Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

26 Ağustos '09

 
Kategori
Güncel
 

1 Eylül’e doğru eli kalem tutan vicdan sahibi herkes Barış’ı yazmalı

1 Eylül’e doğru eli kalem tutan vicdan sahibi herkes Barış’ı yazmalı
 

Barışı yazdık tartıştık ancak bir kez daha, 1 Eylül'ü dünyayı katarak yazmalıyız.

Gelmekte olan Eylül ülkem için hiçbir zaman bu yıl olduğu kadar anlamlı olmadı. Çünkü ülkemde ilk kez şiddetin yerine dostluk ve kardeşlik, savaşın yerine BARIŞ konuşuluyor.

Barışa gidiyoruz, her türlü bozgunculuğa rağmen bu ülkede yaşayan milyonlarca insan barış özlemini dile getiriyor.

Bu kez barış demokratikleşmeyi de beraberinde getirecek, getirebilir.

Bi çoğumuz, umutluyuz.

Birlikte yaşayacağız, yeniden birlikte kuracağız.

Kendi kendimize yettiğimiz gibi insanlığa karşı sorumluluklarımızı daha güçlü yerine getirebileceğiz.

Çünkü kendi kaderimizi kendimizin belirleme olanağını genişletebileceğimiz bir yolda ilerliyoruz.

Türkler ve Kürtler ve hangi etnik kökende isek içimizdeki şiddet yanlısı otoriterleri, ırkçıları; şimdiye kadar yaşaya geldiğimiz sorunlardan beslenenleri, bizleri çözümsüzlüğe mahkum edenleri, bu kez biz mahkum edelim, onları yalnız bırakalım; onların yöntemlerini ret ederek onlar gibi olmayarak kendi yolumuzu çizelim.

Boşuna yaşatıldı bunca acı; bir takım beceriksiz insanlıktan yoksun adamlar, milyonlarca insanın yoksun yoksul kılınmasına darbelerle ve her türlü zorla aracılık etti; bencil bir güruh tüm toplumu tek tipleştirerek kendine tabi kılmak için her türlü tezgâhı kurdu.

Toplumun tüm kaynakları devlete yakın çevrelerce sermayeye dönüştürüldü, sahiplerimiz sürekli palazlandı. Yoksunluklarımızın ve yoksulluğumuzun sorumlusu savaşın ve başarısızlığın sorumlusu onlar. Şimdi de istemeye istemeye barışa razılar..

Bugün hala kendini toplumun sahibi görenler pervasızlık içinde kırmızı çizgiler açıklıyor; ayaklarının altından kayan zeminin farkında değiller.

Ne dünyadaki değişimi okuyabiliyorlar, ne toplumdaki değişimin ve taleplerin farkındalar.

Artık Yetti!!!

<ı>

<ı>

<ı>

<ı>ANADOLU

<ı>

<ı>Beşikler vermişim Nuh'a

<ı>Salıncaklar, hamaklar

<ı>Havva Anan dünkü çocuk sayılır

<ı>Anadoluyum ben

<ı>Tanıyor musun?

<ı>

<ı>Utanırım

<ı>Utanırım fukaralıktan

<ı>Ele, güne karşı çıplak...

<ı>Üşür fidelerim

<ı>Harmanım kesat.

<ı>Kardeşliğin, çalışmanın

<ı>Beraberliğin

<ı>Atom güllerinin katmer açtığı

<ı>Şairlerin, bilginlerin dünyalarında

<ı>Kalmışım bir başıma

<ı>Bir başıma ve uzak.

<ı>Biliyor musun?

<ı>

<ı>Binlerce yıl sağılmışım

<ı>Korkunç atlılarıyla parçalamışlar

<ı>Nazlı, seher-sabah uykularımı

<ı>Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar

<ı>Haraç salmışlar üstüme.

<ı>Ne İskender takmışım

<ı>Ne şah, ne sultan

<ı>Göçüp gitmişler, gölgesiz!

<ı>Selam etmişim dostuma

<ı>Ve dayatmışım...

<ı>Görüyor musun?

<ı>

<ı>Nasıl severim bir bilsen.

<ı>Köroğlu'yu

<ı>Karayılanı

<ı>Meçhul Askeri...

<ı>Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini.

<ı>Sonra kalem yazmaz

<ı>Bir nice sevda...

<ı>Bir bilsen

<ı>Onlar beni nasıl severdi.

<ı>Bir bilsen, Urfa'da kurşun atanı

<ı>Minareden, barikattan

<ı>Selvi dalından

<ı>Ölüme nasıl gülerdi.

<ı>Bilmeni mutlak isterim

<ı>Duyuyor musun?

<ı>

<ı>Öyle yıkma kendini

<ı>Öyle mahzun, öyle garip...

<ı>Nerede olursan ol

<ı>İçerde, dışarda, derste, sırada

<ı>Yürü üstüne - üstüne

<ı>Tükür yüzüne celladın

<ı>Fırsatçının, fesatçının, hayının...

<ı>Dayan kitap ile

<ı>Dayan iş ile.

<ı>Tırnak ile, diş ile

<ı>Umut ile, sevda ile, düş ile

<ı>Dayan rüsva etme beni.

<ı>

<ı>Gör, nasıl yeniden yaratılırım

<ı>Namuslu, genç ellerinle.

<ı>Kızlarım

<ı>Oğullarım var gelecekte

<ı>Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.

<ı>Kaç bin yıllık hasretimin koncası

<ı>Gözlerinden

<ı>Gözlerinden öperim

<ı>Bir umudum sende

<ı>Anlıyor musun?

<ı>

<ı>Ahmet Arif

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara