10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününde 97 gazeteci hapiste

‘Yargı canavarını AKP yarattı’

Çalışan Gazeteciler Günü’nde 97 gazeteci hapiste. Tutuklu Gazete’nin İkinci Sayısı Yayınlandı

Burdur’da gazetecilerle ÇYDD kahvaltıda, MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Saatçı ile Burdur Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya yemekte buluştu. Başkan Akkaya ve Vali Tapsız 10 Ocak mesajı yayınladı.

Tarhan, ülkede terör estiren “yargı canavarı”nı AKP’nin yarattığını söyledi. Tarhan, önümüzdeki dönemin toplumunu yaratmak için yargıyı kullanarak düzenleme yaptığını belirtti.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlanıyor. Ülke çapında 97 gazetecinin “terörist”, “Ergenekoncu” vs. suçlamalarla sırf gazetecilik görevlerini yaptıkları için hapiste olduğu 10 Ocak Gazeteciler Günü münasebetiyle Vali Tapsız ve Başkan Akkaya birer mesaj yayınladı. Gazetecileri ayrıca Gazeteciler Günü’nde ÇYDD Burdur Şubesi, Başkan Akaya ve Rektör Saatçı hatırlayarak kahvaltı ve yemekte bir araya geldiler.

Bugün, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Tüm yetkililer şöyle başlayan mesajlar yayınladılar: Gazeteciler, “halkın haber alma hak ve özgürlüğü”nün gereğini yerine getiriler. Gazetecilik, “kutsal bir meslek”tir. Basın, “demokrasilerde vazgeçilmez bir unsur”dur. Gazetecilerin görevlerini yapabilmeleri için “özgür ortam” oluşturulmalıdır vs.

Bu sözlerin söylendiği koşulları ise yabancı bir devlet operasyonuyla Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un tutuklandığı, ilki 24 Temmuz 2011 tarihinde çıkan ve sadece Silivri’de tutuklu bulunan mahpus gazetecilerin yayınladığı simsiyah harflerle yazılmış Tutuklu Gazete Gazetesi’nin ikinci sayısının bugün yayınlandığı, hapishanedeki gazeteci sayısının 97’ye tırmandığı koşullardır.

CHP TBMM Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Meclis’te yaptığı basın açıklamasında, gazetecilerin “sadece görevlerini yapmak”tan hapis yattıklarını belirterek, AKP Hükümeti’nin “yargı canavarı”nı yarattığını belirtti.

CHP TBMM Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, AKP’nin kendi toplumunu yarattığını vurguladı.

‘Kendi toplumunu yaratıyor’

Gazetecilerin “sadece görevlerini yaptıkları”ndan hapis yattıklarını söyleyen CHP TBMM Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, “aydınlar düşüncelerini açıkladıkları için, ülkeleri için doğru düşündükleri için Silivri’deler” dedi. Tarhan konuşmasına şöyle devam etti: “Hepsi siyasi tutukludur. AKP kendine uygun bir toplum yaratma peşinde. Nasıl Uğur Mumcu öldürülerek aydınları düzene sokmak istedilerse şimdi yapılan da bunun devamı niteliğinde bir toplum mühendisliğidir.”

‘Özel yetkili terörü’

Tarhan, AKP’nin 12 Eylül Halkoylamasını müteakiben “HSYK üzerinden kontrol altına alarak dönüştürdüğü ve politikleştirdiği yargı”nın “kontrolden çıkmış bir şekilde hareket ettiği”ni, bütün toplum kesimlerinin “özel yetkili yargı terörü”nden rahatsız olduğunu, “”bu “yargı canavarı”nı AKP’nin yarattığını belirterek “biz zamanında gerekli uyarıları yaptık ama ne yazık ki etkili olamadık, sonuç da böyle oldu” dedi.

