"Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz ve oyunuzu Ekmeleddin İhasanoğlu'na vereceksiniz!"

SEÇMENLERİNE YÖNELİK BU "NAZİK"(!?) ÇAĞRI, CHP GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU'NA AİTTİR...

Bildiğiniz gibi, Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanını halkın seçmesini" öneren, Anayasa değişikliğine karşı çıkmış hatta itiraz etmişti...

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanını, halkın, seçtiği vekilleri aracılığı ile değil de, bizzat kendisinin "doğrudan doğruya" seçmesine karşı çıkmasına rağmen, seçmenlerine sandığa gidin ve bizim adayımıza oy verin diyor; hem de hiç de nazik olmayan bir şekilde...

"Çatı adayı"nın ikinci ortağı, Devlet Bahçeli, gördüğüm kadarı ile seçmenlerine, Kılıçdaroğlu'nun yaptığı gibi bir baskı uygulamıyor ama, Erdoğan'ı olabildiğince ağır bir şekilde eleştirerek seçilmesini engellemeye çalışıyor.

Bunun da bir nedeni var. Bahçeli'nin, Öcalan ile işbirliği içinde olduğunu söyleyerek ağır bir şekilde eleştirdiği Başbakan bile, Öcalan'ın serbest bırakılmayacağını ısrarla söylerken, Bahçeli'nin "çatı adayı" Ekmeleddin İhsanoğlu, ana dilde eğitim konusunu olumlu karşılıyor ve "halk çoğunluğu isterse Öcalan'ın da affedilebileceğini" söylüyor.

Demirtaş'a gelince... Demirtaş biraz havaya girmiş görünse de, onun amacı seçim ikinci tura kalırsa "kilit parti" konumuna gelmek ve aklınca, Erdoğan'a biraz "kök söktürmek"... Demirtaş'ın "Kürt halkını temsil etttiği" düşüncesi ve sözleri gerçeği yansıtmıyor...

Bu arada, Ekmeleddin İhsanoğlu, her ne kadar %60 oyla Cumhurbaşkanı seçileceği şeklindeki iddiasını sürdürse de, son yayınlanan KONDA, SONAR ve ORC Araştırma Merkezi'nin yaptığı(23-27 Temmuz) yaptığı anketlere göre, seçimin ikinci tura kalmayacağı ve Erdoğan'ın %54-55 oyla Cumhurbaşkanı seçileceği yönündedir.

Bu arada, bir medya haberine göre de, ABD'deki Türkiye uzmanların görüşü, Erdoğan'ın bİrinci turda olmasa bile ikinci turda büyük olasılıkla seçimi kazanacağı ve Cumhurbaşkanı olacağı yönündedir.

Eğer CHP ve MHP'nin seçmenleri, Ekmeleddin İhsanoğlu'na yeterli oyu vermezlerse ne olur?

Oylarınızı Ekmeleddin İhsanoğlu'na vermezlerse bu iki partinin seçmenlerine bir şey olmaz. 

Olacak olan bu iki partinin genel başkanlarına olur... Seçimi Ekmeleddin İhsanoğlu kazanamazsa, özellikle CHP ve MHP'de büyük fırtınalar kopacağı şimdiden belli olmuştur.

Zaten, bu iki genel başkanının sıkıntısı da bu. Bana göre, bu iki genel başkan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, Ekmeleddin İhsanoğlu'nu cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdiklerine çoktan  "bin pişman" oldular ama, hani, kültürümüzde, "Erkekliğe leke sürmemek" ya da "tükürdüğünü yalamamak"gibi bağlayıcı deyişler vardır ya, işte o misal "kerhen" de olsa seçtikleri adayın arkasında durmaya devam ediyorlar. Yine bir geleneksel deyişimiz olan "pilavdan dönenin kaşığı kırılsın" gereği..

Geçmişte bu iki partiye de oy vermiş bir seçmen olarak, CHP ve MHP seçmenlerine diyorum ki...

Bu konuda genel başkanlarınıza da fazla kızmayın... Onlar da insan, ne yapsınlar ki;  onların da yanlış yapma hakları vardır. 

Ben farklı medyayı, ayrım gözetmeden takip eden bir kişi olarak anladım ki, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığı onların  da kendi tercihleri değil. Söylenenlere ve yazılanlara göre, Ekmeleddin  İhsanoğlu, eski bir siyasinin, ünlü bir işadamının aracılığı Gülen Cemaati'nin -- istenirse "paralel yapı" densin -- CHP ve MHP'ye önerdiği bir kişidir.

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Gülen Cemaati'nin bir "müridi" olup olmadığını bilmiyorum. Ancak Fethullah Gülen'in, kamu kurum ve kuruluşlarında örgütlenme aşamasında cemaat müridlerine verdiği talimatı biliyorum...  

Fethullah Gülen'in müridlerine verdiği talimat şöyleydi :

"İnsanlara yaklaşırken, 'LİBERAL İSLAM ANLAYIŞI' ile hareket edilmelidir. Bu hareket, İslam'ın yasal yüzünü göstermekten çok, 'TÜM İNSANLARI KUCAKLAYAN BİR HOŞGÖRÜ' felsefesi ile lanse edilecektir"(1)

Ekmeleddin İhsanoğlu da, kendini tanıtma ve düşüncelerini halka açma konusunda yaptığı konuşmalarda, "liberal bir İslam anlayışı"nı öne çıkarmıyor mu? En başta gelen sloganı, "tüm insanları kucaklayan bir hoşgörü" felsefesi değil midir?

Az kaldı...10 gün sonra, ülkemizdeki kuyruksuz danaların arasına bir "dana" daha katılacak:)) Yani "dananın kuyruğu kopacak"

Peki, seçimi Erdoğan kazanamasa ne olur?

Bunu da, onun cumhurbaşkanı olmasını istemeyenler düşünmelidir.

Ama bu sonucun, Erdoğan için bir yıkım olacağı kesindir...Belki de, hayalini kurduğu "Büyük Türkiye" için de...

Kültürümüzde,10-15 yıldır konuşulan bir "yurdum insanı" tabiri var...Benim önerim, sandık başına gittiğimizde, bir vicdan muhasebesi yapmamız ve oylarımızı ellerimiz titremeden, hak ettiğini düşündüğümüz  "yurdum insanına"  vermemizdir...

Oylarımızı "kerhen" değil; "gönül rahatlığı" ile verelim...

Sonuç, her ne şekilde olursa olsun,  ülkemiz için umarım hayırlı olur...

cdenizkent

 ---------------------- :

(1) Ankara DGM Savcılığı İddianamesi'nden, Cumhuriyet Gazetesi, 2 Eylül 2000