“Ucube” Tartışması, Kültür Bakanı’nı Güç Durumda Bıraktı mı?

Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, “sol”dan “muhafazakar sağ”a çark eden bir politikacı. Bu yüzden her fırsatta eleştirildi. O da, bu yönü öne çıkarılarak yapılan eleştirileri “ti”ye alarak geçiştirme yolunu seçti. Bir bakıma, eleştiri yapanları ciddiye almadığını göstermiş oldu.

Ayrıca, gerçek sosyal demokrat politikaları AKP’nin sürdürdüğünü söyleyerek “kültür” konusunda da öne çıktı.

Bakan Günay, bakan olma katına çıktığına göre, siyasal ikbal açısından kazançlıdır. Şu andaki konumunu da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a borçludur. Zaten, her fırsatta, “borçlu” olduğu Başbakan'la ne denli uyumlu çalıştığını dillendiriyor.

Ertuğrul Günay, Başbakan'ın Kars’taki “İnsanlık Anıtı” için “ucube” demesinin tepki çekmesi üzerine, havayı yumuşatmak düşüncesiyle konuşmak zorunda kaldı; ilginç bir değerlendirme yaptı:

“Sayın Başbakan'ın ağzından hiçbir mekanda heykel sözü çıkmadı."

Ya, ne için çıktı?

Ertuğrul Günay’a göre çevredeki gecekondular için....

Oysa Başbakan'ın sözünün arkasında durduğunu, sözünü dolaylı yoldan da olsa yadsıyan bir yapıda olmadığını unutmuştu. Beğenelim beğenmeyelim, Başbakan, bir söz ağzından çıktı mı, ona sahiplenir.

“Ucube” yakıştırmasında da öyle oldu.

Başbakan, gazetecilerin “Ucube ifadesini heykel için mi çevresindeki gecekondular için mi kullandınız?” soruna yalın/ kesin bir yanıt verdi:

“Heykel için kullandım.”

Gözler Ertuğrul Günay’a çevrildi, Günay, ne yapacaktı?

Gazetecilerin Başbakan’ın yanıtını anımsatmaları üzerine doğru sayılacak bir tutum takındı:

"Hükümetin bir üyesi olarak Sayın Başbakan ile basın önünde görüş paylaşmam. Görüşlerimi Sayın Başbakana bizzat sunmak isterim.”

*****

Gazeteci milleti, fırsatı buldu mu kaçırır mı hiç? Sorar sorusunu, anımsatır öncekileri, politikacı “konuşmak zorunda olan kişi” olduğu için şu ya da bu biçimde yanıtlar soruyu.

Mehmet Ali Birand, 32. Gün’de Bülent Arınç’la söyleşirken, bulduğu fırsatı değerlendirdi; “ucube” tartışmasında, Bakan Ertuğrul Günay'ın durumu “idare etmeye çalıştığını” söylemesi üzerine Arınç’ın tepkisi anlamlıydı:

''Yanlış bir şey yaptı. Yani Başbakanın ne söylemek istediği çok açık. Kültür ve Turizm Bakanımız tevil etmeye çalışmış olabilir. O da kendince doğru bir iş yaptığını görüyor ama çok açık. Allah bizi o durumda bırakmasın.”

Bülent Arınç’ın “Allah bizi o durumda bırakmasın” cümlesine kim, ne diyecekti?

Başbakan'ı savunmak isterken kendi güç durumda kalan Ertuğrul Günay, kendince işin içinden sıyrıldı:

“Sayın Başbakan’la sanat çevreleri arasında yanlış anlaşılmalara yol açacak tartışma vesilesi ortaya çıkmasın diye konuyu alevlendirmeye değil, sakinleştirmeye ve yumuşatmaya çalıştım. Yeteri kadar başarılı olamadım galiba. Ama galiba yapmam gereken de buydu.”

*****

Durum ortada.

Başbakan “ucube” sözcüğünü anıt/ heykel için kullandığı açıkça söyledi.

Ertuğrul Günay, şimdi ne yapacak?

Hiç!

Başbakan istediği sürece Bakan olarak görevini sürdürecek; söylenenler unutulup gidecek. Yeni doğan günde olduğu gibi, her şey yeniden başlayacak.

Hiçbir şey olmamış gibi....

Muhalefetten “İstifa et!” sesleri yükselse de, bu, siyaset gereğidir.

Bazen “boş” konuşmak da öyle!

Duruma bu açıdan bakmak gerekiyor.