Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '08

 
Kategori
İnançlar
 

"Şeriat düzeni yok ki İslam'la suçluyorsun!" Diyorlar, Kapitalizm'e Uyan Riyakarlar!

"Şeriat düzeni yok ki İslam'la suçluyorsun!" Diyorlar, Kapitalizm'e Uyan Riyakarlar!
 

Günümüzde islami refeansla öne çıkarak Din'i dünyalık işlere alet edenleri eleştiriye çekince verilen yanıt: "Düzen islami değil ki nasıl islami davransın" yanıtı verilmektedir. Yani "darül harp" diyorlar, Müslüman C. Başkanı, Müslüman Başbakan iktidarda iken, nasıl oluyor da hala nefsinin esiri olarak bu fikirlere saplanıp dünyayı şirk edinirler.

Oysa bunu söyleyen ve savunanlar, unutuyorlar ki kişi ile özdeşleşmesi gereken inançtan kaynaklanan ahlakın hayatını kavramış olması gerekmektedir. Aksi halde dini görünüm ve söylemi riyadır. Zamana uymanın Kur'an da ki telefuzuna örnek "... Suçlulara 'Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?' diye sorarlar ! ... " Batıla dalanlarla biz de dalardık ." (Müddessir s. ayet: 39-45) "Ama sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz" (A'la s. ayet: 16). "Malı pek çok seviyorsunuz" (Fecr s. ayet:20). İşte dini ahlakı ve emirleri dünya sevgisi-mal uğruna ertelemenin anlamı kısaca böyle özetlense gerek.

İslamda ve diğer dinlerde esas olan yaşam süresinde iyi insan olmak, hayatı her yönü ile dinin önerisi istikametinde yaşamaktır. Ama birçokları söylemden öte kıyafet ve görünüşte de mütedeyyin imajı taşıyan davranışlar sergilemesine rağmen, ekonomik iş hayatının gelişimi eleştirilince, yasal sorumluluklar, vergi kaçırma konuları yöneltilince verilen yanıtlar: - "şeriat düzeninde değiliz", "herşey islami olunca o zaman uyulur". "Bu ortamda düzenin kuralları içinde davranmak zorunda". olarak verilmektedir. Sanki Allah'la sözleşme imzalayıp ecellerini kendileri belirliyormış gibi, islami düzeni beklerken ömürleri yerinde mi sayacak, yada ölüm akıllarından bile geçmiyor gibi.

Bu bağlamda dini ahlak, fiili ekonomik uygulamada askıya alınmakta ama davranışsal olarak görünüm ve ibadetler de referans olarak kullanılmaktadır. Bu konuda ekonomik gelişimi ve mülk edinim hususları ayanbeyan durumunu açığa vurmaktadır. Demektedirler ki "-ibadetleri yapar, namazı kılarım, orucu tutarım, söylemde islami literatüre göre konuşur, kılık kıyafette mütedeyyin görünüm içinde olurum ama ticarette sisteme uyar ticari sırlarımı uygular, işimi bilirim". Pes doğrusu!

Zaten işyerlerinin veya şirketlerin çok azı hariç hemen hepsi muhasebe işlemlerini işletmenin ekonomik durumunu takip değil, 'vergiden nasıl kaçarım' birinci neden ve vergi için kanunu zorunluluk olduğundan düzenlenmektedirler. Bu gün vergi mükelleflerinin hemen hepsi (Küçük esnafın çoğunluğundan zaten salma usulu, beyanı dikkate almadan direktifle yapılan beyanlar üzerinden işlemler yürütülmektedir. Küçük esnafta zarar kabul edilmemektedir.) muhasebesini düzgün tutarak hakkıyle kazancını ortaya koyup vergisini tahakkuk ettirip ödeyen (istisnalar geneli değiştirmez) ahlaka sahip değildir.

Bu yasal ve ekonomik işlemleri mütedeyyin görünümlülere yöneltip eleştirince; eleştirileri çarpıtarak İslam'ı eleştirmekle karşı suçlamaya kalkmaktadırlar. Halbuki bu eleştiriler değil dini eleştirmek dinin naif inanç sistemini savunmaktır. Oysa ki bu ahlak dışı ekonomik davranışlar, dini kültürü zayıf olan kişilerin, riya içinde olanların davranışları etkisiyle Din'den uzaklaşmalarına sebep olmaktadırlar.

