Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ocak '19

 
Kategori
Eğitim
 

16 Yılda 15'inci Değişiklik Yolda

Hiçbir öğrencinin başladığı sistemle okulunu bitiremediği 16 yıllık AKP iktidarı döneminde eğitim sisteminde yapılan değişikliklerin 15’incisine hazırlanılıyor. 
 
Yeni düzenlemeyle lise son sınıfta ders işlenmeyecek, öğrenciler üniversite hazırlık için öğretmenler eşliğinde soru ve test çözecek (Sabah,21.12.2018)
 
Milli Eğitim Bakanlığı, ortaöğretimde ders saat ve programlarını belirlerken 'üniversite hazırlık' açılımı yaptı. Yeni düzenlemeye göre lise son sınıfta ders işlenmeyecek; öğrenciler, üniversite hazırlık için öğretmenler eşliğinde soru çözecek. Milli Eğitim Bakanlığı, ortaöğretim ders saat ve programlarını değiştirme kararı aldı. Zorunlu ders saatlerini azaltmanın yanı sıra 12'inci sınıfın da üniversiteye hazırlık yılı olarak belirlenmesi konusunda görüş birliğine varıldı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un talimatıyla devam eden ortaöğretim müfredat ve ders programı ile ilgili çalışmanın sonuna gelindi.
 
Ders sayısı azalacak 
Yeni çalışmaya göre ortaöğretimde öğrenciler Türkçe, matematik, tarih, din kültürü ve ahlak bilgisi zorunlu temel dersler olacak. Öğrencinin okuduğu okul türü ve ilgi alanına göre zorunlu derslerin sayısında artış planlanırken diğer derslerin seçmeli olması bekleniyor.
 
Tarih, din kültürü ve ahlak bilgisi; temel dersler de coğrafya, fizik, kimya, felsefe temel dersler değil mi? Hangi ölçüye göre bu derslerin zorunlu temel ders olarak aldığı, anlaşılamamıştır. Her okulda seçmeli ders sayısı aynı olacak mı,yoksa öğrenci,belli seçmeli derslere mi zorlanacak? Öğrencinin duygusal, devinimsel yönünü geliştirici resim, müzik eğitimine, seçmeli derslerde öncelik verilmeli ki güzel sanatlara karşı ilgisi oluşsun.
 
12.sınıfta öğretmenler eşliğinde soru çözülecek
Yeni programın en büyük değişimi ise Lise 3'üncü sınıfta müfredat tamamlanmış olacak. Öğrenciler lise son (12'nci sınıfta) üniversiteye hazırlık için okula gelecek. Öğretmenler eşliğinde üniversite sınavına uygun şekilde soru çözme, sınav konularındaki eksikliklerini giderme ile ilgili çalışacaklar.
 
Dershaneye gerek yok
MEB'in yeni açılımı ile öğrencilerin 12'nci sınıfta devamsızlık ve sahte rapor alma gibi girişimlerden kurtaracak. MEB ayrıca 12'nci sınıfta öğrencileri okul müfredatından muaf ederken aynı zamanda aileleri de dershane ya da kurs masrafından kurtaracak. Öğrenciler, dershane ya da kursta yaptıkları faaliyetlerin aynısını okulda ücretsiz yapma imkânı bulabilecek.
 
Öğrenciler, lise son sınıfta, üniversite sınavına hazırlandıkları için okuldan, okuldaki derslerinden uzaklaşıyor; fırsat bulan rapor alarak okula gitmiyor; dershaneyi yeğliyordu. Son sınıfta, öğretmenler eşliğinde üniversite sınavına uygun şekilde soru çözme, sınav konularındaki eksikliklerini giderme ile ilgili çalışmalar, yapmaları, ilk bakışta olumlu bir karar.
 
Aileleri, dershane ya da kurs masrafından kurtarılması, yerinde de okullar, sınava uygun şekilde soru çözmede, yeterli olacak mı? Öğretmenlerin bir bölümünün sınav alanında deneyimi olabilir; bu konuda deneyimi olmayan öğretmenlerin test tekniklerinde yetiştirilmesi için hizmet içi eğitime gereksinme duyulacağı düşüncesindeyim.
 
