Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '08

 
Kategori
Haber
 

“Türkiye Seninle Gurur Duyuyor”muş…

“Türkiye Seninle Gurur Duyuyor”muş…
 

Başbakan Tersanede...


“Söke söke alırız” başlıklı yazıma (http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=107419) 21 yaşında, üniversite öğrencisi olan değerli “Blog Yazar”larımızdan Harun UMUT Kardeşimiz yorum yazmış.

Aynen şöyle diyor yorumunda…

“Evet hakkımızı söke söke alıcaz... Kaldırım taşı da sökücez... Bu ülke için üretim yapan emekçilere hakaret ettiğinizin farkındasınızdır umarım... Asıl aklı başında olmayan sizsiniz… Polis insanları döverken biber gazı atarken su sıkarken siz işçilerden ne sökmelerini bekliyordunuz...”

Özgür düşünce içindeki yorumuna elbette saygı duyarak şöyle cevap verdim…

“Sevgili Harun UMUT... Kaldırım taşı sökmelerini değil elbette. Saygılarımla...”

Geçenlerde bir tv kanalında 1 Mayıs olaylarını tartışan “Eski tüfekleri” bir süre izledim. Baktım ki halen “Eski tüfek” gibiler, geç saat de olduğu için kalktım yattım.

Gerçekten her biri eski “Kırıkkale tüfeği” döneminden kalmışlar. Dünya devletleri lazerli, gece görüşlü, uzun menzilli piyade tüfeği ile savaşırken, bizimkiler halen “Kırıkkale piyade tüfeği” durumunda kalmışlar.

Halen ağızlarında ideolojik cümleler…

Halen asabi tavırlar…

Halen komünist bıyıklar… Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği ile komünizm yıkıldı, oralarda bile kalmadı rejim yıkıldı, ama bizim “Kırıkkale tüfekleri” halen orada duruyorlar.

Tabi bunları dinleyen gençler de onlara özenip “Kaldırım taşı söküp, polis panzerine atmakla” haklarını “Söke söke” alacaklarını sanıyorlar.

Elbette kusur gençlerde değil… Henüz 21 yaşında üniversite öğrencisi olan genç kardeşimizin doğum tarihi 1987 olmalı.

Yani 1970 li yılların sonlarını yaşayan anne ve babası daha tanışmamış bile…

O nereden bilsin her gün leblebi çekirdek gibi sokaklarda gençlerin birbirini vurduklarını…

O nereden bilsin bugün askeri suçlayan ve 12 Eylül’ü kötüleyenlerin, Türkiye’yi 12 Eylül şartlarına kimlerin hazırladığını…

1 Mayıs günü “Taksim Meydanı”na kaldırım taşı sökerek giden ve “İşçi” olarak hükümeti protesto edenlerden bir kısım, bu gün tersanede Başbakan’a nasıl davrandı biliyor musunuz?

Tersane işçileri Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ı alkışlarla ve “Türkiye Seninle Gurur Duyuyor” ve “Vur vur inlesin, Baykal dinlesin” sloganları ile karşıladı. Bazı tersane işçilerinin de Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın fotoğrafını çekti…

Önceki gün Taksim’e çıkmak isterken üzerlerine biber gazı sıkılanlar onlardan, “Türkiye Seninle Gurur Duyuyor” ve “Vur vur inlesin, Baykal dinlesin” diyenlerden değil miydi?

Üzerlerine tazyikli boyalı su sıkılan onlardan değil miydi?

Sırtlarında cop acısını duyanlar onlardan değil miydi?

Yere düştüğünde suratına tekme yiyen onlardan değil miydi?

Kısacası, dün “İşçi” olarak Taksim civarında bulunanlar ile bu gün “Türkiye Seninle Gurur Duyuyor” ve “Vur vur inlesin, Baykal dinlesin” diyenler farklı kişiler mi?

Ya da 1 Mayıs günü Taksim civarında olanlarla, bu gün tersanede başbakanı “Türkiye Seninle Gurur Duyuyor” ve “Vur vur inlesin, Baykal dinlesin” diye karşılayanlar, alkışlayanlar başka başka ülkede mi yaşılyorlar?

Bu durumda söylenecek tek bir söz var “Türkiye Seninle Gurur Duyuyor”muş Sayın Başbakan…

“Vur vur inlesin, Baykal dinlesin”miş Sayın Başbakan…

“Söke söke” alacakların sadece “Kaldırım taşı” olduğunu bil ve icraatlarına devam et. Kaldırım taşlarını senin belediyelerin nasılsa yine bizim cebimizdeki para ile yerine koyarlar.

Devam…

Değerli kardeşimiz Harun UMUT ve onun gibi düşünen kardeşlerimiz de “Kaldırım taşlarını” sökerek ne ve neyi alacaklarını düşünsün.

“Kaldırım taşı” ile belki bir çare bulurlar…

Bir de genç kardeşimiz Harun UMUT’un yorumunda çok önemli bir bölüm var. Yazım için “…Bu ülke için üretim yapan emekçilere hakaret ettiğinizin farkındasınızdır umarım...”

Ben bir şeyin farkındayım. Farkında olduğum şey de “Hakaret etme amacı” değil…

Ben de bir çeşit “Eski tüfek”lerdenim. Baktım ki dünya yenileniyor, kendimi yeniledim. Eskiden içine 5 mermi alan tüfeğin şarjör kapasitesini 5 misline çıkardım. Üzerine gece görüşü dürbün taktım. Menzilini uzattım.

Yani…

Kendimi “Kırıkkale tüfeği” olmaktan kurtarıp, yeni model “Rambo tüfeği” haline getirdim. Her durumda işe yarar hale getirdim…

Çağdaş, amaca uygun…

Özümden, değerlerimden, ülkeme olan bağlılığımdan, özgürlüğümden özdün vermeden. Dün yanlışı için kınadığımı, bu gün şakşaklamadan…

Ve…

Devletin bana verdiği aylık 565 YTL emekli maaşı ile yaşama savaşı vererek…

04 Mayıs 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..