‘Yüksek yargı yetmiyor’

“12 Eylül Referandumu sonrasında yüksek yargıyı tamamen ele geçirdiler. Ancak bu da onlara yetmiyor.”Diyen Tarhan, “148. maddede yaptıkları ve onaylattıkları değişiklikle Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının kendi atadıkları anayasa mahkemesinde yargılanmasını öngördüler. Ancak anlaşılan anayasa mahkemesine bile güvenmeyip özel yetkili mahkemelerde yargılamayı tercih ederek bu kendi yaptıkları anayasa değişikliğine bile uymama iradesini sergilemektedirler.” Şeklinde konuştu.

‘Anayasa masasının ayakları sallanıyor’

Tarhan, “peki, bu zihniyet bize yeni ve demokratik bir anayasa yapacak ha!” şeklinde değerlendirmede bulunarak, “mevcut anayasaya, kendi yaptıkları maddelere bile uymayanların bunu yapacaklarına inanmamızı mı bekliyorlar” diye sorguladı. Tarhan şöyle devam etti: “Arabuluculuk, devlet sırrı ve terörün finansmanının önlenmesi adlı yasalarla da kendi yargıları ile kendileri için yarattıkları koruma alanını genişleterek, gerektiğinde yargıyı da baypas edip, yeni koruma alanları peşindeler. Bu AKP’ye duyulan güvensizliği derinleştirmektedir. Bu koşullarda anayasa masasının da ayakları sallanıyor.”

‘Faşizme karşı ortak mücadele’

AKP Hükümetinin derdinin ülkeyi hukuk devleti değil, parti devleti yapmak olduğunun altını çizen Tarhan, “hatta bu yaşadıklarımız tipik parti devleti uygulamaları. Bu konuda önemli mesafe aldıkları da bir gerçek. Bu durumu ortadan kaldırmak için toplumun bütün kesimleri ortak hareket etmelidir. Özellikle gençlerin kurucu değerleri dinamitleyip, bir uydu, bir parti devleti yaratan bu iktidarın zulmüne karşı direnme ve itiraz hakkını her platformda dile getirerek, bu uygulamalara alışmayacağını göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Macaristan örneği yüzde 53 ile gelen bir iktidarın nasıl keskin bir parti devletine dönüştüğünü gösteriyor” diyerek sözlerine, “Türkiye’de ondan geri kalamayarak hızla faşizme yuvarlanmaktadır. Tüm demokratik güçler bunun farkında olmalı, yarın çok geç olabilir.” Şeklinde son verdi.  

Vali Tapsız’ın mesajı şöyle:

Gazetecilik, kamuoyunu bilgilendirmek adına hiçbir fedakârlıktan çekinmeden, doğru haber verme, tarafsızlık, objektiflik ile özel hayata ve kişilik haklarına saygı gibi önemli temel değerleri de içerisinde bulundurarak icra edilmesi gereken kutsal bir meslektir.

Demokrasilerde vazgeçilmez bir unsur olarak görülen basın; Ülkemizin geleceği ve milletimizin menfaatleri doğrultusunda, ilkeli ve tarafsız bir şekilde çalışarak halkın haber alma hakkını sağlayan ve toplumun genel talep ile görüşlerini kamuoyuna yansıtma görevini üstlenen önemli bir kurumdur. Gelişen olaylar çerçevesinde haber yapan gazeteciler ise bölge, ülke ve dünya gündemini belirlemede büyük rol oynamaktadır. Bu açıdan gazetecilerin yaptıkları haber ve değerlendirmeler ile toplumu doğru bilgilendirme sorumlulukları da bulunmaktadır.

Gazeteci görevini yaparken; adeta kişi, kurum ve olaylara ayna tutan bir kesinlikle olayları aksettirebilmeli ve tarafsız olmalıdır. Bu basın ilkeleri gereği üstlenilmesi gereken bir sorumluluktur. Unutulmamalıdır ki; insanlar basından okudukları ve öğrendikleri haber ve yorumlar doğrultusunda gündemi takip ederken, olaylar hakkında bilgi sahibi olmaktadır.

