Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '07

 
Kategori
Anılar
 

12 Eylül 1980.. Beş kala, on geçe

Ankara' ya geliş

1960 yılında Kars’tan Ankara’ya dört kişilik bir aile olarak gelmişiz..

Babam, annem, ablam ve ben.

Babam o zamanlar ihtilal günleri olduğu için Kayseri’de trenin dört gün bekletildiğini anlatırdı.

Annemin amcasının kızı olan Hacer teyzemin ve kocası Kurban eniştenin öncülüklerinde Seyranbağları’ndaki Kurudere Mahallesine yerleşmişiz. Hayriye teyzenin evinde 40 lira kira ile oturduğumuz zamandan sonraki dönemleri hatırlıyorum. Yani ilk okula kaydoluşum ve daha sonraki dönemleri.

Daha sonra Umut Mahallesinde çocukluk ve gençlik arkadaşlarım ile komşularımız olacak olanlarda burada oturuyorlardı.

Kız kardeşim Güler ve Kardeşim Servet’te bu mahallede doğdular. Servet’in doğumu ilginçtir, 23 Nisan kutlamaları için okula gitmiştik döndüğümüzde onun doğduğunu öğrendik.

Babam Ulus Bent Deresi’nde Kurban eniştelerin kahvesinde garson olarak çalışıyordu.

Annem evlere temizliğe gitmeye ta o zaman başlamıştı.

Anne tarafım eski Demokrat Partiden beri Adalet Partili, babamlarda CHP’li imişler. 1960 ihtilalinin etkileri geçip yeniden demokrasiye geçtikten sonra babam ve annem iş bulmaları için önce Kars AP milletvekili Latif Aküzüm’ün yanına gitmişler. İş istemişler.

Aldıkları cevap;

“Siz işçi alan bir kuruluşu bulun, oraya yerleşmenize yardımcı olurum.”

Babam hep gülerek alaycı bir tavırla:

“Yahu işçi alacak bir yeri bulsak biz zaten işe gireriz.” Diye rahmetli Latif Aküzüm’ü[1] kınar ve annemi alıp Sırrı Atalay’a gittiklerini birazda gururla anlatırdı.

Çünkü Babam ve Rahmetli Atalay CHP’liydiler.

Sırrı Atalay annemle babamı, ikisini birden Atatürk Orman Çiftliği’ndeki Tekel Bira Fabrikasına hemen yerleştirebileceğini söylemiş.

Fakat annem Ankara’ya gelmeden önce babamın Kars’ta da içtiğini bildiğinden “İçer ortalığa düşer bizi rezil eder” korkusu ile hayatının hatasını yapmış ve o işe girmelerine şiddetle karşı çıkmış.

Ne gariptir ki babam içkiye alışır diye gidemediği Bira fabrikası işinden olmuş. Fakat ömrünün sonuna kadar içki içmişti.

Sevgili babam ömrünün sonuna kadar Seyranbağları’nda (Kurudere ve Umut Mahallesi) yaşadı.

Sevilen (kendi tabiri ile ) ‘’Kimsenin tavuğuna kışt dememiş.’’ İyi çay, iyi garsonluk yapan, çok efendi, çelebi, şakacı, şimdiki modern meddahlığı çok iyi beceren . İlginçtir özellikle yaşlılık döneminde Usta Tiyatro sanatçısı Nejat Uygur’a çok benzeyen bir adamdı.

Sevgili annem, babam vefat ettikten sonra ömrünün son zamanlarındaki kısa süreli Sincan‘a yerleşmelerini saymazsak oda aşağı yukarı bütün ömrünü Seyranbağları’nda geçirdi. Çok namuslu, fedakar, emektar ve çok yiğit bir kadındı.

Annemin yiğitliklerine ilerde çok rastlayacağız.

Sevgili annem ve babam.

Onları çok özlüyorum.

(devam edecek)

-

[1] Burada rahmetli Latif Aküzüm’e haksızlık etmeyelim. Bir çok Kars’lı ondan ve (Çok sonraları ANAP’ta milletvekilliği ve Bakanlık yapmış olan oğlu) İlhan Aküzüm’den çok iyilikler görmüşlerdir.

 
Toplam blog
: 243
: 760
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

1957 Kars doğumluyum. Emekliyim. Gazi Üniversitesi İİBF İşletme bölümü ön lisans mezunuyum. Yazı ..