2013 Nobel Barış Ödülü Türkiye Cumhuriyeti'nin olmalıdır!..

Nobel Barış Komitesi ‘2012 Nobel Barış Ödülü’nü altmış yılı aşkın bir süredir Avrupa’da barış, uzlaşma, demokrasi ve insan haklarının gelişimine yaptığı katkılardan dolayı ‘Avrupa Birliği’ne vermeye karar vermiştir.

2012 yılında Türkiye Cumhuriyeti( T.C.) çok büyük haksızlığa uğramıştır.

2012 Nobel Barış Ödülü’nü aynı yıl bugüne kadar 120.000 Suriyeli’yi 14 kampta ülkemizde misafir eden T.C. hak etmiştir.

Tüm Dünya devletlerine ve halklarına davranışı ile örnek olan T.C. Devleti ve halkları Suriyeli sığınmacıları misafir etme sürecinde kültürel ve sosyo-ekonomik özveride bulunmuşlardır. 

Ne yazık ki; Suriye sınırından atılan top mermileriyle beş vatandaşımızı kaybettik.

Ayrıca Suriye tarafından düşürülen savaş uçağımızda iki pilotumuz şehit düşmüştür.

Yöre halkının sosyo-ekonomik düzeni bozuldu. Çocuklarımız okullarından geri kaldılar.

Ayrıca, her 10 bin kişiye ayda ortalama 2.5 milyon $ masraf yapılmaktadır.

Sığınmacı sayısının giderek artması ve kış mevsimine girilmesi nedeniyle BM ve AB üyesi Devletlerinin de ‘İnsana Saygı’ anlamında ellerini taşın altına koymalarını ivedilikle öneriyorum. 

Avrupa Konseyi Parlamenterler Üyesi AK Parti Kayseri Milletvekili Pelin Gündeş BAKIR, ABD Kongresi’nde yaptığı sunumda “Büyük Devlet” olmanın gururu ile cesaretini toplayan T.C. Devleti tüm Dünyayı finansal desteğe çağırdı.

Nobel Barış Ödülü, barış, uzlaşma, demokrasi ve insan haklarının gelişimine yaptığı katkılardan dolayı seçilen bir ‘devlet adamı,’ ‘bilim adamı,’ ‘kanaat lideri’ ve ‘kurum/kuruluş’ veya ‘devletlere’ verilir.   

T.C. Başbakanı Recep Tayyip ERDOĞAN, bugüne kadar Suriye’de 15 Mart 2011’de yönetim karşıtı gösterilerle başlayan halk hareketi karşısında, önce ‘barışçıl’ çözüm yollarını denemiştir.

T.C. Devleti Nobel Barış Ödülü’nü 90 yıl önce 20 Kasım 1922’de Lozan’ın Mont Benon Gazinosu’nda toplanan Lozan Barış Antlaşması’nda hak etmiştir.

Mağrur İngiliz Lordu CURZON’dan sonra söz alan İsmet Paşa’nın(İNÖNÜ) sözlerini Milliyet Gazetesi Yazarı Mahmut SOYDAN şöyle yorumlamıştır:

“Bütün Ulusça arzuya değer ki barış olsun, Cihanda barışın kurulması hem Cihanın çıkarı hem de bizim çıkarımız gereğidir.”

T.C. ‘barışın’ temel harçlarını daha 90 yıl önce Lozan Barış Antlaşması’nda atmıştır.

T.C.’nin dış politikası, ‘Yurtta sulh, Cihanda sulh’ ilk kez Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından 20 Nisan 1931’de Seçim Beyannamesi’nde deklare edilmiştir.

Dünya çapında uzlaşma anlamına gelen Nobel Barış Ödülü’nün anlamına anlam katan Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ‘Yurtta sulh Cihanda sulh’ sözleri olmuştur.

Nobel Barış Ödülü ile savaş ve çatışma bölgesindeki çocukların desteklenmesi amacıyla  2012 ödülünün sahibi AB Komisyonu’na 930 bin Avro ödül verilmiştir.          

Diğer yandan, T.C. 2012 yılında küçük ölçekli bir ülke büyüklüğünde olan Suriyeli sığınmacılara insanı yardımı için öz kaynaklarından 500 milyon $ harcamıştır.

Günümüzde ‘Yurtta barış dünyada barış’ en geniş ve yaygın anlamı ile teknik bir deyim olan ‘kolektif güvenliği,’ ‘uluslararası barışın korunmasını’ ve ‘devamlılığını’ da ifade eder.

Dünya halklarına örnek bir ülke olan T.C. insanlığın gönlünde Nobel Barış Ödülü’ne hak kazanmıştır.

2013 Nobel Barış Ödülü Türkiye Cumhuriyeti’nin olmalıdır!..