Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '08

 
Kategori
Sinema
 

120 ya da tarihle yüzleşmek..

120 ya da tarihle yüzleşmek..
 

Bugün 120'yi izledim...

Filmin isminin Perslere karşı Romalı kahramanlığını işleyen 300 filminden mülhem olduğunu düşündüm öncelikle...

Orijinal bir hikaye... Ama böyle güzel bir hikaye, sinema diline aktarılırken keşke daha bir özen gösterilseydi.

Filmin prodöksiyonu zayıf kalmış... Artık yabancıların bilgisayar animasyonlarıyla hayallerimizin erişemeyeceği şeyleri beyaz perdeye aktardığı bir zamanda, yerli filmlerinde seyircisini cezbetmesi için, sinema teknolojisini alabildiğine kullanması gerektiğini düşünüyorum.

Kültür Bakanlığı desteklik film de, bir parça "resmi" yüz de kendini gösteriyor...

Her şeye rağmen seyredilir bir film olmuş 120...

İyi işlenmemiş bile olsa, damak tadı bırakıyor insanda...


Biz, tarihiyle yüzleşemeyen bir milletiz.Tarihimizin nice acı gerçekleri, bildik "hamaset edebiyatı" içerisinde kaybolur gider.

Tarihi olaylar hep yüksek perdeden, "insan tekine" indirgenmeksizin verilir.Bizim alışılagelmiş tarihi filmlerimizde genel olarak "birey" yoktur.

Vatan, millet, bayrak...söylemleri içerisinde insan kaybolur gider...

Bu genel yaklaşımı aşan istisnai örnekler de vardır kuşkusuz... Mesela, Tarık Buğra'nın eseri olan "Küçük Ağa" tarihi olayları, insana indirgeyerek, backraund olarak yansıtan bir romandır. Televizyon dizisi olarak çekildiğinde de, kabaca da olsa, eserin bu dokusu korunmuştu...

120 Filminin bir dikkate değer yönü varsa, o da işte bu...

Yani, tarihle "yüzleşme" arzusu taşıyor olması... Bu arzu her ne kadar oldukça "çekingen" bir eda ile sunuluyorsa da, filmin "Paşa" sının ağzından, 1915 yılının facialara davet çıkaran hatalarını duymuş oluyoruz.

Osmanlı İmparatorluğu, I.Dünya harbine hazırlıksız yakalanmıştı. Daha doğrusu, zamanın Genelkurmay başkanı Enver Paşa'nın Alman hayranlığı, "enaniyeti" ile birleşince, facia kaçınılmaz hale gelmişti.

Adına sonradan "Kafkas Cephesi" denilen Doğu savaşlarında Sarıkamış felaketini bilmeyenimiz yok artık... Ama bunu bile itiraf etmemiz için, nerdeyse aradan yüz yıl geçmesi gerekti.

Ordu-millet olduğumuzdan mıdır, nedir, bizde "haki" elbise giymiş olanlara hesap sorulmaz... Onlar hatadan beridir, her zaman... Oysa "sivil" leri, olmadık bahanelerle yargılar ve asarız kolayca...

İşte 120 Filmi de Almanların vaadlerine kanan Enver Paşa'ların, zaten yorgun ve bitkin olan orduyu I. Dünya harbine sokması sonucu ortaya çıkan bir "dramı" dile getiriyor.

Rus taarruzlarına maruz kalan Erzurum kolordusuna, o sıralarda Taşnak komitacılarının tehditi altında bulunan Van'dan cephane yetiştirilmesi gerekiyor. Ancak bunu yapacak kimse yoktur elde... 120 çocuktan başka...

Film bu 120 çocuğun Van'dan Erzurum'a, yoğun kış şartları içerisinde cephane taşırken, dönüş yolunda "kırılmaları" nı işliyor.

Sonuç olarak, 120 çoçuktan geriye sadece 22 çocuk kalıyor...

Film'in bir özelliği de, "Ermeni meselesi" ne bakış açısı; Van Ermenileri topyekün "hain" olarak görülmüyor 120'de... Taşnak çeteleri ile masum Ermeni halkı birbirinden ayırt ediliyor...

Sonuç olarak, duygular derinliğine işlenmemiş olsa da, 120 seyircisine mesajını ulaştırıyor:

Zaferler kadar insanlar da önemlidir...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..