- Kategori
- Edebiyat
Âşık bir adam ve dost bir kadın: Ahmed Arif - Leyla Erbil
Leylim Leylim
‘’ Evrende bir seni özler, seni isterim.
Başkaca hiç,
Seni,
Sade seni... '' ( Ahmed Arif’ ten Leyla Erbil’e mektuplar )
2 Haziran... Diyarbakır’ da dünyaya gelen şair ve gazeteci Ahmed Arif’ in sonsuzluğa kavuşmasının 23. yıldönümü...
Felsefe öğrenimi gören Ahmed Arif, şiirlerinde kendine has üslûbuyla Türk Edebiyatı’ na farklı bir renk, farklı bir lezzet katmıştır. Şiirlerindeki lirizmi samimi ve özel bir üslûpla ifade etmesi, onun Türk şiirindeki yerini de özel kılıyor. Ahmed Arif, Türkçe’ yi en iyi kullanan şairlerden...
Şairin yaşam felsefesi, her daim ezilen insanlardan yana olmak ve onların kardeşliğini ortaya koymaktı. Onun bu görüşünü şiirlerinde de yakından izleyebiliyoruz.
Ahmed Arif’ in bir tek şiir kitabı bulunmaktadır: Hasretinden Prangalar Eskittim... 1968 yılında yayınlanan bu eser, ülkemizde en çok satılan kitaplar listesinde yer alıyor:
Seni anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana,
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri.
Payı yok, apansız inen akşamlardan.
Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, cehennemin öbür adıdır.
Üşüyorum, kapama gözlerini...
Özellikle Ahmet Kaya, Cem Karaca gibi değerli sanatçıların besteledikleri şiirleriyle hafızalarda yer eden şairin bestelenerek dillerden düşmeyen eserlerinden birkaçı:
Ay Karanlık: Cem Karaca, Ahmet Kaya
Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebe: Cem Karaca, Grup Yorum, Moğollar
Hasretinden Prangalar Eskittim: Ahmet Kaya, Suavi
İçerde: Rahmi Saltuk
Unutamadığım: Cem Karaca
Otuz üç Kurşun: Zülfü Livaneli
Sade ve duru diliyle onca mükemmel şiiri nasıl yazabildiğini, duygularını bu yalınlığa nasıl da ustalıkla sığdırabildiğini hayranlıkla izlediğimiz bir şair Ahmed Arif... Belki de dakikalarca anlatmakla bitmeyecek duyguları bir cümleyle ifade edebilmesi dili ne denli ustalıkla kullandığının bir ispatıdır.
Şairin kurduğu şiirsel cümleler, yalınlığı ve içtenliği sayesinde halkın nabzını tutan bir nitelik taşımaktadır. Şarklı bir şair olan Ahmed Arif, halkın içinden çıkmışlığı, onun güzel diliyle onun duygularına tercüman olabilmişliği ile özel bir yere sahip...
Son dönemlerde yayınevleri tarafından özel mektupları yayınlanan Sabahattin Ali, Orhan Veli, Ece Ayhan, Metin Eloğlu, Bilge Karasu gibi şair ve yazarlar arasında Ahmed Arif de bulunuyor. Bunlar, edebiyatçıların eşlerine veya büyük aşk duydukları kişilere yazdıkları mektuplar...
Ahmed Arif’ in, büyük aşkı Leyla Erbil’ e yazdığı mektupları ise Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ nca kitaplaştırıldı ve Leylim Leylim adıyla yayınlandı. Leyla Erbil, mektupların yayınlanmasına ancak kendi ölümünden sonra da olsa izin vererek edebiyat dünyasına büyük katkıda bulunmuştur.
1954-1957 yılları arasında yazılan bu son derece özel mektupların yayınlanması ilk bakışta etik gibi görünmese de edebiyat tarihine ciddi anlamda katkısı olacak tarihi belge niteliği taşıdıkları su götürmez bir gerçek.
‘’ Hasretinden prangalar eskittiği ‘’ Leyla Erbil’ e duyduğu karşılıksız aşk sonucu yazdığı mektuplar, şairin farklı bir yönünü daha gözler önüne seriyor. Kendi deyimiyle ‘’ Leyla, Zalım Leyla ‘’ sına yazdığı roman tadındaki çok özel mektupların unutulmayan bölümlerinden biri:
‘’ Hınca hınç mısra doluyum. Kara ve yeşil fon hepsinde hâkim. Biraz kendime geleyim, mendillerine, bluzlarına, yastığına mısralar serpeyim. Ha? Fotoğrafındaki ‘’ halbuki... ‘’ yi hâlâ anlayabilmiş değilim. Anlatır mısın? Bütün bunlar beyhude biliyorum. Şaheser olan, benim uçakla oraya gelebilmemdir. Allah kahretsin, bu hastalık, bu rezaletler ve bu aile mecburiyetleri... Ne yapsam? Gözlerinden öperim canım. En çok da burnundan. Gülme, ciddi söylüyorum.
Yarı parçan. ‘’
Kilometrelerce uzaktan mektuplarla aşkını sürdüren, ancak bununla teselli bulabilen bir aşk adamı ve bu zor durumu kimbilir nasıl göğüslemeye çalışan bir dost kadın...
Leylim Leylim, belki de Ahmed Arif’ ten çok bu çaresiz ve zalim dostun eseridir...