kasımpaşalı” tavrını ortaya koyarak, biraz da sanırım kadınların da karşısında konuşmanın verdiği <ı>“Yüreklilik” ile veriyor veriştiriyor.

Yazıma eklediğim fotoğrafına[1] dikkatlice bakınız… Sonra da yorumu kendiniz yapınız…

Sayın Başbakan, fotoğraftaki görüntüsü ile gösteriyor ki, artık asaplarını dağıtmış vaziyette, önüne geleni tersliyor.

Sayın Başbakan’ın dedikleri de birbirini tutmuyor.

Başbakan <ı>“Yargı, yürütme ve yasama” organlarının söz ediyor ama her üç organın da <ı>“Anayasaya” göre birbirinden üstün olmadığını bilemiyor mu?

Bu durum, yani <ı>“Güçler ayrılığı” Türkiye Cumhuriyeti anayasasının <ı>“Başlangıç” bölümünde şöyle ifade edilmektedir: <ı>“<ı>Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;”<ı>

Yine Anayasaya göre; <ı>“Yasama yetkisi” Türk Milleti adına TBMM’ne aittir, devredilemez, <ı>“Yürütme yetkisi ve görevi” Cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu tarafından anayasa ve yasalara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir, <ı>“Yargı Yetkisi” ise, <ı>“Türk Milleti” adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

Acaba diyor ve defalarca sorduğum gibi bir kez daha soruyorum aklımı karıştıran soruyu.

Acaba Sayın Başbakan Anayasa’yı bilmiyor mu? Oysa Sayın Başbakan, konuşmasında bu konuya da değinerek <ı>“<ı>Bizim önümüze iki de bir Anayasa’yı çıkartmasınlar. En az onlar kadar Anayasayı biz de biliriz” diyor…

Böyle demesine diyor da <ı>“Yürütme” olarak bunun tersini yapıyor her zaman.

Bu arada, kendisinin de yetiştirildiğini sandığım üniversitelerin rektörlerine sesleniyor, aynen <ı>“Yumurtadan çıkmış da kabuğunu beğenmez” ifadesi ile ve şöyle sesleniyor: <ı>"Bir tane rektör çıkıyor darbe çağrısı yapıyor. Kimsin sen ya… Sen önce yerini bil... Otur oturduğun yerde. Sen rektörü olduğun üniversitede yavrularımızı en iyi şekilde yetiştirmekle mükellefsin. Onlara ne vereceksen ver. Orduya akıl verme. Ordu ne yapacağını senden çok daha iyi bilir. Bu tür atılımlar, bu tür adımlar ülkemizde maalesef arzu etmediğimiz bir havayı oluşturuyor.”

Şimdi biz kalkıp da <ı>“Peki… Sen kimsin… Otur oturduğun yerde” diyemeyiz.

İki nedenle diyemeyiz…

Birincisi; biliyoruz ki kendileri <ı>“Başbakan” sıfatını taşımakta ve görev yaptığı yer de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasasında belirtilen başkenti Ankara’da bulunan <ı>“Başbakanlık” binası…

İkincisi ise; yasalar Sayın Başbakan’a böyle bir sözü sarf etmemize izin vermez.

Sayın Başbakan ya kimin kim olduğunu, nerede görev yaptığını ve yasalara görevinin nelerden oluştuğunu bilmiyor. Ya da Sayın Başbakan, kendisi böyle bir görüş serdettiği (İleri sürdüğü) zaman yasal bir engel olmadığını bildiği için…

<ı>“Bizim gayemiz, Atatürk’ün ifade ettiği, ‘muasır medeniyet seviyesine’ Türkiye’yi çıkarmaktır. Bunlar bu şekilde, bu ülkede milletin bugüne kadar tek bireysel tercihleriyle (sanırım Türbandan söz ediyor)<ı> uğraşanlar, bu ülkeye patinaj yaptırdı. Bu ülkeyi gerdiler" diyor…

Bilmiyor mu ki <ı>“Vatandaş” olarak gerektiğinde kendisinin üslubuyla konuşamadığımızdan, ortamı <ı>“Geren” biz değiliz?

Bilmesine elbette biliyor, her şeyi gayet iyi (!) bildiği gibi… Ama kendince <ı>“Kaliteli siyaset” yapıyor ya…

<ı>19 OCAK 2008


[1] http://www.mynet.com/ sitesinden alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..