- Kategori
- Turizm
14 şubat: Benim doğum günüm

Evetttt Yaş 35... Dante gibi ortasındayım ömrün...
Aynaya baktım bu sabah.’’Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz’’dedim kendime şaşırmış bir biçimde.Ve o an düşman göründü yıllarca dost bildiğim aynalar...
Yıllar geçtikte nasıl da değişiyor insan.Hangi resmime baksam’’ben’’ değilim, tanıyamıyorum kendimi...
Yıllar akıp giderken çizgilerde bırakıyor izlerini...Çizgiler yaşanmışlıkların delilleri...
Ne kadar yaşadığımız değil önemli olan aslında, ne kadar nitelikli yaşadığımız, her ne kadarsa takdir edilen ömür...
Zamanı durdurmak mümkün değil.Akışına bıraksan da, değiştirmek için çabalasan da bir şekilde akıyor zaman... Değiştirmeye çalışmak incitiyor , akışına bırakmaksa yavaşlatıyor insanı...
‘’Hayat ‘’denen bu kısacık oyunda , bize biçilmiş rolleri oynayıp , zamanı gelince veda edip izleyiciye birer birer iniyoruz bu sahneden...
Oynadığımız sürece ne oynayacağımız rolü biz seçiyoruz ne de oynayacağımız rol arkadaşlarımızı...
İnişli , çıkışlı bir oyun hayat sahnesi.Kimi zaman sevdiğin bir roldesin kimi zamansa seninle ilgisi hiç ilgisi olamayan ve oynamak istemediğin bir rolde...
Kızsan da, kahrolsan da , ’’bunları hak etmiyorum’’desende elini kolunu bağlıyor senin...
Hep mutlu olmak istiyor insan, hep istediği gibi olsun , hiç üzülmesin istiyor.
Kendisi yönetmek , kontrol etmek istiyor hayatı ...Sonsuz olsun istiyor mutlulukları, sevinçleri... Mutsuz , acıklı bir hayat istemiyor. Kendi yazmak istiyor senaryosunu...
Ama olmuyor işte... Suyun akışını değiştiremiyor bazen...
Deneyimleri arttıkça, yaşlandıkça , hırsları bitiyor, acıya direnci artıyor, yavaşlıyor. Kaderine inanmaya , razı olmaya başlıyor.
Öyle ya da böyle; uğruna upuzun acılar çektiğimiz ve asla bitmesini istemediğimiz kısa bir öykü hayat...
Bugün 14 şubat... Ve benim doğum günüm...Tüm dünya doğumumu kutluyor. Benden mutlusu yok.