Eğitim sisteminde, sınav amaç durumuna gelmiştir. Dün de böyleydi, bugün de değişmedi. Dün, dershaneler sınavlara hazırlıyordu; bundan böyle okullar, öğrencilerini sınavlara hazırlayacak. Ne var ki sınava hazırlama da birtakım bilgi, beceri ister. Ekonomik durumu iyi olan aileler, çocuklarının iyi bir üniversiteye hazırlayacak sınav deneyimli öğretmen arayışına girecek. Kimi öğretmen evleri, dershane gibi çalışacak. Özel dersler, çoğalacaktır.
Önemli olan sistemi, sınavdan kurtarmak. Öğrencinin yeteneklerine göre bir sistem geliştirmek. Bu da ilkokuldan sonra yapılmalı. Araştırmalar doğrultusunda, öğretmenin, velinin istemleri de değerlendirilerek öğrenciler yönlendirilmeli. 
 
Amaç, üniversiteye giriş olunca üniversite sınavına uygun şekilde soru çözmeye göre planlanıyor eğitim. Oysa İstatistiklere göre diplomalı işsiz sayısı 1,5 milyonu aştı. Bunların 295 bini iş bulma ümidi kalmadığı için iş aramıyor. (2.9.2017, Aydınlık)
 
16 yılda 15 değişikliğin çoğu, sınavlarla ilgili. Bu değişikliklerden öğrenci, öğretmen, yönetici, veli şaşkına döndü. Araştırmalar da en önemli görülen ilk dört kategori şunlar: “Sürekli değişen eğitim sistemi”, “ezberci eğitim”, “altyapı eksikliği” ve “öğretmenlerin yetiştirilmesi ve eğitimi sorunu” kategorileri için örnek ifadeler sunulmuştur.
 
Sürekli değişen eğitim, sistemi içinden çıkılmaz duruma getirmiştir. Sosyal, kültürel, ekonomik, politik sistemdeki gelişme ve değişmeler, kuşkusuz eğitimde de değişmeleri, gerektirir. Ne var ki değişim, pilot bölgeler seçilerek denenmeli, deneme sonuçları, değerlendirme raporlarına göre uygun görülürse yurt düzeyine yaygınlaştırılmalı. Geçmişte, deneme lisesi, fen lisesi, Anadolu lisesi uygulaması var. Bugünkü Anadolu liselerinden farklı yapısı olan okullardı. Öğretmenler, seçilerek bu okullara atanır. Yabancı dillerini geliştirmek için yurt dışına gönderilirdi. Öğrenciler de Türkçe, matematik, fen bilgisi derslerinden başarılı olanlardan seçilirdi.
 
Eğitim koşullarının iyileştirilebilmesi için eğitime ayrılan pay artırılmalıdır. Öğretmenin insanca yaşayabileceği, kafasında sadece eğitim, öğretim, bilim sorunlarının bulunduğu bir yaşam standardı oluşturulmalı. Öğrencilerin sınıflarda tıkış tıkış oturtulmadığı, eğitim ortamları olmalı. 
Farklı bireysel özelliklerin olduğunu düşünen, öğrencinin ilgi ve öğrenme gücünü harekete geçirecek çağdaş, bilimsel, laik, demokratik bir eğitim modeli ortaya konulmalı. Sorgulama, düşünme, irdeleme eğitimin bir numaralı hedefi haline getirilmelidir. İlgiye, kuşku ve araştırmaya dayanan eğitim modelini uygulama alanına koymalı. Böylece öğrencinin kendi öğrenme yapısına uygun bir öğrenme modelini, kendi gereksinmelerini kendisinin keşfetmesine fırsat veren bir ortamda öğrenciye sunabilmenin yolları araştırılmalıdır. Eğitimcinin kesinlikle öğretme konumunda kalmayacağı bu yeni modelde öğretmen, ayrıca ders arkadaşı özelliği kazanıp, üreticiliği, yenilikçiliği, araştırıcılığı ve sevgisi ile öğrencilere rehber de olacaktır.
Ancak bu şekilde eğitimle, öğrenci sorunlarını çözebilecek yetkinliğe, nitelikli bireye dönüşür ve toplumsal kalkınma gerçekleşir.
 
 
 
Toplam blog
: 391
: 2555
Kayıt tarihi
: 04.12.12
 
 

Hüseyin BAŞDOĞAN, 1942'de Malatya- Arapgir'de doğdu.Arapgir Ortaokulunu, Diyarbakır Öğretmen Okul..