- Kategori
- Siyaset
11 yılda neler öğrendik
Görsel: www.hyahya.org
*Teröristbaşının müzakere edilecek Sn. Zat, Genelkurmay başkanının terörist olabildiğini öğrendik.
*“Birkaç Mehmet öldü diye” meclisin toplanamayacağını öğrendik.
*Türkiye Cumhuriyet’ini kuran Türkiye halkına Türk milleti denemeyeceğini öğrendik.
*Her türlü milliyetçiliğin ayaklar altına alınıp çiğnenebileceğini öğrendik. (Kaleşinkoflu teröristlerhariç)!
*Andımızın her sabah çocuklarımıza okutulamayacak kadar ırkçı olduğunu öğrendik.
*Türk bayrakları ile meydanlara çıkanların dövülüp, sövülüp, bayrakları ile beraber gözaltına alınabileceğini, yargılanabileceğini, hatta mahkum olabileceğini öğrendik.
*PKK ve Öcalan posterleri ile meydanlara çıkanların aslında ne kadar sevecen, ne kadar barışsever, ne kadar yurtsever olduklarını da öğrendik. (Aksi takdirde destan yazan o polis onlara da gününü gösterir, TOMA’larla, gaz fişekleri ile ölümüne müdahale eder, başından çivilerdi değil mi? Meğer ne teröristsevermişiz de ülke olarak haberimiz yokmuş)!!!
*Her cuma bir ayet sallayıp “Bu Bakara iyi makara” diyen dindar bakanlarımızın olduğunu öğrendik.
*Doğuya gidip Barzani’nin ellerine, batıya gelip Türk bayrağına nasıl sarılınabildiğini öğrendik.
*Bir hafta öncesinde “NATO’nun ne işi var Libya’da” diyerek sıkı bir anti NATO’cu olunabildiğini öğrenirken, bir hafta sonrasında “NATO’nun Libya’nın Libyalılara ait olduğunu” tescil etmeye gelen onay makamı olduğunu öğrendik.
*11 yıldır beraber yürünür, beraber ıslanılırken aynı göğün altında, 11 yıl sonra bizi yönetenlerin aslında seçtiklerimiz değil de, ne idiğü belirsiz paralel bir yapı olduğunu öğrendik.
*Bu milletin …. koyanların devletin en üst makamlarında görev yapanlarla iş tutabildiğini, ayrıldığını, kayırıldığını, taltif ve takdir edilebildiğini öğrendik.
*Atalarından kalan topraklarda ektiği biçtiği ile yaşamaya, kendi yağı ile kavrulmaya çalışan anadolu kadınlarının meğer kendi topraklarında yaşayan işgalci olduğunu öğrendik. Dahası yerlerde sürüklenip, kelepçelenip, yargılanabildiğini öğrendik.
*Birkaç ay öncesinde yatlarda katlarda ağırlanan bir ülke başkanının bir müddet süre sonra nasıl bir insan kasabı, nasıl bir zalim, nasıl bir diktatör olabildiğini öğrendik. (Ya bizi komple doğrasa, ya hepimizi kimyasal silahlarla öldürseydi… Kim verecekti bunun hesabını? Hangi milyar dolarlık bütçeyle doyurulan danışman kadrosu, hangi koruma ordusu, hangi istihbarat, hangi emniyet? Canımızı, kanımızı, varlığımızı emanet ettiğimiz bir ülkenin başbakanı veya istihbarat örgütü bu kadar öngörüsüz olabilir mi? Allah’a emanet yaşıyormuşuz da haberimiz yokmuş)!
Öğrendiğimiz mi çok öğreneceğimiz mi bilmem ama yazımı içinden çıktığı hareketin, Saadet Partisi Lideri eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın bundan yıllar once kendisi için yaptığı ve “Tayyip daha dünkü çocuk” dediği (M.Özdoğan Günlükleri, s.314,2004) Erbakan tespiti ile bitireceğim. Bu müthiş öngörüye hayran olunmaz mı? Buyrun siz karar verin.
Tayyip daha dünkü çocuk
AKLİ melaikelerini yitirmiş bu Siyonist goygoycu tenekeciler, vakti gelince İsrail’in desteğini kaybedince Cemaat tarafından bitirilmiş gösterilecek, kendi kendilerini yiyecekler. Bu da umum-i tedrishaneler (!) yüzünden (yeni adıyla dershaneler!) vuku bulacak. Be hey dünkü çocuk!”
31 Mart sabahı daha mutlu, daha huzurlu, daha mavi bir gökyüzüne uyanabilmek dileği ile… Hepinizi seviyorum. Hainler hariç!