- Kategori
- Güncel
15 Temmuz'un 'two yüzlülerinin' 'tuuu yüzlerine'!

15 Temmuz Darbe Girişimi'nden önce Beyaz Saray'dan diyaloglar...
- Bay Başkan, Türkiye'de 'Bizim Çocuklar' yine harekete geçmişler.
- İyi iyi çok güzel. Sonunda 'Yaramaz Çocuk'tan kurtulacağız demek.
- Evet, tam da dediğiniz gibi.
- Bir aksilik olmasın, siz de her türlü desteği esirgemeden yapın. Ne bileyim, mesela İncirlik Üssü'nden lojistik destek sağlayabilirsiniz.
- Emredersiniz Bay Başkan!
15 Temmuz Darbe Girişimi'nden sonra Beyaz Saray'dan açıklama:
"Türkiye'nin demokratik yolla seçilmiş yönetimini koşulsuz destekliyoruz!"
*
Uçak düşürme gibi büyük bir olaydan sonra daha yeni barıştığı Putin bile Erdoğan'ı telefonla arayıp geçmiş olsun demişken...
Ezeli dost ve müttefik olduğundan bahisle hapşurduğunda bile Erdoğan'ı arayıp 'geçmiş olsun' dileğinde bulunan Bay Başkan, bu defa Erdoğan'ın tankla çarpışıp ölümcül bir trafik kazası geçirmesine rağmen, neden hala onu telofonla aramamış olabilir?!!!
Acaba arayacak yüzü mü kalmamıştır?
Ama biz yine de 'tuuu yüzüne' diyoruz.
***
Belli başlı Batı medya organlarının özgür basın, özgürlükler ve demokrasi konusunda ne kadar hassas olduklarını ve sırf bu hassasiyetleri(!) sebebiyle Erdoğan'ı eleştirdiklerini hep takip etmiş ve kanıksamıştık.
Şimdi de15 Temmuz gecesi aynı basından alıntıları görelim:
- Türkiye'de TSK yönetime el koydu!
- Türkiye'de asker, İslami diktatörleri yönetimden uzaklaştırdı. Emin olun bu adamlar iyi adamlar!
- Erdoğan izole edildi; artık Erdoğan adı söylenmeyecek!
- Erdoğan taraftarı küçük bir grup Taksim'e doğru yürüyüşe geçti!
- (Tankların üzerine çıkan sivillerin fotoğraflarını yorumlarken) Halk askere sevgi gösterilerinde bulunuyor!
- (Ortadoğu uzmanı diye konuşturulan biri, Erdoğan'ın Atatürk Havalimanı'na ineceğim açıklamasını 'ti'ye alarak) Haydi in bakalım, good luck! (Bitti, inmesi mümkün değil demek istiyor)
Neredeyse hepsi de Anayasa'yı askıya alacağını sözde bildirisinde açıkça yazmış olan bir darbe girişimini gayet normal ve hukuki bir olay olarak gördüler, alkışladılar ve bu hukuksuzluğun başarılı olması için adeta çırpındılar.
Seçimle gelen Erdoğan diktatördü de vatandaşının üzerine çekimeden mermi atan, demokrasinin kâbesi Meclis'i bombalayan bunlar özgürlük ve demokrasi savaşçıları mıydı?
Bu basın organları Mısır'da da aynı iki yüzlülüğü sergilemişlerdi.
Ama onların istekleri gerçekleşmedi, hevesleri kursaklarında kaldı, Türkiye'nin 'SİSİ'siyle tanışma şerefine nail olamadılar!
Özgür basın, özgürlükler ve demokrasi hassasiyetlerinin aslında gerçek amaçlarının bir kamuflajı olduğu bir kere daha tesçillendi.
Tuuu yüzlerinize!!!
***
Yine Amerika'nın Pensilvanya eyaletinde lüks bir malikâneden 16 Temmuz sabahı diyaloglar:
- Muhterem Hocaefendim, size çok kötü haberim var; maalesef bizim şakirtler başarılı olamadılar. 'Uzun Adam' hala yaşıyor. Yaşaması bir tarafa, bu olay sebebiyle daha da güçlendi. Yani 'Memati' olacak yerde 'Hayati' oldu.
- Vay mendeburlar, bi moku beceremediler, ellerine yüzlerine bulaştırdılar... Ben öyle mi öğretmiştim onlara...