Muhakkak ki dünya hayatı ömürle sınırlıdır. Dinin uyarıları doğrultusunda yaşamak ömürün her anı için zorunludur, Dini ve ahlaki etik davranışlar insan olmanın gereği olarak ertelenemez. Dini inanç bağlamında da bahane uydurulamaz. Bu değerlendirmeden çıkan sonuçtur ki yasal mevzuata karşı hile yollarını mubah görmek dini davranaış ve görünümü riya ve dünyevi hevese alet etme durumu ortaya çıkmaktadır.

Halbuki inandım diyenler "Allah'ın rızkı dilediğine yaydığını ve kısıp bir ölçüye göre verdiğini bilmezler mi? Doğrusu bunda, inanan kimseler için dersler vardır." (Zümer s. ayet:52) bilmezler mi ! "Gerçekten mala da pek dükündür" (Adiyat s. ayet: 8) "O insan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve kalplerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi ? (Adiyat s. ayet: 9-10) "Doğrusu Rableri o gün onların her şeyinden haberdardır."( Adiyat s. ayet:11)

Ama dünya hayatını diğer manevi değerlerin önüne geçirenler bir dinlesin; "Ey muhammed ! Heva ve hevesini tanrı edinen, bilgisi olduğu halde Allah'ın şaşırttığı, kulağını ve kalbini mühürlediği gözünü perdelediği kimseyi gördün mü? Onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Ey İnsanlar ! Anlamazmısınız?" ( Casiye s. ayet: 23)Sonra içinde bulundukları anlayışın şu ayete ne kadar uyduğunu göreceklerdir. "Hayat ancak bu dünyadaki hayatımızdır. Ölürüz ve yaşarız; bizi ancak zamanın geçişi yokluğa sürükler" derler Onların bu hususta bir bilgisi yoktur, sadece böyle sanırlar." ( Casiye s. ayet: 24). Eğer inandık denildiği halde ticaretin veya beşeri davranışın kurnazlıklarını yapmayı normal karşılıyorsanız bu ayetlere paralel hareket etmeyip, mütedeyyin mü'min olduğunuzu nasıl hazmadebiliyorsunuz!

Elbette bu eleştiriden alınacak olanlar, neden eleştiriyi inanması ibadetlerle yansımayan sözde müslümanlara yada inanmayanlara yöneltilmediğini söyleyeceklerdir. Oysa herkes kendi hayatından mesuldür. Zaten inancı zaqyıf olanı dininin yasaklarına neden uymuyorsun demek abestir. Ancak Din'den uzak ama etik olarak dürüst insan davranışları açısından da onlar eleştirilmektedirler. Bu inandık diyenlerin eleştirilmesini ertelemeyi gerektirmez. Zaten Yüce Allah Kurandaki hitaplarının büyük çoğunluğuna, inananları uyramak için kullanarak "Ey İnananlar" olarak başlamaktadır.

İnandım diyen veya ibadetlerinde görünüp ancak eleştiriye konu davranışlar içinde bulunan kesimlerin dokunulmazlıkları yoktur. Öyle olsa Allah (c.c.) Onlara olan ikaz ve uyarılarda (Ey İnananlar veya Ey Muhammed de ki) bulunmazdı. Bu davranış ve tepki içinde olanlar İslamı kendilerine görünüş olarak yansıtıp uygulamada eleştiri olunca "İslam'ı karıştırma" söylemi içde bulunuyorlar. Düzen islami değil ne yaparsan mubah (yanlış) inancı ile hareket ediyorlar.

Bu yaşama alışmış liberal kaitalizmin balına parmağını batıranlar gerçek İslam ve şeriat kurallarını zaten samimi olarak istemezler. Ancak bu halleri ile olan, halen kandırılan zavallı saf müslüman insanlara oluyor. ( bu konu daha çok ayet ve hadislerle açıklanabilir ancak blog olarak özetlemek yerinde olacaktır.)


 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..