- Kategori
- Siyaset
Adaletsiz tahliyelerin beklenen kaçışları
Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan miletler çökmek zorundadır... Hz.Muhammed
Osmanlı İmparatorluğunun enkazından, büyük mücadelelerle yaratılan ve bugünün dünyasında Modern Toplumların arasına girebilmiş olan ülkemde, siyasal ve toplumsal gerilimler aşılamadığı için yeni yıla girdiğimiz ilk günlerden beri sürekli içimizi yakan haberlerle bizleri çıldırtan devlet ve iktidar mensuplarına üzüntümü belirtmek istiyorum. Maalesef beraber sorumlular bu adaletsiz tahliyelerden....
Yargıyı hızlandıracak yasal düzenlemeleri zamanında YAPMAYAN hükümet ile üzerine düşen görevi zamanında yapmayıp vedr biriktirip içinden çıkılmaz hale getiren yüksek YARGI arasındaki mücadele, adaletsiz tahliye depremlleri ile bizi şaşkın bir hale getirirken, kaçacakları korkusunu yaşarken, dün gece tv'lerde duyurulan kaçış haberleri ile gerçekten çıldırmış duruma geldik.
Dünyanın en vahşi örgütü sayılan hatta bir zamanlar toplumun ''Hizbulvahşet '' adını taktığı Hizbullah örgütünün 188 kişiyi işkencelerle, diri diri toprağa gömerek öldürdüğü kesinleştiği için ilgili mahkemece haklarında ''Müebbet Hapis'' hükmü verilmiş mensuplarını tahliye etmenin, adaletle ilişkişini 102. madde ile açıklayamazsınız sayın Hükümet ve sayın Yüksek yargı mensupları.. Bu karar yalnız onları kaçırtmak için verilmiştir. Kendileri bile bu kadarını beklemiyor olmalılar ki daha cezaevinin kapısının önünde Tekbir getire getire halaylar çektiler. Bu kararları hükümet mi verdi diye topluma soran Sn.Başbakan'a diyorum ki nasıl ki Türkiye'nin büyümesinden devamlı kendinize pay çıkara çıkara sevinçli bol alkışlı konuşmalar yapıyorsanız, söz konusu TAHLİYELER ile, dünyanın demokratik hiçbir ülkesinde vuku bulmamış bu korkunç adaletsizlikten de SİZ SORUMLUSUNUZ..
Ayrıca Hizbullahın dışındakilere ne demeli, millyarlık otomobilleri ve iri kıyım adamları ile saygıyla cezaevinden tahliye olan Mafya babaları veya iki üç kişiyi öldürmüş, yaralama gasp gibi her türlü suça bulaşmış sayıları bine yakın tutuklu yargılanmalarına son verilen katiller, caniler.. AKP bunu adalet olarak kabul edebiliyormu? Aslında bununlada kalmıyor niçin sekiz yıldır bir yasa çıkarıp ''Yargılanma süreçlerinde hüküm giymiş tutukluların hapis cezaları derhal başlar, Yargıtay süreci daha sonra bitirildiğinde varsa bir düzeltme'' yapılır biçiminde bir düzenleme yapılamazmıydı. Dahada vahim olan ise söz konusu kaçan suçluların, ON YILDIR bitirilemeyen davalarının altında ZAMANAŞIMI kıyağımı vardı? Sekiz senedir eğer AKP adaletin en önemli demokrasi kuralı ve insan haklarının temeli olduğunu bilseydi, bir de onun için şöyle bir yasa çıkarabilirdi '''Mahkemesi görülmeye başlayan davalarda ZAMAN AŞIMI durur'' ama o zaman doğal olarak, güçlü kişilerin kurtarılması için de gereksiz yere davalar uzatılamazdı. Kamuoyu zihninden yukarda sözünü ettiğim hususlar ASLA ve ASLA silinmeyecektir. Ne hükümet ne de Yüksek Yargı bu vebalden kurtulamazlar.
Aman yazımı okuyanlar o kadarda üzülmesinler ADALETİN çok da vahim olmadığını gösteren bir örneği bugünkü gazetelerde okuyabilirler ancak ben yinede söz edeyim; Samsun'da bir Mahkemece ÇEK sahtekarlığı yüzünden 121 gün hapse mahkum olan, 53 yaşında ki S.Salkılıç adında bir kadın Şeker Hastalığı yüzünden gözleri görmüyor, Bypass ve Beyin Ameliyatı geçirmiş desteksiz YÜRÜYEMEYEN kadının TUTUKLAMA kararı yüzüne okunduktan sonra ailesinin kollarında cezaevine gönderilmesi haberi de adaletin sağlamlığını bayağı ispatlıyor, hatta fotoğrafıda var....Oh neyse ki kaçmasını önlemişler...
Demokrasi ve İnsan hakları duyarlılıkları düşük yargı mensupları ile iktidarın birlikte başardıkları bu hukuksuzluk ülkemi dünya kamuoyu nezdindede küçük düşürmüş olup AİHM giden davaların çokluğu ilede zaten başı dertte olan Türkiye'nin Hazinesinden çıkan milyarlarca euro'da da bu milletin her ferdinin hakkı olduğunu lütfen dikkate alarak, SİZDEN-BİZDEN kavgasını bırakarak işinin ehli Hakim ve Savcıların atamalarını biran önce yapınız. 6.Nisan.1949'dan beri AİHS'sini kabul ederek altına imza atmış olan Türkiye ceza almamak için tüm yargısal kararlarında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine uygun hukuka dayalı çok doğru kararlar vermek zorundadır çünkü bugüne kadar AİHS ihlal ettiği için çok gereksiz paralar ödendi. Hatta o paraları işini doğru yapmayanlar ödese de bizim paralarımız çar çur olmazsa daha iyi olur...Neyse...
Umarım Adalet Sarayları'nın saygın mensupları, bundan sonra daha doğru, daha hızlı, tarafsız ve bağımsız çalışma imkanı bulurken OCAK ayı ile başladığımız UCUBE günlerde artık son bulur. Muhalefet olarak CHP'nin Yargı Reformu konusunda geniş bir çalışma yapması gerektiği inancındayım. Sn. KILIÇDAROĞLU'ndan önemli bir beklentim daha var. Şöyleki kendisi gerçekten mükemmel bir ekonomist ''BENZİN ZAMMI'' na %67'lik saçma vergiyi düzeltecek bir ayarlamayı yapmaları için hükümeti uyarmalılar. Vergi gelirleri daha farklı değerlendirildiği takdirde mutlaka bu korkunç vergi düzeltilebilir sanıyorum. Ocak ayının önümüzdeki günlerini dizi tartışmaları, yani günümüzden beşyüz sene evvel yaşanmış hayatların kavgasını vererek geçireceğimize, beğenmeyenlerin ünlü tarihçilerimizi biraraya getirerek tarihi gerçekleri göz önüne seren bir belgesel yapmalarını dilerim. Bu dizi için bu kadar reklam çok oldu artık....