- ...
Ağlamaklı bir sesle:
- Ben şimdi yüce efendi Bay Başkan'a ne cevap vereceğim? O kadar da garanti vermiştim. Ya şimdi bizi buradan kovmak zorunda kalırsa ne yapacağız?
Önce solo başlayan hıçkırıklar sonra koro ağlama seansine dönüşmüşken aniden bir telefonun sesi duyulur. Şakirtlerden biri telefona bakar ve az sonra telefonun ahizesini eliyle sıkıca kapatarak, "Bilmem ne Times gazetesinden bir muhabir arıyor. Sizinle görüşmek istiyor der ve telefonu Hocaefendi'ye uzatır.
- Türkiye'deki darbeyi sizin yaptırdığınız söyleniyor Bay Hoca, bu konuda ne diyeceksiniz?
- Haşa sümme haşa! Ben hasta ve düşkün zavallı bir ihtiyarım. Aha şu giydiğim ceketimden başka da bir şeyim yoktur. Bir göz odada hasırın üzerinde yatıp kalkan ahiretten başka bir şey düşünmeyen benim gibi bir sofi nasıl Türkiye'de darbe yaptıracak?
- Ama Bay Hoca, Türkiye'de neredeyse herkes buna inanıyor, sizin yaptırdığınızı...
- Valla Billa yalan... Ben o darbe yapan soysuzların birini bilem tanımam. Hiçbiriyle bir merhabam dahi olmamıştır. Hem benim darbelerden ne çektiğimi siz bilmezsiniz. Ben darbelere Erdoğan'dan daha çok karşıyım. Hatta en çok ben karşıyım.
- !!!???,...?
Not: Hocefendi hazretleri Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları ve yargılamalarını yürüten polis, savcı ve yargıçlar için de kelimesi kelimesine aynı ifadeleri söylemişti. Şartların değişmesinden sonra ise yurt dışına kaçmayı başarabilen bu polis, savcı va yargıçları malikanesinde ağırlamaktan geri durmamıştı!
*
Burada Hocaefendi'nin durumunu kısaca özetlemeliyiz. Sıfatından da anlaşılacağı gibi Hocaefendi bir din adamı ve vaizlikten emekli. Yani yıllarca cami minberlerinden İslamiyetin temel prensipleri olan doğruluktan, dürüstlükten bahsetmiş ve bunu yaparken de, doğruluk ve dürüstlüğün sembolü olan ve bu özelliği sebebiyle küçük yaşından itibaren kendisine 'Muhammed-ül Emin' denilen Hz Muhammed'ten örnekler vermiş olmalı. Kendi yaşantısı ise bu örneklerle taban tabana zıt. Demem o ki Hz Muhammed'in adını her anışında hıçkırıklara boğulması, gözlerinden oluk gibi yaşların boşalması bir samimiyetin ifadesi değil, Cem Yılmaz'ın bir reklam filminde baş parmağıyla işaret parmağını şakırdatarak dediği 'Tamamen Romantik'miş! Meğer o göz yaşları, her vaazinin sonunda, 'Himmet' adı altında toplanan paralarının daha da artması, insanların gaza gelerek; tek evi olanın evini, taksitle otomobil alanın da otomobilini satarak himmete yatırması içinmiş!
Onun için bu sözde Muhterem Hocaefendi'ye 'tuuu' demeden önce 'duble' sözcüğünü kullanmak zorundayım:
- Duble tuuu yüzüne!!!
***
Son olarak yurt içindeki bazı kişilere seslenmek istiyorum...
15 Temmuz darbe girişimcilerinin esas hedefinin hatta tek hedefinin Erdoğan olduğu ve darbecilerin telefon görüşmesinden sonra Erdoğan'ın yerini tespit etmeleriyle beraber anında 4 helikopteri havalandırmaları ve Erdoğan'ın 15 dakika önce ayrıldığı oteli bomba yağmuruna tutmaları ve oteli ablukaya alıp koruma polislerini öldürmeleriyle bu gerçeğin tesçillenmesine ve bu gerçeği kendilerinin de bilmelerine rağmen o kişiler:
"Bunun hepsi bir oyun. Erdoğan başkanlık sistemini getirebilmek için bu oyunu kendisi oynadı" diyebiliyorlar!
- Tuuu yüzlerinize!!!
Hasan Basri Özgen