18 numaralı bilet; Aşkın 500 günü

18 numaralı biletimin sahibi olan film; 500 days of summer Afiş yazısı dikkat çekiciydi. Oğlan kızı görür, oğlan aşık olur. Kız olmaz. Belki de tüm karşılıksız aşklara ve aşıklarına bir ağıt niteliğinde. Filmlerde gördüğümüz böyle tesadüflerle gelen büyük aşklar’ın mutlu sonlarının aslında böyle olmadığını büyük bir yalan olduğunu göstermektedir bu film. Çünkü hayat böyle değildir. Bugüne kadar izlemiş olduğumun en iyisi, romantik- komedi türünde.

**

Bir ilişkinin 500 günü aslında pek de kronolojik olmayan bir sırayla anlatılıyor. Bağlanma korkusu olanlara gönderme yapıyor film ve aşka inanmayan iki insanın bakışlarından ve sessizliklerinden anlatmaya çalıştığı bir duygudur. Yada duygu Yanılsaması’dır Ana karakterde Tom hansen posta kartları basan bir firmada çalışıyor. Tom Hansen, hayatından tamamen çıktığına emin olduğu zaman Summer Finn ile tanıştığı ilk günü hatırlar. Tom, kıza ilk gördüğü anda aşık olur. Hayatının geri kalan kısmını bu kızla birlikte geçirmesi gerektiğini biliyordur.

Ne var ki Summer ne aşka ne ilişkilere inanmamaktadır. Buna rağmen aralarında arkadaşlıktan öte farklı bir ilişki başlar. Birlikte geçirecekleri günler sıradışı, eğlenceli ve komik bir hikayeye tanıklık edecektir. Aslında ‘’ben seni arkadaş olarak görüyorum’’ durumunu klişenin dışında anlatır. Gerçekler ve beklentiler acımasızca vurur yüzünüze. Beklediğiniz bir son yoktur, bu filmde. Ve dikkat ederseniz izlerken yer yer ‘’fight club’’den sahneler gelir gözünüzün önüne. Malum Tom’un isyanları, dibe vuruşları karakterinin fight club’teki edwart norton’a benzemesi. Ayrıntıları dikkatli izlediğinizde bu sahneleri hatırlayacaksınız eminim. Ve filmin müzikleri harika. Soundtrackler doyurucu, kaliteli.

**

Summer’ın her şeyi bir cümlede özetlediği diyalog;

-Bir sabah uyandığımda biliyordum.

- neyi biliyordun?

- seninleyken asla emin olamadığım şeyi.