Gazetecilerin bu sorumluluklarının yanında, mesleklerini doğru icra edebilmeleri için gereken bazı yasal düzenlemeler süreç içerisinde gerçekleştirilmiştir. 10 Ocak 1961 tarihinde yürürlüğe giren 212 sayılı yasa ile gazetecilerin görevlerini özgürce yapabilmeleri adına uygun ortam oluşturulmaya gayret edilmiştir.

Günümüzde basının toplumsal işlevi son derece etkin ve aktif bir karakteristiğe bürünmüştür. Bireyin haber alma özgürlüğüne hizmet ederek günlük hayatın ayrılmaz bir parçası olan basın, doğrudan bireysel algılara tesir edebildiğinden, objektif, tutarlı ve kamu yararını gözeten bir hizmet anlayışıyla gerçekleştirilmesi de önem arz etmektedir.

Basının demokratik hak ve özgürlükler çerçevesinde ifa ettiği bu hizmet, zorlukları nedeniyle her türlü takdiri hak etmektedir. Bu bağlamda basın yayın organları içerisinde çalışan muhabirinden, sayfa sekreterine, yazarlarından ve matbaasında çalışan tüm gazetecilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutlar, yaşamlarında başarılar dilerim.  

Başkan Akkaya’nın mesajı:

Burdur Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Akkaya mesajında şu görüşlere yer verdi ;            

Basın kuruluşlarında görev yapan gazeteciler, kamuoyunun çıkarlarını göz önünde bulundurarak halkın doğru haber alma özgürlüğü yolunda hizmet etmek gibi büyük bir görevi üstlenmiş durumdadır. Burdur'da görev yapan gazeteci arkadaşlarımızın bu görevi başarıyla sürdüklerine olan inancım tamdır.          

Bu vesileyle; Basın Meslek İlkeleri doğrultusunda ilkeli, tarafsız, sorumlu ve bilinçli gazetecilik anlayışıyla yayın yapan tüm basın çalışanlarımızın Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.

Burdur Milletvekili Dr. Hasan Hami Yıldırım’ın mesajı:

Ak Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Burdur Milletvekili Dr. Hasan Hami Yıldırım, Çalışan Gazeteciler Günü dolayısı ile bir mesaj yayınladı.

Milletvekili Dr. Hasan Hami Yıldırım, Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, basın ve medyanın, özgürlükçü ve çoğulcu demokrasinin vazgeçilmez kurumları olduğunu belirterek;

"İletişim teknolojisinde yaşanan hızlı gelişmelere paralel olarak 'katılımcı demokrasi' de yepyeni bir boyut kazanmıştır. Yazılı ve görsel medya tanımına ek olarak 'sosyal medya', 'internet medyası' gibi kavramlar da geliştirilmiştir.

Unutulmamalıdır ki; vicdanın sesi olmak gibi ağır sorumluluğu olan, gazetecilerimizin mesleklerini icra ederken; temel hak ve özgürlüklere saygılı, evrensel hukuk kurallarına riayet eden, özel hayatın mahremiyetinin farkında olan, tarafsız, ilkeli, dürüst, şeffaf, soruşturmacı bir gazetecilik yapmaları önemlidir.

Ekonomik, sosyal ve mesleki konularda geniş olanaklara sahip olması gerektiğini düşündüğümüz gazetecilerin görevlerindeki başarıları bu imkânların iyileşmesine bağlı olarak artacaktır. Bu kapsamda yapılan iyileştirmelerin en önemlilerinden birisi gazetecilerin mesleklerini daha uygun koşullarda icra etmelerini sağlamaya yönelik düzenlemeleri de içeren ve 2004 yılında TBMM'de kabul edilen 5187 sayılı Basın Kanunudur.

Bu vesile ile yaz-kış, gece -gündüz demeden hatta zaman zaman canlarını tehlikelere atarak çalışan, bir çok sıkıntıya göğüs geren bütün Gazetecilerimizin, Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.” dedi.